İngiltere tarihinde kısaca “Royal Bastards” olarak bilinen Kraliyet Ailesi üyelerinin evlilikdışı/gayrimeşru çocukları ve torunları, tarih boyunca Mezopotamya devletlerinden Antik Mısır’a, Roma’dan günümüz modern devletlerine kadar her toplumda ve her devlette görülmüştür. Bu yazıda Sizlere İngiliz Kraliyet Ailelerinin gayrimeşru çocuklarını, “Royal Bastards”ları, yani “Kraliyet Piçleri” hakkına bilgi vereceğim.

İngiliz toplumunda Kral'ın gayrımeşru çocukları toplum nezdinde saygı görürler, babaları tarafından da Dük ve Kont gibi en üst seviyede çeşitli soyluluk ünvanlarıyla onurlandırılırlardı. Ancak gayrımeşru bir çocuğun doğal yollardan tahta çıkma şansı hiç yoktu. Taht elbette ki zorla da ele geçirilebilirdi. Bu durumun Britanya tarihindeki tek örneğini I.William'da görüyoruz. Bu "piç" çocukların anneleri çoğunlukla Kralın Metresi/King's Mistress veya Kraliyet Metresi/Royal Mistress olarak bilinirler ve bu "konumları" saray ahalisi ve dahi toplum tarafından da kabul görürdü. Sanırım bir tek kocaları buna pek rıza göstermezlerdi. Ancak onların da durumu kabullenmekten başka yapacak bir şeyleri olmazdı.

Krallar bu çocuklarını kendi kraliyet aileleri içine alamazlardı. Ancak onları asla reddetmezler, geleceklerini garanti altına alırlardı. Erkeklere soyluluk ünvanları yanında bol gelirli topraklar, kızlara da soylu eşler verilirdi. Soyisim olarak da "çocuğu" anlamındaki "Fitz" ile başlayan isimler tercih edilirdi. Mesela FitzRoy, Kral piçlerinde en çok kullanılan soyismiydi ve "Kralın çocuğu" anlamına gelirdi. II.Charles gayrımeşru çocukları için FitzCharles, Kral olmadan önce Clarence Dükü olan IV.William da FitzClarence soyismini seçmişti.

İngiltere tarihinde gayrimeşru çocuk sahibi olmak her dönemde çok yaygındı. Sakson Krallıkları döneminde nadir örnekler olarak rastlanan “Kraliyet Piçleri”nin sayısı, yüzyıllar geçip de devlet büyüyüp, güçlendikçe ve kralların egemenlik alanları arttıkça çoğalmış, özellikle 11.yy.dan sonra Normandiya (Fransa) kökenli Plantagenet hanedanının İngiltere’ye hakim olmasıyla sıradanlaşmıştı.

İşin ironik yanı, Britanya Adası’na Normandiyalılığı getiren ilk Kral olan I.William’ın lakabının resmen Bastard/Piç olmasıdır: Normandiya Dükü “Piç” William. (William The Bastard, Duke of Normandy). Belki de kendisinin hayatı boyunca “Kral’ın Piçi” olarak anılmasından mıdır, bilinmez, William’ın karısı Matilda’dan doğmuş 10 çocuğundan başka çocuğu yoktur. Dolayısıyla hayatı boyunca Piç lakabıyla yaşamış olan William bunu hiçbir çocuğuna miras bırakmamıştır.

Günümüz İngiliz toplumunda, bu "Royal Bastard"ların soyundan gelen onbinlerce insan yaşamaktadır. Hatta Kraliçe II.Elizabeth'in bile aile ağacında, büyük büyük büyük büyük .... dedesi olarak Kral II. Henry'nin gayrımeşru çocuklarından birisi bulunmaktadır.

Tarihe “ilk İngiliz Kralı” olarak geçmiş olan Aethelstain için de gayrimeşru olduğu iddiaları vardır. Babası ile annesinin evlenip evlenmediği tam kesinlik kazanmamıştır. Bir iddia da resmen evlendikleri, ancak daha sonradan bu evliliğin geçersiz sayıldığıdır. Bu sebeplerle “Aethelstain the Bastard” olarak da bilinir.

İngiliz tarihinin en meşhur piçi I.William’dır. Resmi lakabı “Piç” idi; William the Bastard. Normandiya Dükü I.Robert’ın “cariyesi”nden oğluydu. Annesi Herleva ile babası Robert hiç evlenmemişlerdi. Kardeşi Adelaide da kendisi gibiydi. Babasının başka çocuğu olmadığı ve Normandiya tahtına çıkabilecek meşru bir başka aday da bulunmadığı için, “gayrimeşru” olmasına rağmen babasının 1035’teki ölümünün ardından henüz 8 yaşındayken Normandiya Dükü oldu. İngiltere’ye kral olmasına kadar geçen 31 yıl boyunca lakabı “William the Bastard” idi. Britanya’yı “fethederek” İngiltere’ye kral olunca hayatının son 20 yılında “William the Conqueror” yani “Fatih William” olarak anıldı.

William ile ilgili ilginç bir not: Babası Normandiya Dükü I.Robert, 1035 yılında kutsal topraklara yaptığı hac yolculuğundan dönerken İznik’te hastalandı, öldü ve gömüldü. 40 yıl sonra, oğlu İngiltere Kralı William, Bizans İmparatoru I.Alexios Komnen’den izin alarak babasının mezarını Normandiya’ya taşımak istedi. Fakat heyet dönüş yolunda İtalya’dayken William ölünce heyettekiler artık cenazeyi taşımanın bir anlamı kalmadığını düşünüp Güney İtalya’da bir yere gömdüler.

“Piç” William arkasında her hangi bir gayrimeşru çocuk bırakmadı. Ancak oğullarından Kral I.Henry bu işin piri oldu ve İngiltere tarihinde en fazla gayrimeşru çocuğa sahip kral olarak tarihe geçti. Henry’nin birinci eşi Matilda’dan 3 çocuğu oldu. Ancak 2 oğlu kendisinden önce öldü. Kızı Matilda ise uzun yıllar yaşayıp Kutsal Roma İmparatoriçesi ve İngiltere Kraliçesi oldu. İkinci eşi Adeliza’dan ise hiç çocuğu olmadı. Dolayısıyla 35 yıl süren bu 2 meşru evliliğinden herhangi bir erkek varis bırakamadı. Ancak “sayıları bilinmeyen” metreslerinden 9 erkek, 15 de kız olmak üzere 24 gayrimeşru çocuğu oldu. Kızlarından 5’inin adı Matilda’dır.

I.Henry’nin ölümü sonrası tahta kimin çıkacağıyla ilgili çok ciddi bir kargaşa başladı. Bu dönem İngiliz tarihinde Anarşi Dönemi veya Birinci İç Savaş diye bilinir. Önce yeğeni Stephan kral oldu. Daha sonra kızı Matilda tahtı kuzeninin elinden almaya çalıştı. 1140-48 arasında hem Stephan hem de Matilda taht iddiasında bulundular. Ancak bu kargaşa dönemi Matilda’nın tahttan vazgeçmesi ve Normandiya’ya dönmesiyle son buldu.

Kral Stephan’ın 3 gayrimeşru çocuğu oldu. İçlerinden Gervase de Blois, Westminster Kilisesinde başrahipliğe kadar yükselmişti.

Stephan’dan sonra İngiliz tahtına çıkan II.Henry, I.Richard, John, IV.Edward, III.Richard ve VII.Henry’nin de gayrimeşru çocukları oldu. Ancak galiba hiç birisinin hikayesi, Tudor hanedanının ve belki de İngiltere’nin de en meşhur kralı olan ve 16.yy. Dünyası’na damgasını vuran VIII.Henry’nin evlilikleri ve çocukları kadar tarihçileri meşgul etmemiştir.

VIII.Henry’nin hem eşlerinden hem de metreslerinden pek çok çocuğu oldu. 3 eşinden sahip olduğu 3 çocuğu (VI.Edward, I.Mary, I.Elizabeth) kendisinden sonra İngiltere tahtına geçmeyi başardı ve 1547’den 1603’e kadar 56 yıl boyunca ülkeyi yönettiler.

Henry’nin ilk eşi Aragonlu Katherina’nın evliliklerinin ilk 10 yılında 6 hamileliği var. Üçü erkek üçü kız. Ancak bu çocuklardan 4 tanesi ölü doğuyor. Henry adını verdikleri ve doğar doğmaz Cornwall Dükü ilan edilen çocuk 2 aylıkken ölüyor. “Yaşamayı başarabilen” tek çocukları Mary oluyor.

Anne Boleyn de 3 yıllık evlilikte 3 çocuk doğuruyor. Ancak ilk çocukları Elizabeth dışında 2 “erkek” çocuk da erken hamilelikte düşüyor.

Metresi Elizabeth Blount’tan doğan Henry FitzRoy 17 yaşında hastalanıp ölmese belki taht için bile aday olabilirdi. Ayrıca diğer 6 metresinden de 6 illegal çocuğu vardı. Bunlarda iki tanesi, Catherine ve Henry Carey’in annesi Mary Boleyn’di. Yani Anne Boleyn’in kızkardeşi.

Metreslerinden Elizabeth Carew ise kralın yakın arkadaşı Sir Nicholas Carew’in eşiydi. Aynı zamanda da Anne Boleyn ve Catherine Howard’ın kuzeni, ayrıca Jane Seymour’un da uzaktan akrabası. Yani görüldüğü üzere VIII.Henry, Boleyn/Howard ailesinin tüm kadınlarına karşı bir ilgi duyuyordu.

Eşlerinden ve metreslerinden pek çok çocuğu olan, bu çocuklarından 3 tanesi İngiliz tahtına çıkan Henry’nin hiç torunu olmaması da ayrıca ilgi çekici bir durum. Hiçbir çocuğundan soyu devam etmedi. Böylece I.Elizabeth’in 1603 yılında ölmesiyle Tudor hanedanı da tarihe karışmış oldu.

I.Elizabeth’in ölümünden sonra tahta çıkan İskoç kökenli Stuart hanedanının ilk kralı olan I.James’in gayrimeşru çocuğu olmadı. Karısı Danimarkalı Anne’e tutkuyla bağlıydı. Evliliklerinden 7 çocukları oldu. Ancak bu çocukların 4 tanesi 1 yaşını göremeden öldü.

Babası I.James’in ölümünden sonra tahta çıkan I.Charles da aynen babası gibi eşine sadık bir erkekti. Karısı Henrietta Maria’dan 9 çocuk sahibi oldu. Herhangi bir gayrimeşru çocuğu bilinmez. Ama onun da çocuklarından 5’i yetişkinliğe ulaşamadan öldü.

Dedesi ve babasına hiç benzemeyen II.Charles, belki de Fransa’da geçirdiği yılların etkisiyle metresleri ve gayrimeşru çocukları ile anılan kralların başında gelir. Portekiz Kralı IV.John’un kızı “Braganzalı” Katherina ile olan evliliğinden hiç çocuğu olmuyor. Boşanması ve yeni bir eş alması yönündeki tavsiyeleri reddedip, ölene kadar karısıyla evli kalıyor. Ancak bu arada pek çok metres ediniyor. Adı bilinen 14 metresi var. Bunlardan 14 çocuğu olmuş. En meşhur metresi Kral’a 6 çocuk doğuran Barbara Villiers. Barbara’nın doğurduğu çocuklardan birisinin, Barbara FitzRoy’un, John Churchill’in kızı olduğu iddiası da her zaman dillendirilmiş. John Churchill de Barbara Villiers’in –kral dışındaki- pek çok sevgilisinden birisiymiş.

Barbara Villiers’in kuzeni Elizabeth Villiers de, II.Charles’ın yeğeni II.Mary’nin kocası III.William’ın metresi idi. B.Villiers’in kocası Sir Roger Palmer, karısı Kralın metresi olunca soyluluk ünvanları alarak yurtdışı görevlerle ülkeden uzaklaştırılmıştı. Birkaç yıl boyunca Italya, Fransa ve Venedik kontrolündeki Akdeniz adalarında Kralın temsilciliğini yaptı.

II.James de “fazla sayıda çocuğa sahip” İngiliz krallarından birisidir. 2 eşinden toplamda 20, birkaç metresinden de 10’dan fazla gayrımeşru çocuğu vardı. Katolik olduğu için tahttan indirildiğinde yerine büyük kızı Mary geçerek kocasıyla beraber, II.Mary ve III.William olarak ikili yönetim yaptılar. Mary’nin çocuğu olmadı. Bu sebeple önce II.Mary sonra da III.William ölünce, Mary’nin kız kardeşi Anne kraliçe oldu.

Kraliçe Anne, İngiliz tarihinin en bahtsız annelerinden birisidir. Kocası Danimarkalı Prensi George ile evli kaldığı 25 yıl boyunca 17 kez hamile kaldı. İlk hamileliği ile son hamileliği arasında 16 yıl bulunur! Yani 16 yılda 17 kere hamile kalmıştır! Bu cidden inanılmaz bir durum. Çünkü bu 16 yıl içindeki 1691, 1695 ve 1699’da doğum veya düşüğü yoktur. Yani aslında 13 yılda 17 doğum veya düşük yaşamıştır! Çocuk sahibi olabilmek için ne büyük bir çaba. Ancak şu tabloya bakınca insanın aklına “kaderlerinde çocuk sahibi olmak yokmuş” demekten başka bir şey gelmiyor.

17 hamileliğinden 7 tanesi düşük, 5 tanesi de ölü doğumla sonuçlanmış. Canlı doğan çocuklarından George sadece birkaç dakika yaşayabilmiş. İngiliz kaynakları “vaftiz için yeterliydi” yazmış. Mary sadece 2 saat yaşayabilmiş. Anne 10 aylıkken ölmüş. Bir diğer Mary 20 aylıkken ölmüş. Bebekliği atlatabilmiş tek çocuğu olan William ise 11 yaşında “sebebi bilinmeyen bir şekilde” ölmüş.

Kraliçe Anne öldüğünde yaşayan bir çocuğu, yani varisi yoktu. Bu sebeple 100 yıl önce olduğu gibi yine hanedan değişti. “Tahta çıkmaya en uygun akraba” kontenjanından, Hannover Elektörü George Augustus İngiltere’ye çağırılarak tahta geçmesi istendi. Böylece bugüne kadar devam eden hanedan başladı. George Augustus Almanya’dan gelirken karısı Sophia ile birlikte metresi Melusine von der Schulenburdg’u da Londra’ya getirdi. Hatta ona yaşamak için seçtiği Kensington sarayı’nda bir daire bile ayarladı. Bununla da yetinmedi metresi için yeni bir unvan yaratarak onu Kendal Düşesi yaptı.

I.George’un karısı Sophia’dan 2, metresi Melusine’den ise 3 çocuğu oldu. Kralın adı bilinen 3 metresi daha bilinir. Ancak onlardan çocukları olmamıştır.

IV.William “tarihsel anlamda bir kraliyet ünvanı (Royal Bastard) olarak” gayrımeşru çocuğu olan son İngiliz kralıdır. Meşru eşi olan Prenses Adelaide’dan 4 çöocuğu olmuştu. Ama dördü de ölü doğmuştu. William’ı “İngiliz tarihinin en bilinen fırtınalı aşk hikayelerinden birinin kahramanı” yapan kişi sevgilisi İrlandalı aktris Dorothea Jordan’dır. Dorothea’nin William’dan önce de pek çok sevgilisi olmuştu ve o ilişkilerinden de çocukları vardı. William’la yaşadığı ilişkiden de 10 çocuk sahibi oldu. Kraliyet ailesi bu ilişkiye en başta çok ses çıkarmadı. Çünkü Prens William’ın tahta çıkmasına hiç ihtimal verilmiyordu. Önce 1827 yılında bir büyük abisi Frederick öldü. Sonra da 1830 yılında tahttaki abisi Kral IV.George da çocuksuz ölünce, William hiç de beklemiyorken, hayli de ileri bir yaşta kendisini kral olarak buldu.

IV.William’ın öldüğünde 9 tane yetişkin çocuğu olmasına rağmen hepsi gayrımeşru olduğu için hiç birisi tahta çıkamadı. Bir küçük kardeşi Kent Dükü Edward’ın tek meşru çocuğu olan Prenses Victoria 1837 yılında kraliçe oldu. Victoria “Kraliyet Metresliği/Royal Mistress” ve “Kraliyet Piçliği/Royal Bastards” geleneğine son verdi. Sarayda bu tarz ilişkileri yasakladı. Ondan sonra gelen VII.Edward, V.George, VIII.Edward ve VI.George dönemlerinde “tarihsel anlamda anlaşıldığı şekliyle” bu tarz ilişkiler ve çocuk sahibi olma geleneği İngiliz kraliyetinde sonlandı.

Victoria’nın babası Kent Dükü Edward’ın metresleri yoktu. Ancak bekarlığında pek çok ilişki yaşamış, bunlardan bazılarından gayrımeşru çocuk sahibi de olmuştu. Gençliğinde uzun süre bulunduğu İtalya’daki sevgililerinin isimleri ve onlardan sahip olduğu çocukların kayıtları arşivlerde bulunabilir. Yani Victoria’nın da gayrımeşru kardeşleri vardı. Bu ilişkilerinden en uzun süreni Madame St.Lauren ile yaşadığı 28 yıllık ilişkisidir. Bu ilişkiden hiç çocuk sahibi olmamışlardır.

Prens Edward askeri görevle Kanada’ya gidince Madame St.Lauren de peşinden gitmiş ve 5 yıl boyunca orada beraber yaşamışlardır. Bu sebeple bazı Kanadalı aileler bu ilişkinin sonucu doğmuş fakat gizlenmiş kişilerin soyundan geldiklerini iddia ederler. Bu iddiacıların arasında en ilgi çeken kişi General William Fenwick Williams’dır. Pek çok kişi General Williams’ın Kent Dükü Edward’ın gayrımeşru çocuğu olduğunu ileri sürmüştür. Generalin kendisi bu iddiaları hiçbir zaman reddetmemiştir. General Williams bizim açımızdan önemli bir askerdir. Kırım Savaşı yıllarında Osmanlı ordusunda görev yapan İngiliz askerlerinden birisidir. Ferik rütbesiyle, Kırım Savaşı’nda Kars’ı savunan Osmanlı kuvvetlerinin komutanıdır.

9 çocuklu Victoria ve 13 çocuklu dedesi III.George, İngiliz kraliyet ailesinin son “çok çocuklu” monarkları olarak tarihteki yerlerini almışlardır. Victoria2nın oğlu VII.Edward’ın ve onun oğlu V.George’un altışar çocukları oldu. VIII.Edward’ın hiç çocuğu olmadı. VI.George’un 2 kızı, son monark II.Elizabeth’in de 3 oğlu ve 1 kızı bulunmaktadır.