BİLAL ACAR

LONDRA

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi hakkında kitap yazan İngiliz gazeteci Jonathan Rugman, ABD yönetiminin, Kaşıkçı cinayetini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğunu ortaya koyan istihbarat raporu üzerindeki gizliliği kaldırıp kamuoyuna sunmasını, içeriğinden daha "şaşırtıcı" bulduğunu, Selman'ın ABD için "bireysel olarak yaptırım uygulanamayacak kadar önemli biri" olduğunu söyledi.

Channel 4 kanalının BAFTA ödüllü muhabiri ve Kaşıkçı cinayetini konu alan "The Killing In The Consulate" (Konsoloslukta Cinayet) kitabının yazarı Rugman, ABD'nin yayımladığı Kaşıkçı raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Daha önce İstanbul ve Washington'da görev yapan Rugman, Selman'ı Kaşıkçı cinayetinin faili olarak gösteren raporu yayımlayan ABD Başkanı Joe Biden'ın seçim kampanyasında verdiği sözü yerine getirdiğini belirtti.

Rugman, Kaşıkçı cinayeti konusunda Biden'ın, Trump yönetiminden farklı tavır takındığını, ABD yönetiminin raporun üzerindeki gizliliği kaldırarak kamuoyuna sunmasının raporun içeriğinden daha çok şaşırtıcı olduğunu ifade etti.

"O ÇANTALARIN CESEDİ TAŞIDIĞINA İNANDIK"

Selman'ın hala bir mahkeme tarafından cinayetten sorumlu tutulmadığına dikkati çeken Rugman, suikast ekibindeki 21 kişiyi cezalandıran ABD'nin Selman'a karşı bir yaptırım uygulamamasının da pek çok insanı hayal kırıklığına uğrattığını aktardı.

İngiliz gazeteci, "Veliaht Prens, bireysel yaptırım uygulanamayacak kadar önemli. ABD yönetimi, Suudi Arabistan'ın gelecekteki kralı Prens Selman'la birlikte iş yapabilecekleri düşüncesiyle raporu dengelemeye çalıştı." değerlendirmesini yaptı.

Rugman, cinayete ilişkin delillerin ve bilgilerin açık şekilde ortaya konulduğuna işaret ederek, "Türk hükümeti konsoloslukta yaşananlara ilişkin bazı kayıtları sızdırmıştı. Konsolosluğa gelen ve İstanbul Havalimanında yürüyen cinayet ekibinin ve konsolosluğa taşınan çantaların fotoğraflarını gördük. O çantaların cesedi taşıdığına inandık. Neler olup bittiğine dair oldukça net kanıtlar." şeklinde konuştu.

"YETERSİZLİĞİN EŞLİK ETTİĞİ PERVASIZ BİR DAVRANIŞ KALIBI VAR"

Selman'ın kişiliği ve ülkesi için aldığı kararlara da değinen Rugman, "Onda eski Suudi Arabistan krallığındaki kabile reislerine bir geri dönüş görülüyor." yorumunu yaptı.

Rugman, ülkenin mutlak monarşiyle yönetildiğini, bu nedenle insanlara verilen hakların ellerinden sonradan alınabileceğini anımsattı.

Ülkedeki değişim politikalarının derin çelişkileri barındırdığına işaret eden Rugman, "Ülkede 30 yılın ardından sinemalar tekrar açıldı. Kadınlara araba kullanma hakkı verildi ancak bu hakların elde edilmesi için kampanya yürütenler hala tutuklu." diye konuştu.

Rugman sözlerini şöyle tamamladı:

"O (Veliaht Prens Selman) çok fazla güçlendi. Rakiplerini tutuklattı, vatana ihanetle suçladı. Ritz Carlton Oteli'nde yüzlerce prensi yakalattığı bir olay yaşadık. Lübnan Başbakanı'nın kaçırıldığını iddia ettik. Yemen'de birkaç ay sürmesi beklenen ancak yıllardır devam eden bir savaş var. Dolayısıyla değişme arzusunun olduğu ancak her ikisini yapma konusunda yetersizliğin eşlik ettiği pervasız bir davranış kalıbı var."