ASLI ARAL
LONDRA

Liderliğini Nigel Farage'ın yaptığı AB ve göçmen karşıtı görüşleriyle bilinen UKIP, Birleşik Krallık'ın 1973 yılından bu yana üyesi bulunduğu AB'den ayrılması gerektiğini ve bunun için referanduma ihtiyaç olmadığını savunuyor. UKIP, "demokratik ve özgürlükçü" bir siyasi parti olduğunu bildirse de ülkedeki göçmen sayısının artmasının engellenmesini istiyor. Kimi zaman ırkçı söylemlerde de bulunan UKIP, "ırkçı ve aşırı sağcı bir parti" olduğu eleştirilerine ise karşı çıkıyor.

UKIP, bu yılki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde büyük başarı elde etti. Farage'ın partisi AP seçiminde oyların yüzde 27'sini alarak, AP'ye en fazla milletvekili sokan İngiliz partisi oldu ve milletvekili sayısını 13'ten 24'e yükseltti. 

UKIP ayrıca genel seçim oy eğilimi anketlerinde uzun süredir, Birleşik Krallık'ta en fazla destek alan ilk üç siyasi parti arasında bulunuyor, İşçi Partisi ve Muhafazakar Parti'den sonra üçüncü sırada yer alıyor. Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'ne destek yüzde 12 ila 19 arasında değişiyor. Dolayısıyla UKIP'in, 7 Mayıs 2015'te yapılacak genel seçim sonucu İngiliz Parlamentosu'ndaki milletvekili sayısını artırmasına kesin gözüyle bakılıyor. 

 

- "Türkiye'nin AB üyeliği delilik"

UKIP'in genel başkanı Nigel Farage'ın Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin ise keskin görüşleri bulunuyor ve Türkiye'nin birliğe üyeliğine karşı çıkıyor. 

UKIP lideri geçen yıl yaptığı bir açıklamada, "İngiltere'deki Muhafazakar Parti, İşçi Partisi ve Liberal Demokrat Parti hepsi, Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor. UKIP bunun 'çılgınlık' olduğuna inanıyor. Türkiye'nin AB'de olması demek birçoğu yoksul olan 80 milyon insana kapıları açmak demek. Bu da tam anlamıyla deliliktir" ifadelerini kullanmıştı.

UKIP'in gelecek yılki genel seçimde olası bir koalisyon hükümetinde yer almasının, Türkiye'nin AB üyeliğine güçlü destek veren İngiltere'de söylem değişikliklerine neden olup olmayacağı merak ediliyor. Fakat Avrupa'da, Almanya'daki Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisi gibi bazı partilerin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıktıkları ancak daha sonra yer aldıkları koalisyon hükümetlerinde üyeliği bloke eden bir tavır içerisine girmedikleri görülüyor. 

Genel seçimin yaklaşması ve David Cameron liderliğindeki Muhafazakar Parti'nin bu yıl iki ayrı bölgedeki ara seçimde de milletvekili koltuklarını UKIP'e kaptırması sonucu, Cameron'ın AB ve göçmen karşıtı söylemlerini artırdığı görülüyor. 

Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine koşulsuz ve güçlü destek veren İngiltere'nin, birlikten ayrılmak istemesi, Birleşik Krallık'ın AB içerisindeki ağırlığını zayıflatıyor. Bu da Türkiye-AB ilişkileri açısından olumsuz bir etken olarak değerlendiriliyor.

David Cameron, lideri olduğu Muhafazakar Parti gelecek yılki genel seçimi kazanırsa 2017 yılında ülkesinin AB üyeliğini referanduma götürmek istiyor. Brüksel ile Londra arasındaki ilişkilerin önce yeniden düzenlenmesini, daha sonra da bunun İngiliz kamuoyuna sorulması gerektiğini ifade eden Cameron, serbest dolaşım gibi göçmenlerle ilgili konulara da sınırlamalar getirilmesi gerektiğini kimi zaman dile getiriyor. 

İngiltere'nin güçlü ticari ve ekonomik ilişkiler dolasıyla AB ile bağlarını tamamen koparması beklenmiyor. Referandum halinde çıkacak olası bir ayrılık kararı sonunda, İngiltere'nin AB ile ilişkilerini yeni bir ortaklık altında düzenleme ihtimali bulunuyor.

 

- İngiltere "İslamlaşmamalı"

UKIP lideri Farage'ın ülkenin göç politikasıyla ilgili de keskin görüşleri bulunuyor.

Farage şubat ayında yaptığı bir konuşmada, Birleşik Krallık'ın "yabancılar tarafından istila edildiğini" ve ülkesinin "tanınmaz hale geldiğini" söylemişti. Farage, bir diğer açıklamasında ise İngiltere'ye ülke dışından yerleşilmesine 5 yıl yasak getirilmesi ve yaşayan göçmenlerin ülkeye geldikleri ilk 5 yıl boyunca devlet yardımı almamaları gerektiğini savunmuş, bu sırada da "ülkenin göç politikasının iyileştirilmesi gerektiğini" ifade etmişti.

Sadece AB dışından gelen göçmenlerin değil, Avrupalı göçmenlerin de Birleşik Krallık'a gelerek "İngilizlerin ellerinden işlerini aldığını" savunan Farage, bir gazetecinin "eşiniz Alman ve sizin sekreteriniz olarak İngiltere'de çalışıyor, eşiniz İngilizlerin işlerini ellerinden almış olmuyor mu?" sorusuna, "Çok zor çalışma saatlerinde eşim benimle birlikte çalışıyor. Başka hiç kimse bu işi yapmak istemez" yanıtını vermiş ve eleştirilere maruz kalmıştı. 

Farage, Birleşik Krallık'ın "İslamlaşmasına" karşı çıkılması ve ülkenin Hristiyanlıkla ilgili değerlerinin korunması gerektiğini de savunuyor. Farage, İslam karşıtı olmadığını dile getirse de lideri olduğu UKIP'in bazı üyeleri kimi zaman İslam karşıtı ifadeler kullanıyor. UKIP'ten belediye meclisi üyesi adayı olan Harry Perry, "İslamiyetin şeytani" olduğunu sosyal medyada yazmış ve bu yıl partisinden ihraç edilmişti.

Sık sık elinde birayla barda poz verirken fotoğrafları basına yansıyan 50 yaşındaki Farage, 2010 yılından bu yana UKIP'in genel başkanlığını yapıyor. Muhafazakar Parti geçmişi olan ve 1992 yılında Muhafazakarlardan ayrılan Nigel Farage, 1999 yılından bu yana ise Avrupa Parlamentosu'nda İngiltere'nin güney doğusunu temsil ediyor.