"Üç Amerikalı denizci Türkiye'nin dış dünyayla ilgili şüphelerine kurban gittiklerinde İstanbul'un eski kesiminde kıyı izinlerinin tadını çıkartıyordu" diyen Dombey, "Bu hafta İstanbul'a gelecek ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden kendini hazırlasa iyi olur" diye ekliyor. Dombey şöyle devam ediyor;

'Brezilya'ya bile olumsuz tavır'

"Mesele sadece Pew Küresel Tavırlar Anketine göre Türkler'in yüzde 73'ünün ABD'ye olumsuz bakması ya da bu bakışın 2003'teki Irak Savaşı'ndan bu yana hâkim olması değil. Çarpıcı olan Türkler ‘in yabancılara bakışındaki husumet. Suudi Arabistan'a yüzde 53'lük bir kesim olumsuz bakarken, AB'ye olumsuz bakanların oranı yüzde 66. Çin Rusya ve İran'a karşı olumsuz tavır oranı daha da büyük. Hatta Brezilya gibi Türkiye'ye tarihte yapılan hiçbir adaletsizlikten sorumlu tutulamayacak bir ülkeye bile olumsuz bakanlar üçte ikiden fazla."

"Bu güvensizliğin ulusal psikolojinin derinliklerinde bulunduğunu" söyleyen Financial Times Muhabiri çağdaş Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda yabancıların ülkeyi parçalama verdiği ortak çabaya karşın kurulduğunu hatırlatıyor. Dombey Amerikalı denizcilere saldıran grubun bayraklarını taşıdığı Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yunanları yendiğini, İngilizleri korkuttuğunu ve bir dönem çok kültürlü bir imparatorluğun hüküm sürdüğü topraklarda bir ulus devlet kurduğunu anlatıyor. Dombey şöyle devam ediyor;

'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur'

"Ülkedeki bu durumu en iyi anlatan deyişlerden biri 'Türk'ün Türk'te başka dostu yoktur'. Yıllar boyunca ordu destekli lider kadrosu bu şüpheleri canlı tuttu, okul kitaplarında yabancıları ve azınlıkları güvenilmez olarak gösterdiler. O zamandan beri İslami kökenli hükümet dünyanın geri kalanıyla ilişkileri tamir etmeye çalıştı. Özellikle'de AB'yle şimdi duran katılım müzakerelerini. Ancak Ankara'yı tecrit edilmiş hissettiren geçen yılki hükümet karşıtı protestolardan bu yana Türkler ‘in söylemi daha batı karşıtı, aslında daha yabancı karşıtı hale geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye, Mısır ve Ukrayna'daki olaylardan bir uluslararası 'merkezi' sorumlu tuttu ve 'Bunu gösteren belgelerimiz var' dedi. Geçtiğimiz günlerde 'gazeteci, terörist ve vaizler kılığındaki Arabistanlı Lawrencelardan bahsetti."

Daniel Dombay Erdoğan'ın son olarak da Müslümanlar'ın Kristof Kolomb'dan önce Amerika'yı keşfettiğini söylediğini ve "Afrika'nın elmasları, Latin Amerika'nın altınları kirli senaryolarla nasıl sömürüldüyse Ortadoğu petrolleri de aynı senaryo ile sömürülüyor" dediğini hatırlatıyor.

"Ama yine de Türk hükümetinin ABD'li denizcilere yapılan saldırıyı vakit kaybetmeden kınadığını da vurgulamak önemli diyen Dombey, Türk yetkililerin konu dış politikaya geldiğinde komşuları hatta müttefikleriyle ilgili meşru şikayetleri olduğunu anlattığını söylüyor.

'Kobani öfkesi'

Avrupa Parlamentosu'nun geçen hafta Türkiye'yi Kıbrıs açıklarındaki gaz arama faaliyetlerini "yasadışı ve tahrik edici" diyerek kınadığını hatırlatan Dombey yazısına şu satırla son veriyor;

 "Bazı şikâyetler tüm gündemi gölgeliyor. En çok da Suriye sorunu. Erdoğan'ın cihatçılar tarafından sarılan Kobani'nin Kürt savunmacılarıyla ilgili kuşkuları Türk kamuoyunun önemli bir kısmını yansıtıyor. Suriyeli Kürtler'in bu savaşta Washington'la müttefik olması Türkler ‘in öfkesini önemli oranda arttırdı. Ülkenin dünyanın geri kalanına duyduğu kızgınlığın altında giderek artan izolasyonunun bulunduğu sonucuna varmak cazip. Amerikalı denizcilere yapılan üzücü saldırıdan çok asıl endişe nedeni olabilir"