Yazı "Almanlar Türkiye Cumhurbaşkanı'nı hicvediyor: Bir zamanlar, Almanların yermekten hoşlandığı aksi bir sultan varmış..." ifadeleriyle başlıyor.

Makalede "nezaketi tartışılabilir bir komedyen" olarak tanımlanan Böhmermann'ın, Erdoğan'la ilgili şiirini okumadan önce, amacının ifade özgürlüğünün sınırlarını netleştirmek olduğunu söylediği belirtiliyor.

Böhmermann'ın daha sonra "uydurma olduğu açık olan" dizeleri okumaya başladığı, ardından da Türkiye ile Almanya arasında diplomatik bir arbedenin koptuğu belirtiliyor.

Yazı şöyle devam ediyor:

"Aslında su bir süredir kaynıyordu. Almanya Başbakanı Angela Merkel 2007'de Erdoğan'ı küçümseyerek Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıktı. Erdoğan yönetimi giderek otoriterleşirken, Merkel birçok kez Erdoğan'ı, muhalifleri ve basını baskı altına aldığı için payladı. Ama 2015'te mülteciler Türkiye üzerinden AB'ye akın etmeye başladı. Merkel birden Erdoğan'ın yardımına ihtiyaç duyar hale geldi."

Makalede geçen ay Türkiye ile AB arasında imzalanan mültecilerin geri kabulü anlaşmasına değinildikten sonra, Merkel'in bu anlaşmanın ardından Erdoğan'ı eleştirmekte tereddüt etmeye başladığı belirtiliyor.

"Bu yeni nüfuzunun keyfini süren Türkiye, son haftalarda Alman büyükelçiyi üç kez Dışişleri'ne çağırarak azarladı" ifadesini kullanan Economist, çağırma gerekçelerinden birinin Alman televizyonunda yayınlanan Erdoğan ile ilgili bir şarkı olduğunu hatırlatıyor.

Dergi bu şarkıyı "ılımlı hiciv" olarak niteliyor.

Merkel'in bu gelişmeler üzerine birden basın özgürlüğünün kutsallığına vurgu yapmaya başladığı belirtiliyor.

'MERKEL'IN ALACAĞI RISKLER BÜYÜK'

Böhmermann'la ilgili olarak Ankara'dan Almanya'ya diplomatik nota gönderildiğini bildiren Economist, Erdoğan'ın buna ek olarak bireysel şikayette bulunduğuna da dikkat çekiyor.

Makalenin devamı şöyle:

"Alman hükümeti yargılama talebini kabul ederse, Böhmermann 3 yıl hapis cezası alabilir. Almanya'dan yükselen öfkeli bağrışlar arasında, Merkel bütün diplomatik yeteneklerini kullanarak bu kavgayı kontrol altına almak durumunda... Ancak alacağı riskler Erdoğan'ın kırılgan egosundan çok daha büyük: ifade özgürlüğü, mülteci krizi ve Suriye politikası... Hepsini hesaba katmak zorunda."

Economist son olarak, iki ülke ilişkileri açısından ufukta görünen bir diğer potansiyel soruna dikkat çekiyor:

"İlkbaharda Alman parlamentosu yüzyıl önce Ermenilerin Türkler tarafından toplu halde öldürülmelerinin soykırım sayılıp sayılmayacağını oylayacak. Türklerin öfkesinin yeniden artmasına hazır olun."