Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Avrupa Birliği 18 Mart tarihli anlaşmanın şartlarını yerine getirmelidir. Kaçak göçe yönelik adımların sadece Türkiye’den gelmesini beklemek haksızlık olur. Avrupa Birliği’nin de taahhütleri var" dedi.

NATO Parlamenterler Asamblesi 62’nci Oturumu Hilton Bomonti Otel’de başladı. Oturuma katılan Dışişleri Bakanı Mevlit Çavuşoğlu, katılımcılara seslendi. Bakan Çavuşoğlu, Irak ve Suriye’deki olaylara değinerek, terör sorununu değerlendirdi.

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, katılımcılara 15 Temmuz darbe girişiminde milletin duruşunu anlattı.

Çavuşoğlu, "Türk milleti darbe girişimi karşısında demokrasiyi destansı bir şekilde savunmuştur. Milletimiz sarsılmaz bir iradeyle tankları ve savaş uçaklarını durdurup Türk demokrasisine sahip çıkmıştır. Geldiğimiz noktada FETÖ terör örgütü üyelerini işgal ettikleri devlet görevlerinden uzaklaştırmak bizim halkımıza olan borcumuzdur. Bu sorumluluğumuzu göz ardı etmemizi kimse bizden beklemesin" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, "NATO ve NATOPA’nın karşı karşıya kaldığımız tehditler konusunda çabalarında ve yeni politikalarını da tam destekliyoruz, hem takdirle karşılıyoruz. NATO bugün doğu ve güney kanadındaki gelişmeler karşısında yeni bir sınava tabi tutuluyor. NATO’nun güney ve doğu kanatlarında görünür caydırma ve savunma politikalarına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Öte yandan, biz de müttefiklerin Türkiye’nin güvenliğine yönelik gereken katkıları açık bir şekilde görmek istiyoruz. Türkiye için uyarlanmış güvence tedbirleri hala tam olarak uygulanmaya koyulmadı. Türkiye’nin güvenliği ve diğer ülkelerin güvenliği NATO’nun kendi güvenirliliği ve inancıyla doğrudan kararlıdır" ifadelerini kullandı.

"AVRUPA BİRLİĞİ 18 MART TARİHLİ ANLAŞMANIN ŞARTLARINI YERİNE GETİRMELİDİR"

"Düzensiz göçe karşı AB ile yaptığımız işbirliği bunun en iyi örneğidir" diyen Çavuşoğlu, "Güvenlik güçlerimizin denizde ve karada aldığı tedbirler sayesinde düzensiz geçişler yüzde 95 azalmıştır. AB ile imzaladığımız 18 Mart anlaşması da bu kaçak göçün azalmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Düzensiz göçmenlerin Avrupa’ya akışını durdurmak için azami gayreti göstermeye hep birlikte devam edeceğiz. Avrupa Birliği 18 Mart tarihli anlaşmanın şartlarını yerine getirmelidir. Kaçak göçe yönelik adımların sadece Türkiye’den gelmesini beklemek haksızlık olur.
Avrupa Birliği’nin de taahhütleri var. Bir an evvel taahhüt ettiği 3 milyar Avro’yu Türkiye’ye değil, burada zor durumda yaşayan Suriyelilere ulaştırması gerekir" diye konuştu.

"TERÖR ÖRGÜTLERİ TÜRKİYE GİBİ NATO İÇİN DE ÖNEMLİ BİR TEHDİT"
Bakan Çavuşoğlu, "Suriye ve Irak’taki siyasi boşluk ve mezhep kutuplaşması bu iki ülkeyi de harap etti. Bunun sonucunda terör örgütleri güney sınırımızda sürekli güç kazandı. Bu durum Türkiye’yi olduğu kadar NATO içinde önemli bir tehdit oluşturuyor. Suriye’deki durum gittikçe kötüleşiyor. Birleşmiş Milletlerin son rakamlarına göre 4.8 milyon Suriyeli komşu ülkelere sığındı. Bunlardan yarısında fazlası bizim ülkemizde yaşıyor. Türkiye kapılarını Suriyeli kardeşlerine açmaya devam ediyor. Göçmenlerin yarıdan fazlasını biz misafir ediyoruz. Yaklaşık 2.7 milyon Suriyeli, 200 bğnden fazla Iraklı Türkiye’de yaşıyor. 3 milyondan fazla insan bizim ülkemnizde misafir olarak yaşıyor. Suriye’de siyasi bir dönüşüm gerekmektedir. Kalıcı çözüm, siyasi çözümdür. Ancak rejim sorunu askeri bir çözüm getirmek istiyor. Ateşkesin çökmesine de Esad rejimi neden oldu. Defalarca ateşkes sağlandı. Bizim de içinde olduğumuz, bazı Körfez ülkelerinin de içinde olduğu çok anlaşmalar sağladık. Ama maalesef her seferinde ateşkes rejim ve destekçileri tarafından ihlal edilmiştir. Halep’in yerle bir edilmesi şiddetle çözüm bulmanın en vahim sonucudur" dedi.

"ASKERİ BAŞARI TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL"
Irak’ta yaşanan sorunlara değinen Bakan Çavuşoğlu, "Irakta da yıllardır maalesef sorun devam ediyor. PKK VE DEAŞ gibi çeşitli terör örgütlerinin bu boşluktan dolayı buradaki varlıkları esasen Türkiye de tehdit ediyor. DEAŞ ve PKK gibi terör örgütlerine karşı gerekli tedbirleri almak doğal hakkımızdır. Ancak askeri başarı tek başına yeterli değildir. Şuana kadar elde edilen askeri başarı önemli ama sonrasını da çok iyi planlamamız gerekiyor. bu kazanımları siyasi alanda nasıl güçlendirebiliriz. Bunları çok iyi planlamamız gerekiyor. Herkesin içinde yer bulduğu, güvende hissettiği kapsayıcı bir siyasi sistem. Irak ile ilgili vizyonumuz toplumun bütün kesimlerin demokratik bir sistem içinde, mezhepçiliğe maruz kalmadan eşit bir biçimde temsil imkanı bulabilmesidir. Irak’ın istikrarını somut adımlarla da destekliyoruz. Başika’da 3 bin 500 yerel unsur, Erbil’e yakın bir yerde de 2 bin 500 peşmergeyi eğittik, donattık. Bunların önemli bir kısmı DEAŞ’e karşı Musul operasyonu içinde bulunuyor. Burada NATO’nun rolü çok önemli NATO olarak terörle mücadele eden ülkelerin kapasitesini nasıl güçlendirebiliriz? NATO’nun çabalarına Türkiye aktif olarak destek veriyor" dedi.

"İYİ TERÖRİST, KÖTÜ TERÖRİST KAVRAMI"
"Terör küresel bir tehdit haline geldi" diyen Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, günümüzde iyi ve kötü terörist ayrımlarının yapıldığını belirterek, PKK’nın bazı ülkeler tarafından terör listesinden çıkartılmaya çalışıldığını belirtti. Bakan Çavuşoğlu, DEAŞ’ın İslamiyet ile ilgisi olmadığını belirterek, Ukrayna’da yaşanan olayların da çözüme kavuşması gerektiğini vurguladı.
Bakan Çavuşoğlu, hala çözülemeyen Karabağ, Güney Osetya gibi sorunların da dünya için risk oluşturduğunu söyledi.
Terörün kaynaklarını sıralayan Bakan Çavuşoğlu en büyük sorunun işsizlik ve maddi sıkıntılar olduğunun altını çizerek, dünyanın her yerindeki yardıma muhtaç ülkelere yardım yapan ülkenin başında Türkiye’nin geldiğini dile getirdi.