ASLI ARAL'ın Analizi

Ülkesinin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğini 2017 yılı sonuna kadar referanduma götürmek isteyen İngiltere Başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Cameron, birliğin sınırlarının kontrolsüz olmaması, serbest dolaşıma ve göçe sınırlama getirilmesi gerektiğini savunuyor. 

Cameron'ın görüşleri, AB'nin temel ilkelerinden olan serbest dolaşıma aykırı olduğu gerekçesiyle Alman mevkidaşı ve Fransa Cumhurbaşkanı başta olmak üzere birçok Avrupalı yetkili tarafından olumlu karşılanmıyor. Eylül 2017'de genel seçimin yapılmasının beklendiği Almanya, belirsizliği ve istikrarsızlığı önlemek için İngiltere'nin AB referandum tarihini öne çekmesi, 2017 yılının sonunu beklememesi gerektiğini belirtiyor. 

İngiliz halkına "Birleşik Krallık'ın AB üyesi olarak kalması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusunu yöneltmek isteyen David Cameron ise AB'den ülkesine gelen göçmenlerin sayısını azaltmak için birlik ile müzakere yürütmekte kararlı görünüyor.

- "Göçü teşvik eden unsurları azaltmak istiyoruz"

AB göçmenlerinin fazlalığını İngiltere'nin ekonomik başarısına bağlayan Cameron, yasa dışı göçmen kontrolüyle ilgili dün hükümetin yeni planlarını açıklarken, şöyle konuştu:

"Kişilerin serbest dolaşımını destekliyorum. Bu, 1 milyon 300 binden fazla İngilizin yurtdışında yaşamasını sağlıyor. Öğrencilerimiz çok iyi Avrupa üniversitelerinde okuyabiliyor, iş adamlarımız yeni pazarlara girebiliyor, emeklilerimiz güneşli ülkelerde emekliliklerini geçirebiliyor. Aynı zamanda Avrupalılar da bu ülkeye gelebiliyor. Ulusal sağlık sistemimizde çalışıyor, okullarımızda eğitim veriyor, iş kuruyor. Ancak, ülkemizdeki sosyal yardım sisteminin çok sayıda kişinin buraya gelmesini teşvik ettiğini düşünen tek kişi ben değilim. Bu nedenle ben ve birçok kişi, bu ülkeye gelmek isteyenleri teşvik eden unsurların azaltılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede, AB ile yürüteceğimiz yeniden müzakerelerde AB göçünü azaltmak için sosyal yardım sisteminde yapılacak değişiklikler önem taşıyacaktır."

Cameron'ın bu görüşlerini bugün Riga'da katılacağı AB-Doğu Ortaklığı Zirvesi ile gelecek ay Brüksel'de katılacağı AB zirvesinde Avrupalı mevkidaşlarıyla paylaşması bekleniyor.

- Cameron'dan üç konu önceliği

AB üyeliği İngiltere'ye, 500 milyon tüketicinin bulunduğu ortak pazara giriş sağlıyor. Dolayısıyla İngiltere'nin AB'den çıkma olasılığı bankalar başta olmak üzere finans piyasasında endişeye neden oluyor. Alman bankası "Deutsche Bank" bu hafta yaptığı açıklamada, İngiltere AB'den çıkarsa ülkedeki operasyonuna son verebileceğini bildirdi.

İngiltere'nin AB'den olası ayrılığı, AB'de kalmak isteyen İskoçya'nın bağımsızlığını da tetikleyebilir. Genel seçimde büyük başarı elde eden ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) lideri ve İskoç bölgesel hükümetinin Başbakanı Nicola Sturgeon, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden olası ayrılığının, İskoçya'da yeni bir bağımsızlık referandumunu tetikleyebileceğini söylüyor. 

7 Mayıs'taki genel seçim sonucu İngiliz Parlamentosu'na 331 milletvekili sokan Muhafazakar Parti'den yaklaşık 60 milletvekilinin, Cameron'ın Brüksel ile yapacağı müzakerelerin ardından ortaya çıkacak anlaşmaya bakmaksızın ülkenin AB'den çıkması yönünde oy kullanacağı tahmin ediliyor. Ancak Birleşik Krallık'ta AB üyeliğine ilişkin yapılan mevcut anketlere göre halkın çoğu ülkenin birlikte kalmasını istiyor. 

Kamuoyu görüşünü, Cameron'ın önümüzdeki dönemde yürüteceği yeniden müzakere sürecinin etkilemesi bekleniyor. Cameron'ın Brüksel ile 2017 yılı sonuna kadar yürütmeyi planladığı yeniden müzakere sürecinin temelinde üç konu bulunuyor. Avrupa'nın daha rekabetçi olması, birliğin üye ülkeler üzerindeki yetkisinin azaltılması ve AB göçmenlerinin İngiliz sosyal yardım sisteminden faydalanmasının önlenmesi bu konular arasında yer alıyor. 

AB üyeliğinin referanduma götürülmesi konusunun gelecek hafta parlamentonun resmi açılışını yapacak İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in okuyacağı hükümet programında yer alması öngörülüyor. Birleşik Krallık'ın AB üyeliği ve bu konuyla ilgili yapılacak referandumun 5 yıllığına göreve gelen Muhafazakar Parti hükümeti döneminde sıklıkla gündeme gelmesi ve tartışılması bekleniyor.