Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarından kaynaklar, Myanmar'daki BM yetkililerinin Arakanlı Müslümanların hakları konusunda Yangon yönetimine baskı yapılmasının önlemeye çalıştığını söyledi.

Eski bir BM yetkilisi, Myanmar'daki BM yöneticisinin, insan hakları savunucularının Arakan'daki hassas bölgelere ziyaretini engellemeye çalıştığını söyledi.

Myanmar'daki BM yönetimi ise BBC'nin bulgularını "güçlü bir şekilde reddettiğini" açıkladı.

500 binden fazla Arakanlı Müslüman, evlerini terk ederek Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı.

Arakanlı Müslümanların Bangladeş'e kaçmaya başlamasının ardından BM krize hızla yanıt vermiş, Myanmar'ı kınarken bölgeye yardım göndermişti.

Fakat hem Myanmar içinde hem de Myanmar dışındaki BM ve yardım kuruluşlarından kaynaklar, günümüzdeki krizden 4 yıl önce BM Myanmar Ekibi'nin başında bulunan Kanadalı Renata Lok-Dessallien'in insan hakları savunucularının Arakan'daki hassas bölgelere ziyaretini engellemeye çalıştığını, bu konuya dikkat çeken kampanyalara son vermeye çalıştığını ve etnik temizlik tehlikesine karşı uyarıda bulunan çalışanları tecrit ettiğini anlattı.

'Hepsini öldürmeliyiz çünkü hepsi köpek'

Bir yardım kuruluşu çalışanı Caroline Vandenabeele, bugün yaşananlara dair uyarı işaretlerini önceden fark ettiğini söylüyor.

1993 yılının sonu ve 1994 yılının başında soykırımın ayak seslerinin geldiği dönemde Ruanda'da bulunan Vandenabeele, Myanmar'a geldiğinde de endişe verici benzerlikler gördüğünü söylüyor:

"Birmanyalı bir grup iş insanıyla Arakan konusunu konuşurken içlerinden bir tanesi bana 'Hepsini öldürmeliyiz çünkü onların hepsi birer köpek' dedi.

"İnsanların bu seviyede canavarlaştırılması, toplumda bunların normal olduğunun kabul edileceği seviyeye ulaşıldığı anlamına gelir."

Afganistan, Pakistan, Sri Lanka, Ruanda ve Nepal gibi çatışma bölgelerinde görev yapmış Vandenabeele ile bir yıldan uzun bir süredir iletişim içindeydim.

Kendisi 2013-15 arasında Myanmar'daki BM ekibinde kritik bir göreve sahipti. BM'nin ülkedeki en üst seviyeli temsilcisi olarak bugün Dessallien'in yürüttüğü koordinatörlük görevini gerçekleştiriyordu.

2012'de Arakanlı Müslümanlar ile Budistler arasında çıkan çatışmalar 100'den fazla kişinin ölümüne, 10 binden fazla Müslümanın da kamplara yerleşmesine yol açmıştı.

O günden beri şiddet olayları dönem dönem arttı ve geçen yıl Arakanlı bir militan grubun ortaya çıkmasına yol açtı.

Yardım faaliyetleri ise Budistlerin yardım malzemelerini engellemesi, geri göndermesi ve hatta bazen yardım araçlarına saldırmasıyla karmaşık bir hale geldi.

Bu durum, yardımları teslim edebilmek için hükümetin ve Budist toplumunun işbirliğine ihtiyaç duyan BM ve yardım kuruluşları için çözülmesi zor bir sorundu.

Aynı zamanda insan hakları ve Arakanlıların koşullarından bahsetmenin Budistleri rahatsız ettiğini de biliyorlardı.

Bu yüzden uzun vadeli bir stratejiye odaklanmaya karar verdiler. BM ve uluslararası toplum bölgedeki uzun vadeli gelişmeye öncelik vererek bunun refahı artıracağı ve bu sayede Müslümanlarla Budistler arasındaki gerilimin azalacağını umdular.

Arakanlıları konuşmak tabu haline geldi

Bunun sonucu, Arakan hakkında konuşmanın BM çalışanları için bir tabu haline gelmesiydi. Pek çok BM açıklamasında Arakan sözcüğü dahi kullanılmadı. Myanmar hükümeti de Arakanlıları bir grup olarak bile kabul etmeyerek onlara "Bengalli" diyordu.

Myanmar'da geçirdiğim yıllar boyunca çok az BM çalışanının Arakanlılar hakkında açıkça konuşmak istediğini gördüm.

Şimdi ise BM'nin Myanmar'daki iç çalışmalarına yönelik bir araştırma, Arakanlıların sorunlarının kapalı kapılar ardında bile kenara itildiğini ortaya koydu.

Myanmar'da yardım görevlerinde çalışanlar BBC'ye, üst düzey BM toplantılarında Myanmarlı yetkililere Arakanlıların insan haklarına saygı duymalarını söylemenin neredeyse imkansız hale geldiğini anlattı.

Vandenabeele bir süre sonra herkesin, üst düzey BM toplantılarında Arakanlıların sorunlarından bahsetmenin veya etnik temizlik uyarısında bulunmanın kabul edilemez olduğunu fark ettiğini söylüyor:

"Bunları yapabilirdiniz ama sonuçları olurdu ve bu sonuçlar negatif olurdu: Toplantılara davet edilmezdiniz, seyahat izni alamazdınız. Bazı çalışanlar da görevlerinden alındı, toplantılarda aşağılandı. Bu konuları konuşmanın mümkün olmadığı bir atmosfer yaratıldı."

BM İnsani Yardım Koordinasyonu Ofisi'nin başkanı gibi ısrarla bu konuyu gündeme getiren kişiler bilinçli olarak toplantılardan uzak tutuldu.

Vandenabeele bana ondan Yardım Koordinasyonu Ofisi temsilcisinin ne zaman şehir dışına çıkacağını öğrenmesinin istendiğini böylece toplantıların o döneme denk getirilmesinin planlandığını aktardı.

Ofisin başkanı BBC'ye açıklama yapmayı kabul etmedi ancak bilgi Myanmar'daki birkaç BM kaynağı tarafından da doğrulandı.

Vandanabeele, Arakan'da etnik temizlik olasılığından defalarca söz ettiği için görevinin dondurulduğunu ve kendisinin baş belası olarak nitelendirildiğini söyledi. BM bu iddiaları yalanlamadı.

Arakan'dan söz edenleri sınırlama girişimleri Myanmar'ı ziyaret eden BM yetkililerine uzandı. Kuzey Kore insan hakları rapörtörü Tomas Quintana 2014 yılına kadar Myanmar'da altı yıl boyunca aynı görevi yürüttü.

Arjantina'dan bana bilgi veren Quintana, Yangon havalimanında Dessallien tarafından karşılandığını anlattı.

Tomas Quintana "Bana Arakan Eyaleti'ne gitmemi tavsiye etti. Nedenini sorduğumda bir yanıt alamadım. Sadece yetkililerle sorun çıkmaması tutumu vardı. Bu hikayelerden yalnızca biri ama Arakan meselesinde BM Ülke Ekibi'nin stratejisini gösteriyor" dedi.

Quintana tavsiyeye rağmen Kuzey Arakan'a gitti. Ancak Dessallien'in görevle ilişkisini kopardığını ve onu bir daha görmediğini söyledi.

Bir BM yetkilisi bana "Arakanlıları Arakan pahasına kötüye teşvik ediyorduk. Hükümet bizi nasıl kullanacağını ve manipüle edeceğini biliyor. Bunu sürekli yapıyorlar ama biz bir türlü öğrenmiyoruz. Onlara karşı gelemiyoruz çünkü hükümeti kızdırmamız gerekiyor" dedi.

Arakan'da BM'nin öncelikleri 2015 tarihli "Kaygan Zemin: Kurbanlara Yardım Etmek ya da Kötü Muamele Sistemini Desteklemek" başlıklı raporda ele alındı.

BBC'ye sızdırılan raporda BM Ülke Ekibi'nin (UNCT) yaklaşımını kınanıyor.

Raporda "UNCT'nin insa hakları stratejisi kalkınma yatırımlarının kendi başına gerilimleri azaltacağı yönünde fazla basite kaçan ümide odaklanıyor. Bu ayrımcı devlet aktörleri tarafından yönetilen ayrımcı bir yapının ayrımcılığı değiştirmektense daha da pekiştireceğini hesaba katmıyor" denildi.

Buna benzer sonuçları olan farklı belgeler de var.

'BM, Myanmar'da işlevsiz"

BM'nin New York'taki yeni Genel Sekreteri António Guterres Nisan ayında ekibine kısa bir bildiri hazırladı.

"BM yeniden konumlandırmak" başlıklı belgede Myanmar'daki BM "bariz biçimde işlevsiz" olarak tanımlandı.

Bildiriden birkaç hafta sonra BM Dessallien'in görevinin değiştirildiği ancak bunun performansıyla ilgili bir konu olmadığı açıklandı.

Üstünden birkaç ay geçmesine karşın hükümet yerine önerilen kişiyi reddettiği içinDessallien hala Myanmar'da BM'nin en yüksek yetkilisi.

Myanmara'ın fiili lideri Aung San Suu Kyi'nin yakın müttefiki, eski general Shwe Mann "Adil bir bakışı var, taraflı değil. Arakanlılara karşı önyargısı olan onu sevmeyecek ve eleştirecektir" dedi.

Dessallien bu makaleye cevaben BBC'ye açıklama yapmayı kabul etmedi.

Myanmar'daki BM yetkilileri, yaklaşımlarının "bütünüyle kapsayıcı" olduğunu tüm uzmanların katılımlarının sağlanacağını söyledi.

Yangon'daki BM sözcüsü açıklamasında "Koordinatörün iç tartışmaları engellediği suçlamalarına şiddetle karşı çıkıyoruz. Koordinatör Myanmar'daki tüm BM ajanslarını Arakan Eyaleti'nde barış ve güvenliği, insan haklarını, kakınma ve insai yardımları görüşmek için düzenli olarak toplantıya çağırıyor" dedi.

Sözcü ayrıca Quintana'nın Arakan ziyaretlerinde Dessallien'in personel, lojistik ve güvenlik anlamında her türlü desteği sağladığını da belirtti.

Aralarında İngiltere ve ABD'nin de bulunduğu 10 ülkenin büyükelçis, BBC'nin talebi olmaksızın bir mektup yazarak, hazırladığımız haber üzerine Dessallien'e desteklerini dile getirdiler.

Kimileri BM'nin Sri Lanka'da çok tartışılan rolüyle Myanmar'da yaşananlar arasında benzerlik olduğunu düşünüyor. Myanmar'da 2007 yılında sınırdışı edilmeden önce BM'nin en yüksek yetkilisi olarak görev yapan Charles Petrie BM ve Sri Lanka hakkında olumsuz bir rapor yazmıştı.

BM'nin Arakan hakkındaki tutumunun son bir kaç yıldır karmaşık olduğunu söyleyen Petrie Dessallien'in tüm kilit konuları bir araya getirmek için yetkiye sahip olmadığını belirtti.

Petrie, "Sri Lanka'dan Myanmar için çıkarılacak kilit ders odak noktasının olmaması. Myanmar'daki durumu siyasi, insan hakları, insani ve kalkınm açılarından bütünüyle ele alacak yüksek düzey bir odak noktası gerekiyor. Ama bu dağınık görünüyor. Son bir kaç yılda neredeyse birbiriyle rekabet eden gündemler olduğu anlamına geliyor" dedi.

Peki BM'nin ve uluslararası topluluğun farklı yaklaşımı bugün tanık olduğumuz insani felaketi engelleyebilir miydi?

Vandenabeele en azından bir erken uyarı sisteminin, nelerin meydana geleceğine dair bazı belirtiler sunacabileceğini söylüyor.

"Bunu ne tür bir eylemin engelleyeceğini bilmek zor. Ama biliyorum ki bugüne kadar yapılanlar bunu asla engellemeyecekti. Bugüne kadar yapılan sadece meseleyi göz ardı etmek oldu" dedi.

Bir kaynak BM'nin Arakan meselesinde tutumu nedeniyle bir inceleme başlatmaya hazır göründüğünü söylüyor. Ancak bu tıpkı Sri Lanka'nın iç savaşının tartışmalı sonunun ardından gelen ve yetersiz bir inceleme olabilir.