Bulgaristan’ın Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyonu kabul etmesi, o dönemde yaşayan insanları mutlu etti. Belene kampında o yıllarda işkence gören vatandaşlar, kendilerine bu davranışı yapanların yargılanmasını istedi. Bulgaristan tarafından 1984 yılında isminin değiştirildiğini belirten İbrahim Terselli (60), komünizm döneminde başta olan insanların, sanık sandalyesine oturtulup yargılanmasını istedi. Terselli, Bulgaristan’da hala Türklere karşı iyi şekilde davranılmadığını, Türklerin sosyal hakların birçoğundan faydalanamadığını savundu.

Bulgaristan Parlamentosu'nun, ülkede 1989 yılında sona eren Komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesi, o dönemde işkence gören İbrahim Terselli’yi mutlu etti.

1984 yılında zorunlu olarak o dönemde yaşayan Türklerin isimlerini değiştirdiklerini belirten Terselli, kendisinin o dönemlerde Bulgaristan’ın Niğbolu kasabasında yaşadığını aktardı. 1989 yılında da sürgün olarak Türkiye’ye geldiğini aktaran Terselli, o dönemde isimlerinin silah zoruyla değiştirildiğini, değişikliğe razı gelmeyenlerin öldürüldüğünü aktardı. Haklarını aramak istediklerinde Bulgurların Türkleri Belene kampına attıklarını kaydeden Terselli, "Hem fiziksel hem de psikolojik işkence gördük. Ailelerimize de aynı işkenceleri yaptılar. Çok zorluklar çektik. Odanın bir köşesinde bekliyorduk mermiyi kafamıza şimdi sıkacaklar diye." dedi.
O dönemde Türkiye'nin kendilerine sahip çıktığını hatırlatan Terselli, daha sonra da cezaevinden çıktıktan sonra ev hapsine çarptırıldığını, Türkiye tarafından kapıların açılmasının ardından kendilerine verilen 3 saatlik sürede ülkeyi terk ettiklerini açıkladı.

Türkiye'ye geldikten sonra oradaki evlerinin talan edildiğini söyleyen Terselli, "Biz haklarımızı istedik. Sesimizi dünyaya duyurmak istedik. Bulgar hükümetini sanık sandalyesine oturmak istedik. Bizim amacımız tazminat ya da para değil. Bir daha halkımıza zulüm etmemeleri için hakkımızı aramak istedik." diye konuştu.
Haklarını aramak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduklarını kaydeden Terselli, fakat 4,5 yıl olmasına rağmen oradan da bir ses çıkmadığını, hala ülkesine döndüğünde kendisinin peşine ajanlar takıldığını, ölümle tehdit edildiğini iddia etti.

Dosyasına da 'katil' damgası vurulduğunu öne süren Terselli, "Türkler orada hala zorluklar yaşıyor. Bizim Türkler işe giremiyorlar. Çıkarıyorlar. İnsanlarımız çok mağdur durumda. Bulgarlara sosyal yardım oluyor, fakat bizim Türklere hiç bir yardım yapılmıyor. Bulgaristan hükümetinin bu asimilasyonu kabul etmesinden de çok memnun olduk. Biz bu savaşımızı bırakmayıp devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

(Cihan)