GÖKHAN KURTARAN
LONDRA

Yunanistan'da erken seçime gitme kararı alınmasının piyasalardaki yankıları sürmeye devam ediyor. Küresel tahviller ralli yaparak faizleri rekor düşük seviyelere çekerken, avro dolar karşısında dokuz yıla yakın bir sürenin en zayıf seviyesine geriledi. Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras’ın genel seçimler öncesinde ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifak'ın (Syriza) seçimleri kazanması durumunda ülkeyi iflasa sürükleyeceğini iddia etmesine rağmen, son günlerdeki kamuoyu anketlerinde Syriza’nın yarışı önde götürmesi Avrupa’daki endişeleri artırıyor.

Avrupa Merkez Bankası’nın tam da ülke tahvili alım programlarına hazırlandığı bir dönemde, Avrupa’nın gözü 25 Ocak’ta Yunanistan’da yapılacak genel seçimlerden çıkacak sonuca odaklandı. 

- Syriza Yunanistan’ı Avro’dan çıkarır mı? 

Yunanistan’da anketlerin rüzgarını da arkasına alan Syriza genel seçimler öncesinde geçmişte yatırımcıları endişelendiren söylemlerini daha olumlu, yapıcı bir çizgiye çekiyor. Syriza’nın lideri Aleksis Çipras ise partisinin amacının Yunanistan’ı Avro Bölgesi’nden çıkarmak olmadığını, aksine birlikteliği daha güçlendirmek olduğunu belirtiyor. 

Öte yandan Çipras partisinin iktidara gelmesi halinde yıllardır devam eden kemer sıkma programına son verilerek, kreditörlerle yeniden müzakerelerin başlayabileceği vaadinde bulunuyor.

Bünyesinde çeşitli marjinal sol grupları da barındırdığı öne sürülen Syriza’nın önde gelen isimleri katıldıkları televizyon programlarında ise genel seçim öncesinde çelişkili mesajlar veriyorlar. Kimi isimler bütçeyle ilgili taahhütlerin sürdürüleceğini belirtirken, kimi isimler ise Yunanistan’ın dış borcunun yüzde 50’lik kısmını silinerek, geri ödemelerin vadesinin uzatılabileceğini söylüyor.

Syriza’nın genel seçim öncesinde halkın desteğini artarak devam ettirebilmek amacıyla kreditörlere ilişkin sert söylemlerini sürdürmesine karşın, seçim sonrasında iktidara gelmesi halinde daha yapıcı bir tavır sergileyebileceği de olası senaryolar içinde gündeme geliyor. 

- Yunanistan’ın 3.kredi dilimi gecikebilir 

Öte yandan Syriza’nın seçim sonrasında iktidar olması ve daha önce açıkladığı programı uygulamaya devam etmesi halinde Troyka ile öngörülen süre içerisinde anlaşmaya varılması zorlaşacak. Piyasalar olası olumsuz senaryonun gerçekleşmesi halinde, Yunanistan’nın mali disiplinin risk altında olabileceği yönünde endişelerini sürdürüyor. Uzmanlar ise Yunanistan'ın alacağı 7,2 milyar avroluk üçüncü kredi dilimi için Troyka ile görüşmelerin şubat sonuna ertelendiğini, seçimin ardından bu kredi diliminin serbest bırakılmasının yılın ilk çeyreğinin sonuna ertelenebileceğine dikkati çekiyor. 

- Almanya maliyet hesabı yapıyor 

Uluslararası piyasalarda ise 2012 yılının ardından “grexit” adı verilen Yunanistan’ın yeniden Avro Bölgesi’nden çıkabileceği yönündeki senaryolar konuşulmaya devam ediliyor. Der Spiegel dergisinin Merkel hükümetinin derin borç krizi içindeki Yunanistan'ın Avro Bölgesi'nden ayrılmasını artık bir seçenek olarak gördüğü, olası etkilerin yönetilebilir olacağını belirttiğini öne sürmesinin ardından çıkış senaryoları daha yüksek sesle tartışılmaya başlandı. Öte yandan Almanya'da Sosyal Demokratik Parti’nin finans sözcüsü Joachim Poss ise, Avrupa’nın Yunanistan’ın çıkışının maliyetini karşılayamayacağını savunuyor.

Uluslararası finans kuruluşlarının önde gelen ekonomistleri ise Almanya’da hükumetin konuya ilişkin tutumunun yeni hükumete göre şekilleneceği ve Yunanistan'ın avrodan ayrılması durumunda bunun yönetilebilir olduğunu dile getiriyor.

Yunanistan’ın Avro’dan çıkış olasılığının piyasalarda etkisini göstermesinin ardından açıklama yapan Alman hükümetini sözcüsü Steffen Seibert ise, "Başından bu yana politikamız, Avro Bölgesi'nin tüm üye ülkelerle birlikte istikrara kavuşması ve güçlendirilmesi, doğal olarak buna Yunanistan da dahil” ifadelerini kullanarak Almanya’nın tavrında bir yumuşama işareti verdi. 

- Yunanistan kaynaklı riskler yönetilebilir 

Yunanistan’ın genel seçimlerde nasıl bir yol izleyebileceği konusunda soruları yanıtlayan merkezi Hamburg’da bulunan Berenberg Kıdemli Ekonomisti Dr. Christian Schulz da olası bir çıkış senaryosunda risklerin yönetilebileceğini savunuyor.

Schulz, "Yunanistan, Avro Bölgesi'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranının yüzde 2'den azını oluşturuyor. Avro Bölgesi bankaları tarafından tutulan Yunan varlıkları küçük seviyede ve hükümetler ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Yunanistan'a kredi vermeyi iptal etse bile bu bir finansal krize sebep olmaz,” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Syriza’nın seçimleri kazanması durumunda Almanya’nın  Yunanistan’ın uluslararası mali kurtarmaya ilişkin görüşmelere müsaade edebileceğini belirten Schulz, “Bazı görüşmeler olabilir, ancak zaman ve olası Syriza liderliğindeki hükumete karşı güven eksikliğinden dolayı sadece ufak ayarlamalar görülebilir,” dedi. 

- Mali disiplin ve AB’nin geleceği 

DekaBank Başekonomisti Ulrich Kater ise, "Bence Merkel, sadece avronun kurallarını hatırlatıyor. Avronun farklı devletlerin ortak para birini olduğunu ve ortak ülkelerin para birimi olmadığını anlatıyor” dedi.

Kater, ileriki tarihlerde gerçekleşecek görüşmelerin sonucunda Avro Bölgesi ülkelerinin yola Yunanistan’la birlikte devam etme kararını alacaklarına inandığını belirtti.

Daha önce piyasalarda sıklıkla tartışılan Yunanistan’ın alternatif başka bir para birimini kullanmayı tercih etmesi olasılığını da değerlendiren Kater, “Eğer Yunan hükümeti, yeni para birimini daha dikkatli idare edebilirse, Yunanistan ilk aşamada zor bir sürecin ardından avrodan çıkışta başarılı olabilir. Ancak, bir para birimini dikkatlice idare edebilmek, bu para biriminden çok fazla basmamak ve kamu bütçesini dengelemek anlamına gelir” değerlendirmesini yaptı.

Yunanistan’ın önündeki temel ve alternatif senaryoları değerlendiren Citi Döviz Stratejisti Josh O'Byrne ise Avro Bölgesi’nin muhtemelen gelecek aylarda Yunanistan ile borç yükünün bir kısmını azaltılması, bazı reformların uygulanması ve makul bir müzakere süreci oluşturulması konusunda anlaşmaya varılacağına inandığını söyledi.

Toronto Dominon Securities Avrupa Derecelendirme ve Döviz Araştırma Müdürü Richard Kelly, Syriza hükumetinin müzakere etme konusunda isteksiz tavır alması durumunda Almanya'nın da daha sert bir tavır alabileceği uyarısında bulundu.

Hem Almanya’nın hem de Yunanistan’ın mevcut aşamada politik bir duruş sergilediğini hatırlatan Kelly, "Almanya'nın kurtarma programının bazı yönleri ve Yunanistan'ın mevcut borç yapısına ilişkin müzakere etmeye istekli olduğunu düşünüyorum. Fakat, Yunanistan'ın tüm kemer sıkma politikalarını ortadan kaldırılmasına müsaade edilmeyecektir" diye konuştu. 

- Gözler tahvil alım programında 

Uzmanlar arasında Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alım programının Yunanistan’daki seçim sonuçlarının ardından kurulacak yeni hükümetin adımları ile sekteye uğrayabileceği olasılığı tartışılıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alım programı kapsamında Yunanistan tahvili alamamasının, tahvil alım programını uzun vadede etkinliğini azalmasına neden olabileceği öne sürülüyor. Hali hazırda resesyon ve  deflasyon endişeleri devam eden Avrupa’da, Yunanistan merkezli endişelerin, borç yükü fazla olan ülkelere yayılması konusundaki endişeler de devam ediyor.

Yunanistan’da, Syriza lideri Aleksis Çipras, 25 Ocak’ta yapılacak seçimlerden partisinin zaferle çıkacağını belirterek, "Hakkını aramakta kararlı olan bir halkı kimse durduramaz” demişti.

Çipras, hükümette verimliliğin artırılması için bakanlıkların sayısını azaltılacağını, bankalardaki yatırımların güvence altında olacağını, muhtaç olanlara elektrik, su ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olarak sağlanacağını ve asgari ücretin yeniden 750 avroya çıkarılacağını, emeklilik maaşlarında da iyileştirme yapılacağını kaydetmişti.

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) geçen yılın ekim ayında yayınladığı küresel ekonomik görünüm raporuna göre Yunanistan’ın toplam borcu 300 milyar avro ile ülkenin GSYH’na oranla yaklaşık yüzde 174 seviyesinde buluyor. 

- İngiltere’den AB için referandum sesleri yükseliyor 

Öte yandan en son Avrupa Birliği bütçesine ek katkı yapması yönündeki taleplerle AB ile ilişkileri gerilen İngiltere Başbakanı David Cameron ise bu yıl yapılacak genel seçimler öncesinde 2017’de birlikte kalmak ya da ayrılma noktasında referandumu yapma konusunda kararlı olduklarını belirtiyor. Dahası Cameron’ın yakın zamanda katıldığı bir programda referandumun daha erken bir tarihte de yapılabileceğine işaret etmesi dikkati çekti. G-7 ülkeleri içerisinde en hızlı büyüyen ekonomilerin başında yer alan İngiltere’nin birlikteki geleceğinin ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bugün Londra’ya yapacağı ziyaret kapsamında görüşülmesi bekleniyor.

Cameron geçen hafta sonu yaptığı açıklamada, Almanya'nın İngiltere'nin Avrupa Birliği içerisinde kalmasını istediğini belirterek "Eğer gerekeni almazsam hiçbir şeyi ihtimal dışı bırakmam” değerlendirmesini yapmıştı.

İngiltere Başbakanı David Cameron, partisinin genel seçimi kazanması halinde AB ile ilişkilerde Brüksel ile yeniden müzakereleri yürütmek istiyor. Müzakerelerde AB içerisinde serbest dolaşım gibi konulara sınırlama getirilmesi gerektiğini savunmayı planlayan Cameron'a, AB liderleri ise bunun AB'nin temel ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle tepki gösteriyor. Cameron, müzakerelerin sonunda ise en geç 2017 yılının sonuna kadar ülkesinin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğini referanduma götürmek istiyor.

Seçim tarihi yaklaştıkça Cameron'un söylemlerini daha da artırması bekleniyor.