Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri ve yazarı Robert Fisk, Habertürk ekranlarındaki Gün Ortası programında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

Türkiye'de kısa süre önce Büyük Medeniyet Savaşı - Ortadoğu'nun Fethi isimli kitabı Murat Uyarkulak çevirisiyle yayınlanan Fisk, Habertürk ekranlarında Ortadoğu ülkelerinde yaşanan son gelişmeleri ve Türkiye - Suriye ilişkilerini değerlendirdi.

Ortadoğu ve Arap ülkelerinde son dönemde yaşanan halk hareketlerini Arap Baharı yerine Arap Uyanışı olarak nitelendiren efsane gazeteci Robert Fisk, "İnsanlar artık korkularını kaybettiler. İnsanlar korkularından kurtulursa her şeyi göze alırlar. Diktatörlerin bunu anlamıyor" dedi.

Suriye'nin gitikçe yalnızlaştığını ve ekonomik yönden kısa süre sonra daha kötü bir duruma sürüklenebileceğini söyleyen Fisk, ancak yine de ABD'nin Beşar Esad'ın iktidarının tamamen yıkılması yerine "kenara çekilmesini" istediğini iddia etti.

İşte efsane gazeteci Robert Fisk'in Habertürk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz'a verdiği cevaplardan satır başları;


"Bugün 12. yüzyıldaki Haçlı askerlerinden daha çok batılı asker var Ortadoğu ülkerlerinde. Kitabımda da bu durumu belirtiyor ve artık Ortadoğu'dan çekilmemiz gerektiğini söylüyorum.

Ben bu yaşananları Arap Baharı olarak adlandırmıyorum. Bu ABD patentli bir niteleme. Ben Arap Uyanışı demeyi tercih ediyorum.

Biz batılılar olarak Ortadaoğu'daki diktatörlükleri seviyor ve destekliyoruz. Batılılar bu diktatörlükleri koruyor.

İnsanlar artık korkularını kaybettiler. İnsanlar korkularından kurtulursa her şeyi göze alırlar. Diktatörler bunu anlamıyor. Onlar halkklarını çocuk olarak, "çocukları" olarak görüyordu ama o çocuklar büyüdü.

Bence Kaddafi'nin Mübarek gibi yargılanması gerekiyordu. Adalet için bu gerekliydi.

Ben Suriyelilere, 'Kaddafi'nin görüntülerini izlediniz mi?' diye sordum. Onlarda bana 'Batılılar bu görüntüleri bilerek yayıyor, bizleri, Müslümanları barbarlar olarak lanse etmeye çalışıyorlar' dediler. Bence doğru bir tepkiydi bu.

Bence Arap halkları, ülkelerinin üzerinde hakları olduğunu fark ettiler. Ülkelerinin prenslerin, diktatörlerin malı olmadığını, o ülkelerin halkların yani kendilerinin olduğunu fark ettiler.

Youtube'da Suriye üzerine yönelik görüntülerin hepsinin sahte olduğunu iddia etmiyorum ama hepsi de doğruyu yansıtmıyor.

Suriyeliler de 'Türk ordusu ne yapacak?' diye merak ediyor.

Bence Türkiye'nin Ortadoğu'daki politikası son derece doğru. Ben şu sorunun cevabını merak ediyorum: ABD'liler acaba Suriye konusunda Türkiye'ye ne diyorlar? Eğer Türk ordusu Suriye'ye girecek olursa ve yanlarında isyancılar da olursa Suriye iktidarı ne yapacak? Bu konudan ABD'liler memnun olur tabii ki.

Aslında isterse Türk ordusu Suriye'ye kolay bir şekilde girer. Ama bunu yaparsa Arap halkları üzerindeki imajı zedelenir. Çünkü Türkiye, ABD'ye net bir şekilde hayır diyebilen bir ülke.

Suriye gittikçe yalnızlaşıyor. Bence bunu anlamak için Suriye ekonomisini anlamak lazım. Elektriği Türkiye'den alıyorlar. Nakit paraları azalıyor. Rusya'dan yardım görüyorlar. Suriye'nin merkez bankasının üç aylık kritik bir süresi var. Ama Esad iktidardan hemen yarın inmez, bunu da beklememek lazım.

Bakın Clinton, Esad hakkında açıklama yaparken Esad yıkılsın demedi, "kenara çekilsin" deyimini kullandı. Yani ABD'liler ve İsrailliler tamamen Esad'ın gitmesini istemiyor, onun kenara çekilmesini istiyor. Esad'ı kullanmak istiyorlar.

Ben Time dergisi okumuyorum ve Time dergisinde yazılan hiç bir şeye inanmıyorum. Ancak şu gerçek, Türkiye Ortadoğu'da son derece saygı duyulan bir ülke. Çünkü diğer Ortadoğu ülkelerinin aksine Türkiye söylediğini yapan bir ülke. İşte tam da bu nedenden ötürü Arap Uyanışı'nın da desteğini alıyor. Ancak şu unutulmamalı, siz Osmanlı değilsiniz siz Türkiyesiniz.


Habertürk