Dünya Bankası’nın olağan yıllık “Küresel Ekonomik Görünüm” raporu yayınlandı. Raporda Türkiye’nin adı geçen bölümlerde dışarıda ve içeride cümle alemin bildiği sorunlar (riskler) sıralanıyor, iyiliklerden söz edilmiyor.

-  Raporu hazırlayanlar genelde kötümser. Diyorlar ki, (1) Gelişmekte olan (Türkiye gibi) ülkeler bu yıl, 2008 yılındakinden daha ciddi şoklarla karşılaşabilirler (2) Bazı ülkelerin (bu arada Türkiye’nin) finansal piyasalardan fon sağlayamaması halinde durumları kötüleşebilir.

-  Raporda, Euro Bölgesi’ndeki borç krizinin yanı sıra Hindistan, Brezilya ve diğer gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümelerinin yavaşlaması nedeniyle 2012 yılında piyasalarda “belirsizliğin” sorun olacağı ve belirsizliğin baskısında küresel büyümenin beklenen-istenen hızda olamayacağı anlatılıyor.

-  Birçok ülkenin, borçları ve bütçe açıklarının büyüklüğü nedeniyle 2008 yılındaki küresel ekonomik kriz dönemine göre daha zayıf bir pozisyonda olduğu, bu yıl karşılaşılabilecek olası krizler halinde hiçbir ülkenin ayrışamayacağı belirtiliyor.

Bazı sorunlar abartılıyor

Raporda, küresel sorunlarla ilgili bölümlerde, satır aralarında Türkiye’de bizlerin hemen her gün tartıştığımız sorunlarımız (biraz da abartılarak) sıralanıyor. Nedir bunlar: Cari açık, finansman sorunu, enflasyon, rezervlerin kısa vadeli borçları karşılamada yetersiz kalacağı, doğrudan yabancı sermaye girişinin azlığı, enflasyon baskısı.
Adına dikkat buyurunuz: Rapor, “Küresel Görünüm Raporu”. Ülkelerin gelir dağılımı, sosyal ve ekonomik sorunlarından değil, küresel görünümden söz eden bir rapor.
Türkiye’nin küresel görünümünde düzgün olmayan göstergeler var ama... Şu karışık dünyada Allah için hiç mi iyi gösterge yok.
Raporda küresel görünüm anlatılırken üzerinde en fazla durulan konular hangileri? (1) Bütçeler açık.(2) Ülkeler mevcut borçlarını döndüremiyor. (3) Ekonomiler büyüyemiyor.

Farkımızı bilelim

Buna karşı bizim “küresel görünümümüz” nedir?
(1) Bütçe açığımız milli gelirin yüzde 1.5’i büyüklükte. (2) Kamu borcumuz mili gelirin yüzde 45’i dolayında. Bütçe açığını kapatmak için, kamu borcunu çevirmek için borç (finansman) bulamamak gibi bir sorunumuz yok. (3) İki yıl yüzde 9-yüzde 8 gibi bir büyümeyi gerçekleştirmişiz. 2012 yılında yüzde 4 oranında bir büyüme bekleyişi içindeyiz. (4) Cari açığımız büyük ama, ülkeden sermaye çıkışı (sıcak para kaçışı) yok. Açığı kredi ile de olsa finanse ediyoruz.
Dünya Bankası’nın küresel raporunda bunlardan da yeterince söz edilse idi, Türkiye’nin ülke riskini daha açık bir şekilde değerleme imkânı ortaya çıkardı.

Bu yazıyı neden yazdım? Rapor ile ilgili haberler Türk halkına “Dünya Ekonomisi Alarm Veriyor-En Kötüsüne Hazırlıklı Olun- Ekonomik Kıyamet Kapıda-En Keskin Düşüş Türkiye’de” başlıklarıyla veriliyor.
El insaf... Durumumuz o kadar da kötü değil... Yarın ne olacağı belli değil ama... Bugün için öldük bittik bir durum yok. Moralimizi bu tür yanlış değerlemelerle bozar isek, işte o zaman her şey kötüye gider.