Bu köşede daha önce, Yatırımcıların Döviz alırken, oluşacak lehte Kur farkına vergi uygulanması konusunu içeren makalelerimiz yayınlanmıştır. Bu makalelerle birlikte, Dövizdeki Spekülatif hareketlerin önlenmesi için, 2017 yılından beri Ekonomiyle ilgili Bakanlarımıza, ilgili mercilere, Döviz alındıktan sonra oluşacak lehte kur farkına Vergi uygulanması gerektiği, bu tedbir alınmadan, Dövizde Spekülasyonun önüne geçilemeyeceği düşüncesini içeren mektuplar gönderdim. Son bir defa daha, bu konu hakkında görüşlerimizi belirteceğiz. Döviz, bir yatırım aracı  ve kar getiren bir enstrüman olarak görüldüğü müddetçe, Spekülatörler emellerini gerçekleştirecek adımları, fırsat buldukları an atacak ve elinde parası olan yatırımcılar, yapılacak hiçbir tavsiyeyi dinlemeden, Dövize  yatırım yapmaya devam edeceklerdir.  Ekonomide Spekülatif hareketler, Spekülasyonu önleyebilecek karşı tedbirlerle önlenebilir.

Uzun yıllar bulunduğum Yurt Dışında, konuyla ilgili çalışmalarımdan edindiğim tecrübeler ışığında, şunu açıkça ifade edeyim ki, Dövizdeki yükselişi durdurmanın ve Spekülatif saldırıları kontrol altına almanın, Lehte oluşacak Kur Farkına, caydırıcı Vergi uygulamaktan başka bir çözümü yoktur. Dövizdeki kur artışlarını, faizleri yükselterek kontrol altına almaya çalışmak, yıllardan beri uygulanan fakat, başarılı olunamayan ve başarılı olunamayacağı görülen klasik bir yöntemdir. Maalesef her faiz kur sarmalı hareketinde Ekonomimiz yaralar almaktadır.

Bankalardan veya Döviz Bürolarından alınan Dövizler, satıldığında bir kar elde ediliyorsa, Dövize yönlendirmeyi engelleyecek, caydırıcı bir oranda Vergi uygulamanın tereddüt edilecek veya olumsuz etkileri olabilecek  hiç bir yönü yoktur. Dövize Vergi konulursa, yatırımcılar Dövizi Bankalar dışında, Kayıt Dışı yöntemlerle başka yollardan temin etmeye çalışırlar ve mevduat yastık altına yönelebilir düşüncesi ve korkusunun hiçbir geçerliliği yoktur. Yetkili Merciler kimin ne kadar Döviz aldığını, veya sattığını gün sonunda önündeki tuşlara basarak öğrenme imkanlarına sahiptirler. Varsayalım ki, insanlar Bankalardan Döviz almayıp, Kayıt Dışı yollardan temin etmeye çalışsınlar, Dövizi bu yolla almak,  alan yatırımcının parasını ölü bir yatırıma dönüştürecek, atıl kalacak bir yatırım aracı olmaktan öte bir getirisi olmayacaktır. Kayıt Dışı elde edilen nakit Dövizler, anlık bir hareket insiyatifine sahip olamadıkları için kayıt içindeki arz ve talebe hiçbir etkisi olmayacaktır.

Döviz Büroları, nakit alım ve satımlar için aracılık etmektedirler. Dövize, Döviz Büroları kanalıyla yüksek talep gelmesi halinde, Döviz Büroları süreklilik arz edecek talepleri anında karşılayamazlar. Nakit paranın sirküle edilmesi ve fiyatlara etkisi kaydi para gibi olamaz. Nakdi Paranın taşınma Sigorta v.s gibi yüksek maliyeti, istenilen zaman ve zeminde temin edilememe gibi zorlukları vardır. Bu nedenle, Döviz Bürolarına Spekülatif amaçla yapılacak nakdi taleplerin, Dövizin anlık yükselme veya düşmesinde hiçbir etkisi ve katkısı olamaz. Döviz Büroları, Ülkemizin beş milyona yakın Yurt Dışında yaşayan vatandaşı ve Turistik amaçla ülkemize gelen yabancıların, anlık ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir nosyonu yerine getirmektedirler.  

Döviz fiyatları, İhracat ve Görünmeyen Kalemlerden elde edilen Dövizlerin, İthalat ve görünmeyen kalem harcamaları karşılandıktan sonra, aradaki Cari Açık farkı olarak adlandırılan, bir denge unsuru çerçevesi ve sonucunda oluşması gerekir. Spekülatörler veya parasının değerini korumak isteyen yatırımcılar, para kazanma isteği veya hırsıyla, Döviz satın almaları sonucu mevcut dengeler bozuluyor ve Dövizde spekülatif Kur artışları meydana geliyor.

Gelişmemiş veya gelişmekte olan Dünya Ülkeleri arasında, Yabancı Para Mevduatı Milli Para Mevduatını geçen ender ülkelerden biriyiz. Önceki maklalelerimizde de belirttiğimiz gibi, Dövize yatırılmış mevduat, Ekonomide Rantal bir serbesti içinde kullanılamadığından, ait olduğu ülkenin parasının kasa görevi yapmakta ve  Ekonomiye katkısı olamamaktadır. Yurt içi ve Yurt Dışı döviz Mevduat rakamları Milli Para Mevduat rakamlarını aşarak,Türkiye Bütçesini geçmiştir. Döviz Mevduatlarının, çözülerek Ekonomiye kazandırılması ve ülkenin yaşadığı bu kısmi Dolarizasyondan kurtarılması gerekmektedir.

Geçmiş yıllarda Ülkemiz Ekonomisi, Dövizin yokluğu nedeniyle krizler ve olumsuzluklar yaşardı. Günümüzde tam tersine, Ülkemizde Yurt içi ve Yurt Dışı olarak, yaklaşık 300 milyardan fazla Tasarruf olarak tutulan Dövizin varlığı krizler ve olumsuzluklar yaşatmaktadır. Ülkemiz, Rantabl olarak kullanılamayan Döviz mevduatlarını, Vergi uygulamasıyla kademeli olarak, Milli Para Mevduatlarına döndürülmesini sağlayacak tedbirler geliştirilemediği müddetçe, Ekonominin arzu edilen hedefe ulaşması mümkün değildir. 

Ekonomiye can verecek tasarrufları, yerli yatırımcının para kazanmak uğruna Dövize yatırmasının, Spekülatörlere kazandırması dışında, yatırana da, Ülkeye de hiçbir faydası yoktur. Çünkü, Dövizi yatırım gayesiyle alıp kar etmeyi düşünen yatırımcının, elde edeceği kar cebine girmeden hayat pahalılığı olarak kendisine geri dönecektir. Döviz fiyatlarına, Yurt içindeki Döviz  Mevduatı kadar, Yurt Dışında tutulan Döviz Mevduatlarınında olumsuz etkisi olduğu hesaplanmalıdır. Yurt Dışında tutulan  mevduatın, Yurt içindeki Mevduat rakamlarına yakın meblağa  ulaşmasında, İhracat bedellerinin 180 gün içinde, yüzde sekseninin bir bankaya satılması zorunluluğunun kaldırılmasından sonra arttığı tahmin edilmektedir. Yurt içi ve Yurt Dışı Mevduat toplamı Ülkemizin Bütçesini aşmıştır. Tasarruf adı altında atıl duran böyle bir meblağ, Ülke Ekonomisinin taşıyamayacağı bir yük olarak, her an Ekonomiye olumsuz etkiler yaratabilecek şekilde, Demoklesin Kılıcı gibi başımızda sallanıp durmaktadır.

Zaman kaybedilmeden, Vergi uygulaması cesaretle yürürlüğe sokulmalı ve döviz üzerindeki kayıkçı kavgası bitirilerek, Ekonominin Dengeleri tabii akışında yerine oturtulmalıdır. Yurt içi Spekülatör ve yatırımcıların hareketleri, Lehte Kur farklarına Vergi uygulanarak önlendikten sonra, Yurt Dışı Spekülatif hareketlerini önlemeninde, bir kaç yolunun olduğunu belirtmek isteriz. Yazımızı önceki yazılarımızda kullandığımız bir İngiliz Atasözüyle bitireceğiz. ‘’Koşarsan Kaybedebilirsin, Koşmazsan Kaybetmeyi Garantilersin’’.

Beşir Acar

Emekli Banka Yöneticisi

E-mail: [email protected]