Deneysel Orta Asya müziği yapan Saska'nın Sokkur Saska albümünde Çavuşça bir şarkısında da geçer: Anam kiyim tikti, Atam dombıra şaldı.

Nadiren televizyon izliyorum. Yazılar için siyasilerin konuşmalarını takip etmem gerektiğinde ise partilerin sitelerinden konuşma metinlerine bakmayı tercih ediyorum. Bağırmalar çağırmalara, o hesaplı hecelere, vurgulara, bir dolu adamın ne denirse densin heyecanla alkışlamasına ve konuşmaları bölen tezahürata pek sabrım yok.

Benzer bir durum çoğu tartışma programı için de geçerli. Programların büyük kısmında katılımcılar da izleyiciler de programdan işin başında hangi fikirlere sahiplerse o fikirleri daha da keskinleşmiş olarak kalkıyor.

Yine de bir gaflet anında kanalları dolaşırken birkaç tartışma programına rastladım. İnsanlar ciddi ciddi bir televizyon dizisini tartışıyordu.
Dizi cemaatin kanalındaymış ve cemaatin liderinden onaylı bir senaryoya sahipmiş.

Dizide Peygamber kamyonete binmiş, bazı gazeteciler hedef gösterilmiş gibi şeyler duydum.

Valilik dizinin çekimini yasaklamış. Hiç Peygamber kamyonete biner miymiş vs. vs.

Televizyonu kapattım. Yalan söylemeyeyim önce kumandadan cihazın sesini kıstım. Bir süre öylece ekrana baktım.
Dizilerin önemini bilmiyor değildim. 'Kurtlar Vadisi’nden haberdardım. Siyasi kavgaların televizyon dizilerine kadar yayıldığının ve bazı mesajların oralardan verildiğinin de farkındaydım.

Ancak yine de ne yaparsınız, bir televizyon dizisinin önemli bir siyasi aktör olarak ciddi ciddi tartışılmasına uyum sağlayamadım. Mea culpa.
Neden sonra televizyonu kapatıp bilgisayarın başına geçtim. AKP’nin yeni seçim şarkısını aramaya başladım. Zira seçim şarkılarına özellikle bayılıyorum. Toplum olarak zevk ve inceliğimizin ne halde olduğunu anlamanın kolay bir yolu.

Neyse, ilk notalar dökülmeye başladığında yeni seçim şarkısı pek tanıdık geldi. Şarkıda sürekli Erdoğan’dan bahsediliyordu. Dinlediğimin tanıdık gelmesinin sebebinin bu olduğunu düşündüm.

İstediğim kadar televizyondan uzak durmaya çalışayım yine de gün boyunca en çok gördüğüm sima ve en çok duyduğum ses kendisine ait. Galiba hepimiz benzer durumdayız.

Fakat şarkının ortalarına doğru bestenin neden tanıdık geldiğini de anladım. Tek neden Erdoğan değilmiş.

Çalan, meşhur Dombıra şarkısı idi. Nogay müzisyen Arslanbek Sultanbekov’a ait olduğunu zannettiğim güzelce bir şarkıya Erdoğan için sözler yazılmıştı. Sultanbekov’un şarkının kullanılmasına itiraz ettiği ve dava açacağı haberleri de medyada yer aldı. Dünya lideri olmuş 'sağlam irade'ye karşı hiçbir sanatçının böyle bir şey yapmayacağını bildiğimden telaşlanmadım ve haberleri garipsedim.
İşte maksatlı ve hükümeti yıpratmaya yönelik haberler. Biliyorsunuz.

Sonra bu Dombıra başka nerede kullanılmış diye başladım araştırmaya. Karşıma hemen bir dizi çıktı.
TRT’de yeni bir dizi başlamış. Adı da Kızılelma imiş. Dizinin sloganı: “Oğuzlar için, hangi yöne giderlerse gitsinler ulaşacakları zafer, ulaşılmadan önce Kızılelma’dır”.

Meşhur kızılelma yani. Ziya Gökalp’in "küçüktüm, ufacıktım" diye başlayan tekerlemesinde “Geyik beni görünce, düştü büyük sevince. Verdi bana bir elma,

Dedi, dinlenme, durma” dediği sonunda “Yüz milyon Türk bu anda

Seni bekler Turanda” diye sevindiği kızılelma.

Diziyi Tayfun Atay “Çocuksu bir MİT güzellemesi” olarak nitelemiş.

Neyse, AKP’nin seçim şarkısı Dombıra meğer bu MİT güzellemesi dizinin jenerik müziğiymiş.

Geldik mi yine başka bir diziye.

Cemaat dizisi infial yaratır, MİT’sever dizinin kızılelmacı jenerik müziği Erdoğan’a seçim şarkısı olur.

Biraz MİT biraz Turan, biraz açılım biraz ülkücülük.

Bu Dombıra aslında bir Orta Asya sazı.

Deneysel Orta Asya müziği yapan Saska’nın Sokkur Saska albümünde Çavuşça bir şarkısında da geçer: “Anam kiyim tikti, Atam dombıra şaldı.”

Yani “Annem elbise dikti. Babam dombıra çaldı.”

Bakalım daha üzerimize ne elbiseler dikilecek tepemizde ne dombıralar çalınacak.

Ne diyordu o tekerlemede Ziya Gökalp: “At önünde et vardı, İt, ot yemez ağlardı;

Otu ata yedirdim, Eti ite yedirdim.”

Cümleten afiyet olsun.

 

(Radikal)