Dolar tarihi zirvesini yaptıktan sonra 2012’nin ilk ayında gerilemeye başladı. 1.90 TL seviyesinden dolar alanlar ne yapmalı... 1.75 TL’den dolar alınır mı?

Dolar fiyatı önemli ama euro fiyatı da önemli. Bu iki para biriminin değerindeki değişim dolar ve euro  fiyatlarının farklı yönde değişimine yol açıyor. Bu nedenle dolar ve euro fiyatları birlikte izleniyor. Dolar fiyatının yarısı ile euro fiyatının yarısı (0.50 dolar + 0.50 euro) toplanıyor. Buna “Döviz Sepeti” deniliyor.

Döviz sepeti geçen hafta sonu 2.02 TL. idi. Sepet yılbaşında 2.19’u görmüştü. Sepet 2011 yılında yüzde 21  oranında değer kaybederken, yılbaşından bu yana yüzde 6 değer kazandı.

Bizim halkımız, kamu oyumuz, “Döviz Sepeti”nden çok, “Dolar Fiyatı”na bakar. Dolar yıl başında 1.91 TL’ye kadar çıkmıştı. İndi, çıktı. Şimdilerde 1.75 TL’ler dolayında.

Halbuki biz ucuz dolara ne güzel de alışmıştık... Geriye gitmeye gerek yok. 2010 Ekim ayında 1.43 TL, yıl sonunda 1.54 TL idi. Ne oldu ise 2011 yılında oldu. Ocak ayında 1.58’den başladı. Nisan da 1.50 TL oldu ama, yıl sonunda 1.91 TL’yi buldu.
Derken efendim 10 Ocak’da Sn. Erdoğan, ”Şu anda faiz lobisinin çalışması, atağı var. Ama biz faiz lobisini bu kadar rahat çalıştırmayız. Merkez Bankası dolara müdahale ediyor” dedi. Ve de dolar ucuzlamaya başladı.
Nasıl ucuzladı? Önce kısaca, sonra uzun uzun anlatayım. Kısa anlatım şu:
* Dünyada para bollaştı. Para gidecek yer arıyor.
* Bizde (Faiz lobisinin etkisinden midir, Merkez Bankası’nın isteğinden midir ben bilemiyorum) “reel faiz”  yüksek. Bu yüksek faiz, yüzen gezen dövizleri Türkiye’ye çekiyor.
* Türkiye’ye döviz girişi devam ettiği sürece döviz ucuzluyor.
Türk Lirası dolar karşısında 2011 yılı başından, 2012 Şubat başına kadar yüzde 12’ye yakın değer kaybetti. Fakat 2012 yılının ilk ayında tersi oldu. Yüzde 8 değer kazandı.
Türkiye’nın durumunu tek başına almak konunun anlaşılmasını güçleştirir. Başka ülkelerle karşılaştırıldığında görülen şu ki, Türk Lirası, değer kaybederken de kazanırken de diğer ülke para birimlerinin önünde koşuyor.

 

Sağ olasın ‘Faiz Lobisi!’

Faizi, “Lobi” mi yükseltiyor, yoksa “Merkez Bankası” mı bilemiyorum ama, ortada bir gerçek var. Türkiye’nin reel faizi yüksek.
Reel faizin yükseklik ölçüsü nedir? Türkiye’de reel faiz ne kadar, başka ülkelerde ne kadar? İşte budur.
Merkez Bankası’nın reel faiz grafiğine bakalım. Bloomberg ve Merkez Bankası kaynaklı bilgileri bir araya getirerek değişik ülkelerin ne kadar reel faiz ödediğine bakalım. Neyin ne olduğu anlaşılır. Biz şimdilerde Brezilya ve  Macaristan’dan sonra dünyada en fazla reel faiz ödeyen ülkeyiz.

Dolar neden ucuzluyor?

Dolar neden ucuzluyor? Tabii ki doların dünya piyasalarındaki değerindeki iniş çıkışlar esastır amma ve lakin bizim için önemli olan doların bolluğudur...
Türkiye’ye yatırım ve faiz için dolar girişi artınca dolar ucuzlar. Giriş yavaşlayınca dolar fiyatı tırmanışa geçer.
Garanti Yatırım’ın Araştırma bölümünden İktisatçı Gizem Öztok Altınsaç, geçen hafta Türk Lirası’nın değer kazanmasına yol açan gelişmeleri kağıda dökmüş.
1. Dünya’da likidite bolluğu var: ABD‘de ve AB’de piyasaya boyuna para sürülüyor. Çin’in parası bol. Likidite bolluğu risk iştahını yükseltiyor.
2. Bizde reel faiz yüksek: Türkiye dünyada yüksek reel faiz veren nadir ülkelerden biri. Rusya’da reel faiz %5, Macaristan da ise %4-4.5 civarında iken bu iki ülkeyi %3 reel faiz ile Türkiye izliyor.
3. Cari açık küçülürse döviz talebi de azalacak: 2011’de cari açık GSYH’nin %10’una denk geliyordu. 2012’de ise cari açığın azalıyor olması, döviz talebinin de göreceli olarak azalacağı anlamına geliyor. TL değerini artırıcı etken
4. Türkiye 2011’i iyi bitirmedi, 2012 daha iyi olabilir: 2011 yılında Türk Lirası çok değer yitirdi. Yabancı yatırımcılar 2012 için daha iyimser.
5. Reel kur 2003’ten beri en düşük seviyelerde: Bu seviye azalan cari açık çerçevesinde reel anlamda değerlenme olasılığını destekliyor.
6. Sıkı para politikası devam edecek: Sıkı para politikasışu aşamada Türk Lirası lehine gözüküyor.
7. Merkez Bankası Türk Lirası’nın değer kaybetmesini istemiyor: Döviz alım ihalelerine Temmuz 2011 tarihinde ara verildiğinde sepet 2.00 seviyesinde idi ve enflasyon %6.5’lardaydı. Oysa bugün döviz 2.02 seviyelerindeyken enflasyon %10.5 seviyesinde. Enflasyonun ancak 2013 ortasında %5 olan hedefe yakınlaşması bekleniyor. Bu süreci hızlandıracak her olasılık (TL nin değer kazanması) MB tarafından olumlu karşılanacak.

TEHLİKE YOK MU?

Dünyada para bol. Bizim reel faizimiz yüksek... Döviz girişi devam eder.
Döviz hem bol olur hem ucuz satılır... Tehlike yok... Denilebilir mi?
Garanti Yatırım’ın İktisatçısı Gizem Öztok Altınsaç uyarıyor:
1. Düşük finansman ihtiyacına rağmen cari açığın finansmanı hala kritik: Şimdilerde küresel piyasalarda    likidite bolluğundan kaynaklanan bir iyimserlik olsa da, genel makro görünüme baktığımızda Türkiye’nin en önemli dış finansörlerinden olan Avrupa’nın durumu halen çok karışık ve iyiye gittiği de söylenemez.
2. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Aralık ortasındaki refinansman ihaleleri: Bu durum Avrupa bankalarına önemli oranda zaman kazandırdı ve geçici de olsa rahatlattı. .
3. Türkiye’nin dış açığın finanse edilememe riski var mı? Bu sorunun cevabı hem finansman kalitesine, hem de yurtdışı piyasaların  durumuna bağlı . Finansman kalitesinde görece düzelme olmasına rağmen  cari açığın halen %60’ı kısa vadeli akımlarla finanse ediliyor. Daha çok spekülatif hareket ediyorlar, bu da ekonomide kırılganlığı artırıyor.
Son dönemde uzun vadeli finansmanın payının artıyor olması olumlu. Özel sektörün dış borç çevirme rasyosu  2011 başındaki %80 seviyelerinden %120’lere yükseldi.
4. Merkez Bankası’nın politikalarının karmaşıklığı güveni sarsıyor: Doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılmaksızın, Merkez Bankası’nın son bir, bir buçuk yıldır uyguladığı politikalar (çoklu hedef çoklu araç) piyasalarca yeterince anlaşılamadığından halen kafa karışıklığına sebep oluyor. Global risk iştahı ters döndüğü anda bu konu TL için yeniden bir dezavantaj olabilir.

(Milliyet)