\"80 yıldır tornadan çıkmış Kemalist gençlik yetiştirmeyi en büyük devlet politikası haline getirmeyi gaye edinenlerin, “dindar gençlik” alerjisini anlamak mümkün değil.\"

 

Başbakan’ın “Dindar gençlik istiyoruz” temennisine, aylardır bu tür “din-iman” konulu gündem sıkıntısı çeken medya, sinek gibi üşüştü.

Öyle bir medya dayanışmasına vesile oldu ki Başbakan’ın sözleri. Birbirilerini “yandaş” ve “candaş”lıkla suçlayan ulusalcı, sosyalist, liberal, Kemalist her kesimden gazeteci ve yazar söz konusu “dindar gençlik” olunca birleşiverdiler.

Hepsi bir ağızdan hatta “özgürlük savaşçısı” bazı liberaller(!) bile Başbakan’ın bu temennisini abarttıkça abarttı. Ne “dayatmacılığı” kaldı Başbakan’ın ne “antidemokratlığı” ne de “diktatörlüğü!”

Aslında sadece medya da değil ana muhalefet de can simidi gibi sarıldı açıklamaya.

Öyle ki her türlü objektif tutumu bir kenara itip olayı kişiselleştirdiler. Hatta muhalefet “Sen kimsin Başbakan! Çocuklarımız üzerinde senin ne hakkın olabilir? Bizim adımıza, nesiller üzerinde nasıl hak iddia edebilirsin!” diye öfke saçtı.

80 yıldır tornadan çıkmış Kemalist gençlik yetiştirmeyi en büyük politika haline getirmeyi gaye edinenlerin, “dindar gençlik” alerjisini anlamak mümkün değil.

“Din” lafını ağzına alamaz mı bir Başbakan? Kimse bunu sormadı bile. Tabii yıllarca yüzde 95’i Müslüman olan bir topluma sekülerizm dayattıkları için böyle bir soru sormak, ne ana muhalefetin ne de medyanın işine gelmezdi.

Bu arada Başbakan Mısır’da laikliği övdü diye de epey eleştiri almıştı aynı muhalefet ve medyadan.

Sanki şimdiye kadar Başbakan inandığı dini kimseye dayatmış gibi coştukça coştular!

Tabi ki kimsenin dini inançları kimseyi ilgilendirmez. Hele devleti hiç ilgilendirmez. Yıllarca bundan çektik biz zaten.

Tabi ki hiç bir güç ve hiçbir ideoloji hiç bir dini kimseye dayatamaz.

Tabi ki mecburi din dersleri seçmeli olmalı.

Tabi ki devlet kimin ne giyineceğine karar veremez!

Tabi ki devlet insanların özgürce inançlarını yaşamasının garantisi olmalı.
Ve tabi ki kimsenin elinde “iman ölçer” yok.

Hiç kimse bu ülkede \"dindar değil\" diye suçlanmadı. Suçlanmamalı ve suçlanamaz da! Ama dindarlar \"dindar\" diye çok suçlandı.

Bu kadar rahatsız olmayın dindar gençlik söyleminden. Zaten kişi istemezse asla dindar olmaz. DindarMIŞ gibi yapana da din “münafık” der. Ve bütün dindarlar bilir bunu.

Dini bütün bir kadın olan annem beni din konusunda zorlardı. Ve o zorladıkça uzak dururdum dini konulardan. Sonra rahat bıraktı beni. İyi ki de bırakmış. Araştırmaya, öğrenmeye gayret etmeye başladım.

Aslında gerçekler, bu konuda sesi çıkanların bağırmasından daha farklı.

Çocuğunu dindar yetiştirmek istemeyenler, çocuğunu dindar yetiştirmek isteyen ailelere müdahale etmesinler yeter!

(Platinhaber)