MHP'nin kurmay heyeti iyi bilir. Yıllardır hep aynı sözler tekrarlanıp durdu. Bir "kuş" ve bir "dağ" söylemidir devam edip gitti.
Ayrılanlar ve partiden kopanlar gündeme getirildiğinde, genellikle aynı cevapla karşılaşıldı: "Bir kuş bir dağa konsa, o dağın haberi olsa ne olur, olmasa ne olur? Bir kuş bir dağdan kalksa, o dağın haberi olsa ne olur, olmasa ne olur?" Şimdi bunun karşısına farklı bir söylem konuldu. Genel Başkan Adayı Koray Aydın "önyargısız kucaklaşma projesini" ortaya attı:
-Bir gün bile MHP'de olmuş, bu partiye bir defa bile oy vermiş herkesi kucaklayıp yanımıza alacağız.
Bu yüzden de etrafındaki halka genişlemeye başladı. Eski Genel Başkan adaylarından Ümit Özdağ destek açıklaması yaptı; Hakkı Şafak Ses, Koray Aydın'ın yanında yer aldı.
Küstürülen, partiden uzaklaşan Sadi Somuncuoğlu ile geçmişte "Doğunun Başbuğu" lakabıyla anılan Yılma Durak, Koray Aydın'dan yana tavır koydu.
MHP'nin bugüne kadarki tavrından farklı bir yol izleyen ve siyaseti bir "toplama sanatı" olarak gören Koray Aydın "birer birer artırarak" yoluna devam ediyor.

* * *
3 Kasım Kongresi'nde Devlet Bahçeli'nin karşısına çıkacak olan Koray Aydın'ın ilginç bir taktiği var...
Türkiye'yi geziyor, projelerini anlatıyor, sık sık delegelerle bir araya geliyor; ancak "Bana oy verin" demiyor. "Çevrenize danışın" diyor:
-Eşinize sorun. Oğlunuzla kızınızla değerlendirin. Bakkalın, kasabın, manavın görüşlerini alın. Ondan sonra oyunuzu kullanın.
Aydın
, bugüne kadar resmi olarak 14 il gezdi. Parti teşkilatlarını ziyaret etti. İl ve ilçe başkanları ile birlikte basın toplantıları düzenledi.
Bunun haricinde gayri resmi geziler düzenledi.
Defalarca İstanbul'a gitti. İzmir, Kocaeli, Mersin, Düzce ve Bolu gibi illerde partililer ve delegelerle görüştü.
Hepsinde de aynı talepte bulundu:
-Çevrenize sorun ve oyunuzu ondan sonra kullanın.

* * *
MHP Genel Merkezi, başlangıçta Koray Aydın'ın adaylığını önemsemez görünüyordu.
Zaman geçtikçe tedbir alma ihtiyacı hissetti. Son günlerde işi oldukça sıkı tutuyor.
MHP yöneticileri de "istişare toplantıları" adı altında Anadolu'yu geziyorlar. İl ve ilçe başkanlarından "Bahçeli'ye destek" açıklamaları alıyorlar. Ardından da bunları partililerin önünde açıklıyorlar.
Önlerine konulan kağıtları isteyerek imzalayan parti yöneticileri olduğu gibi, "kerhen" ve "mecburen" imzalayanlar da var. Çünkü, il ve ilçe yöneticileri feshedilme ve görevden alınma korkusu ile karşı karşıya!
Ayrıca, bu tür açıklamaların ve yayınlanan deklarasyonların çok fazla etkili olduğunu söylemek de zor. MHP'nin 1997 Yılı'nda yapılan ve Devlet Bahçeli'nin Genel Başkan seçildiği kongresinde yaşananlar halen hafızalarda. Kongre öncesi 3 tanesi hariç bütün il başkanları Tuğrul Türkeş'i desteklerini açıkladılar. 900'den fazla delege de bir deklarasyon yayınladı:
-Oyumuz Tuğrul Türkeş'e.
Sandıklar açıldı; Tuğrul Türkeş'e sadece 480 oy çıktı. MHP Genel Başkanlığı'na Devlet Bahçeli seçildi.
Sözün kısası...
Kongre öncesinde yapılan bu tür operasyonlar ters de tepebiliyor!

* * *
Kamuoyu başka yerlere, başka gelişmelere bakıyor, yaşananların fazlaca farkında değil, ama...
MHP'de son derece ciddi bir çekişme var.
Başından bu yana izliyorum; son derece iyi hazırlanmış olan Koray Aydın ve ekibi, ne yaptığını bilerek, hedeflerini önceden belirlemiş bir şekilde mücadelesini sürdürüyor.
MHP'deki muhalefet halkası giderek genişliyor. Parti içinde "değişim" isteyenler de birer birer ortaya çıkıyor.
Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, 3 Kasım'da ciddi bir mücadele yaşanacak. Koray Aydın için peş peşe çıkarılan "Cemaat destekli aday", "CHP'den sonra Yeni bir MHP dizayn edilmeye çalışılıyor" gibi söylentiler de yaşanan rahatsızlığın en önemli göstergeleri.
Devlet Bahçeli'nin işi, bu defa her zamankinden daha da zor. Dünyayı, bölgeyi ve ülkemizi saran değişim talepleri MHP'yi de sarsıyor!

(Takvim gazetesinden alınmıştır)