\"Gazete kapatmak çağdışı bir çözümdür, hatta o gazete terör örgütünün yayın organı bile olsa\" diye yazdıktan bir gün sonra...  mahkeme o gazeteyle ilgili kapatma kararını kaldırınca bundan kendime bir pay çıkarmam gerekmiyor elbette! Dün gazetede editörler \"Abi sen yazdın, bak mahkeme Özgür Gündem\'in kapatılma kararını kaldırdı\" diye bana takılıyorlardı. Ben de onlara \"Bu benim değil, bugünün gücü\" cevabını verdim.

\"Ben yazdım mahkeme hatadan vazgeçti\" durumu değil söz konusu olan.

Çoğu köşe yazarı yazdı, herkes gazete kapatma konusunda demokrat bir tavır aldı ve mahkeme de bu görüşleri dikkate almış olabilir.

Ya da mahkemenin bu görüşlerden hiç haberi bile olmamış olabilir. Ama bir mahkemenin verdiği yasak kararını üst mahkemenin bozmuş olması Türkiye\'de demokrasimizin derecesinin gelişiyor olması açısından ümit verici. Bugünün gücü derken gazeteyi değil, bugün ülkemizdeki demokratik taleplerin artık engellenemez hale gelişini kastettim, herhalde bizim editörler de böyle anladı!

\"Adalet mülkün temelidir\" demiş dünyanın görüp görebileceği en adil insan olan Hz. Ömer.

Kanunlar dememiş, adalet demiş.
Adalet kanunların uygulanması değildir. Onun için, mahkemeler karar verirken elbette mevcut kanunları dikkate alacaklar ama adaletli olmak kaygısından hiçbir zaman vazgeçmeyecekler.

Türkiye\'de adalet mekanizmasının bu türlü demokratik kararlarının ülkenin demokratikleşmesine çok ciddi katkıları olacağını düşünüyorum. Mahkemelerin vereceği adil-demokratik kararlar bir ülkede farklı ırk ve kültürlerin bir arada yaşayabilmeleri için en önemli teminatlardandır.

Mülk, Arapça\'da devlet, düzen, sistem anlamına geliyor. Devletin esası adalettir. O halde adaletsiz mülke devlet denilmez! Devlet, adaletin tecelli ettiği yerdir.

Generaller kararını beklerken...

Gerek Ergenekon davasında gerekse Balyoz Darbe Planı davasında sona doğru yaklaşılıyor. Muhtemelen bu yaza karar açıklanmış olur.

Balyoz Davası\'nda savcı mütalaasını verdi ve emekli general sanıklardan Özden Örnek, İbrahim Fırtına, Çetin Doğan ve diğer tüm sanıklar için 15-20 yıl hapis cezası istedi.

Savcının mütalaasındaki bir noktaya dikkat çekmekte yarar var: \"Söz konusu suç askeri hiyerarşi içinde değil, 1. Ordu Komutanlığı\'nca seçilmiş kişilerin hiyerarşisi içinde işlenmiştir.\"

Yani savcı Balyoz takımının cezalandırılmasının bütün orduyu cezalandırmak anlamına gelmeyeceğine vurgu yapıyor, cezalandırılmasını istediği askerlerin yapılanmasına \"cunta\" suçlamasında bulunuyor.

Çok yerinde bir talep. Çünkü eğer Balyoz Darbe Planı hayata geçirilemediyse bunun en önemli sebebi planın TSK\'nın bütün birimleri tarafından kabul edilmemiş olmasından kaynaklanıyor. Değilse, Balyoz\'u milletin kafasına indirmişlerdi!

Radyo Seymen!

Radyo Seymen\'in repliklerini çok izlenen dizilerde de duymaya başladık ki, bu da radyonun dinleyici kitlesinin artmış olduğuna işaret eder.

Bugünlerde çoğu arkadaşım arabalarında seyahat ederken Radyo Seymen\'i dinlediklerini, İstanbul trafiğinin sıkıntılarını bu radyoda yayınlanan Ankara ve civarı oyun havaları ile aştıklarını söylüyorlar.

Direksiyondayken ben de bazen açıyorum. Farklı bir radyo olduğunu söyleyebilirim. Kafa dağıtmak, trafik stresinin etkilerini minimize etmek için hakikaten farklı bir seçenek.

Fakaaaat... Radyonun sunucuları Türkçe\'nin belini kırıyor. Türkçe\'yi İstanbul ağzı ile değil de yerel Anadolu ağzı ile konuşuyorlar ve bunu da özellikle yapıyorlar. Aslında radyoyu diğer müzik yayını yapan yüzlerce radyodan farklı kılan biraz da bu. Bence başarılı da.

\"Adamın dibisin\", \"Gardaş bak hele şu tespihi ver de iki sallıyak\" gibi acayip sözler söylüyor radyonun DJ\'leri.

Evet biraz lümpen bir tavrı var ama can sıkıntısına gerçekten iyi geliyor.

(Bugün)