15 Temmuz 2016  darbe girişimi beni çok korkuttu.

Hasta olduğum için erken yatmıştım.

Birden telefonum çaldı. Hollanda’dan oğlum Mehmet arıyordu:

“Baba, bütün Hollanda televizyonları Türkiye’de darbe olduğunu söylüyor.”

Hemen kalkıp televizyonu açtım.

Saat gecenin 11,00 idi.

Haberleri dinleyince korktum ve stres ilaçlarıma sarıldım.

Neler oluyor? Niçin oluyor?

Bugüne kadar olan darbeler yetmedi mi?

Hangi darbenin ülkemize bir yararı oldu? Hiç birisinin. Aksine zararları çok oldu.

Öyleyse  bütün darbelere, hayır, demokrasiye evet diyoruz.

Milletimizin, siyasilerimizin ve medyamızın darbeye karşı dik duruşu hiç unutulmayacak.

Tek kelimeyle halkımız; 15 Temmuz’da tarihi bir demokrasi destanı yazdı. Artık bu halkın önünde darbe, cunta duramaz. Tek yol demokrasidir.

15 Temmuz artık bir milattır. Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, özgürlüğün ve sivilleşmenin milatıdır.

Dört Parti Darbe Girişimine Karşı Birleşti

TBMM çatısı altındaki dört parti Ak Parti, CHP, MHP ve HDP darbe girişimine karşı birleşti ve ortak bir bildiri yayımladı.

 Bildiride;

“Millet Meclisi, millete ve egemenliğe yönelik bu saldırıya girişenlere bedelini hukuk içinde en ağır şekilde ödecektir,” denildi.

 

Bu durum beni çok sevindirdi ve umutlandırdı. Çünkü ben Hollanda’da eyalet milletvekilliği yaptığım yıllarda,  siyasetin bir konsensüs, uzlaşma ve birlikte çalışma sanatı ve kültürü olduğunu öğrendim.  Her yerde de bunu savunuyorum.

Halkımız da, darbeye karşı tek sese tek yürek oldu. Cumhurbaşkanının daveti  ile halkımız ve güvenlik güçlerimizin sayesinde darbe püskürtülmüştür. Tankların üstüne çıkan sivil vatandaşlarımız,  demokrasimize sahip çıktı ve dünyaya örnek bir demokrasi dersi sundu.

Bu durum, demokrasimiz açısından çok olumlu bir gelişmedir.

Darbe Girişiminden Çıkaracağımız Dersler

Bu darbe girişiminden çıkaracağımız en büyük ders  devletin istihbaratınının çok güçlü olmasıdır. Çünkü istihbarat, güvenliğin ve istikrarın  ana temelidir.

Avrupa Birliği (AB) ortak açıklaması çok önemli. Çünkü AB şöyle diyor: “Türkiye, AB için çok önemli bir partnerdir. AB, demokratik yollardan seçilmiş (Türk) hükümetinin, hukuk devletinin arkasında durmaktadır.”

Öyleyse gerek AB ile, gerek ABD ve NATO ile olan ilişkilerimizi çok iyi götürmeliyiz. Çünkü NATO’nun 5’nci maddesi şöyle diyor: ‘NATO üyesi bir ülke saldırıya uğradığında, tüm üye ülkeler o ülkeye sahip çıkıp birlikte savaşacaklardır.’

İç politikada siyasi partiler arasında bugün olduğu gibi uzlaşma, konsensüs ve birlikte çalışma kültürünü koruyup geliştirmek de çok büyük yarar vardır.

Darbe kültürünü kesinlikle toprağa gömmeliyiz. Onun yerine demokrasi kültürünü ve geleneğini yaşatmalıyız.

Seçimle gelen seçimle gider. Demokrasinin kuralı budur. Bunun başka alternatifi yoktur, olamaz da.

Vatandaşlarımız arasında sevgiyi, saygıyı, milli birliği ve beraberliği, kardeşliği  ve dayanışmayı geliştirip güçlendirerek yolumuza devam etmeliyiz.

Bu yol;  demokrasi, barış, kardeşlik ve hukuk yoludur.

En derin saygılarımla.