İslam dünyasının son 6 yılını gözümüzün önünde geçirelim. Daha önce işgallerle gündeme gelen ülkeler, 2010 yılından bu yana tamamen iç karışıklıklarla gündemde.

17 Aralık 2010'da Tunus'ta bir gencin kendini yakmasının ardından tüm Tunus halkının sokağa dökülmesiyle başlayan "Arap Baharı" daha sonra halka halka diktatörlüklerle yönetilen İslam ülkelerini hareketlendirdi.

Libya'da halkın isyanı Libyalıların elinden çalındı, ülke ikiye bölünmüş durumda ve çatışmalar sürüyor. Yemen'de de durum benzer şekilde. Mısır'da da Mübarek'i deviren halkın elinden bu asil devrim çalındı. Batı destekli alçakça bir askeri darbeyle seçilmiş Cumhurbaşkanı baştan indirildi ve halen binlerce kişiyle birlikte hapiste.

Suriye'de ise Tunus, Libya, Mısır'daki kadar bile merhamet etmediler Suriyelilere. Daha işin başında boğdular isyanı. 400 binden fazla insan katledildi, milyonlarcası da yurtsuz yuvasız kalarak başta Türkiye olmak üzere birkaç ülkeye sığındı.

Türkiye 900 km. sınırı olan Suriye üzerinden ülkemize ihraç edilen teröre karşı Fırat Kalkanı Harekatı'nıbaşlatarak Suriye'de oyunları bozdu.

***

Irak'ın halini söylemeye gerek bile yok. Irak fiilen parça parça. Ülkeyi İran yönetiyor. 63 ülke sözde Irak'ta DAEŞ karşıtı koalisyon üyesi. Ülkede on binlerce yabancı asker var. Hem de on binlerce kilometre uzaktan gelen ülkelerin askerleri.

Türkiye, en küçük çalkantıda Irak'tan kaçacak mazlumların sığınabileceği tek ülke. Saddam'ın zulmünden kaçan Peşmergelerin sığınabildiği tek ülke yine Türkiye'ydi.

Bugün Türkiye'nin istenmediği Musul operasyonunda işlerin ters gitmesi durumunda da yüz binler Türkiye sınırına akın edecek.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Musul'da Arap, Türkmen, Kürt kardeşlerimiz var. Orada akrabalarımız var, tarihimiz var" diyerek Musul'dan uzak durmamızın tarihsel olarak da mümkün olmadığını dünyaya ilan ediyor.

Fakat küresel güçler, İslam ülkelerinde çıkarmak istedikleri mezhep çatışması kumpasını bozmasından endişe ettikleri Türkiye'yi planlarının dışında tutmak istiyorlar.

***

Obama "DAEŞ'in bitirilmesi en az 30 sene sürer" demedi mi?

Türkiye, "Havadan vurmak yetmez, DAEŞ'e karşı kara operasyonları da gerekir" dedikçe ABD ve diğer Batılı ülkeler "Hayır gerek yok" demediler mi?

Ama şimdi Musul operasyonunu başlatıp önümüzdeki günlerde Rakka'ya da operasyondan bahsediyorlar. Çünkü Türkiye Fırat Kalkanı Operasyonu ile ABD'nin, "DAEŞ'lesavaşan tek güç PYD'dir" efsanesini çökertti.

***

DAEŞ üzerinden bölgeyi dizayn edenlerde oyun bitmez. Türkiye bunun önlemlerini almak için sınırları dışında önlem almaya çalışıyor. DAEŞ gibi bir terör örgütünü Müslümanların başına bela ettiler.

Suriye'de petrol şehri Rakka nasıl DAEŞ'e verildiyse Musul gibi bir petrol şehrine de yine DAEŞ yerleştirildi. Şimdi oyun planları değiştikçe, DAEŞ'i oradan oraya gezdiriyorlar.

DAEŞ'i dolaştırıyorlar ki daha çok Müslüman öldürülsün diye. Allah, masum ve mazlumların yardımcısı olsun…

(Aktüel'den)