Çocuklara dokunmayın efendiler.

Efendiler diyorum ama aslında çocuklara dokunanlar efendi olamazlar.

Onlar,  insanlığını kaybetmiş zavallılardır.

Çocuklara istismar olayları gündemin ilk maddesi oldu.

Çocuklar bizim geleceğimiz, gücümüz varlığımızdır.

Yurtdışından Türkiye’ye dönüşümde gazetelerde ilk göze çarpan haberler bunlardı.

Bir baba 4,5 yaşındaki kızını cinsel istismar ediyor.

İnsan bu haberleri okuyunca kanı donuyor. Nefesi tutuluyor.

Korkunç bir durum.

Böyle bir durum kesinlikle olamaz. İnsanı isyan ettiren bir durum.

Hele büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu bir toplumda bunlar kesinlikle olamaz olmamalıdır.

“İSTİSMAR DEĞİL, İZMİHLALDİR”

Sayın cumhurbaşkanımız bu konuda haklı olarak şöyle diyor:

“Bu durum istismar değil, alenen izmihlaldir. Toplumumuzu çöküşe götürecek dinamittir, alçaklıktır. Göz yumamayız.

Çocuğun bedeninde ve ruhunda açılan yaralan bir insanı taammüden öldürmekle aynıdır. Bu böyle bilinsin. Bu tür suçlara verilen cezaların ve infazın da hissiyatımıza uygun şekilde uygulanması gerekir. Mütenasip bir şekilde çözüme kavuşturacağız."

Bu mücadeleyi candan destekliyor ve çözümü dört gözle bekliyoruz.

Cumhurbaşkanımızın yanında Hükümetin de konuyu hemen gündeme alması ve de altı Bakandan oluşan bir Komisyon kurması da fevkalade güzel bir gelişmedir.

Bu gelişmelere ek olarak Muhalefet Partilerinin de destek vermesi konuyu milli bir politika haline gelmesini sağlayıp çözümünü de kolaylaştırıyor.

ÖNCELİK İYİ BİR AHLAK EĞİTİMİ VERİLMESİDİR

Bu aile içi cinsel sapıklıktan kurtulmanın birinci yolu bütün toplumu kapsayacak çok iyi planlanmış iyi bir ahlak eğitim verilmesidir.

Çünkü ahlaki kuralları ve ahlak kültürünü tam ve eksiksiz öğretmediğimiz insanlardan bu tür ahlak dışı olaylarla karşılaşmak mümkün olabiliyor. 

Bu konuda ailelere, okullara, camilere çok büyük ekstra görevler düşmektedir. Deyim yerindeyse bir ahlak eğitim seferberliği başlatmak da gerekebilir.

Kaldı ki ahlak eğitimi bizim toplum için hem kutsal hem de ulusal bir görevdir.

Kutsaldır.  Çünkü Hz. Peygamber : “Din; güzel ahlaktır,” buyuruyor.

Ulusaldır.  Çünkü Mustafa Kemal Atatürk : “Hiçbir ulus yoktur ki ahlak temellerine dayanmadan yükselsin,” diyor.

Öyleyse ahlak eğitimini, milli ve manevi değerlerimizin başına alıp bu işi yeniden programlayıp herkese sunmalıyız. Özellikle de anne ve baba adaylarının da mutlaka eğitilmesi gerekiyor.

YASALAR  ÇOCUKLARI KORUYOR

Ahlaki eğitim yanında konunun bir de yasal boyutu var. Ulusal yasaların yanında Türkiye’nin de imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukları koruyor.

Bu Sözleşmeye göre bir birey 18 yaşına kadar çocuk kabul ediliyor. Sözleşme:

“Şiddet, istismar, ihmal ve her türlü tehlikelere karşı korunmak her çocuğun hakkıdır,” diyor.

İSTİSMAR BİR DÜNYA SORUNUDUR

Çocuklara cinsel istismar ve taciz, ne yazık ki bir dünya sorunudur.

Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre dünya genelinde çocukların yüzde 26’sı cinsel istismara maruz kalıyor. (1)

Yazık hem de çok yazık. İnsanlık adına yazık.

Çocuklara kıymayın efendiler. Çocuklara dokunmayın.

Onlar sizin değil. Onlar size sadece emanet.