Yine tartışmalar aldı başını gidiyor,


Çocuklar ilkokula 5 yaşında mı başlamalı yoksa 6 yasında mı

İngiltere\'de çocuklar 4 yaşını doldurdukların da ilkokul hazırlık sınıfına gidiyor.

Ama öğrendikleri fazla birşey yok.


Benim anladığım sadece disiplin anlamında üniformayla okula gitmek.

Ders eğitimi oyun yöntemiyle harfler ve en fazla 3 harfli kelimelerden oluşuyor.

Ciddi anlamda çocukları bunaltacak ne okuma-yazma baskısı var ne de ev ödevi.  

Türkiye\'de sistem, herşeyin gözünü çıkartacak şekilde düzenlendiğinden çocukların 5 yasında okula başlaması ne kadar başarılı olur,tartışılır!

 

Çok konuşulan SBS ( seviye belirleme sınavı) de iptal ediliyor.

Okullara (4+4+4) 12 yıllık zorunlu eğitim geliyor.

Fen, Matematik, Sosyal gibi temel derslerin seçmeli ders olması tartışılıyor.

Aileler çocuklarının hangi alanda eğilimi olduğunu düşüne dursun; 

En güzel cevap benim 10 yasındaki yeğenimden geldi. 

‘Bu üç dersten hiçbirini seçmeyi düşünmüyorum’

Bakalım buna nasıl bir çözüm önericekler.

 

Okul sisteminde yapılan değişikler bunlarla da kalmıyor. Şuan bu yazıyı yazarken bile radyoda yeni bir düzenlemeden daha bahsediliyor.


Bu konuyu fazla araştırmaya da ihtiyaç yok.

Çünkü her yerde bu konuyla ilgili başka bir şey okumak mümkün, hiçkimse neyin ne olduğunu tam olarak bilmiyor. 

Gerçek olan tek şey Türkiye’de eğitim sistemi başta olmak üzere değişimler hiç bitmiyor.

Bitmek bilmeyen yeni düzenlemelerle çocukları maymuna çevirdiler.

Veliler zaten delirmek üzere...

Çocuklar öyle ağır şartlarda eğitim görüyor ki...

Maddi manevi aileler bitmiş durumda...

Hayat şartları zorlaştığından herkes iyi bir eğitim verebilmek için aileler özel okulları tercih ediyor.

Özel okullara bir çuval dolusu para dökerken hem özel ders aldırıyor hemde dershanelere yolluyor.

Ve sonunda da çocuk kendini özel üniversite de buluyor.

İnsan ister istemez şöyle düşünüyor; ‘madem özel üniversiteye yollayacaktım neden ilkokuldan bugüne kadar çok para harcıyorum?’ 

Eskiden zengin ailelerin tercih ettiği özel okullara şimdi ortadirek ailelerde çocuklarını yolluyor. 

Annenin kazandığı okula, Babanın kazandığı ev kirasına gidiyor. Kimse artık yastık altında çeyiz parası biriktiremiyor...

Varsa yoksa egitim!

 

Bircok ozel okulda, çocuklar okul servisleriyle akşam saatlerinde eve ulaşıp en az 1-2 saat ev ödevlerini yapmak zorunda. 

Haftasonları ise özel derslerle geçiyor.

Bu kadar çok değişen, bu kadar kafası karışan çocukları ilerde nasıl bir gelecek bekliyor?

Ya çok başarılı Türk bilim insanları, astronotlar yetişecek ya da eğitimden nefret eden insanlar...

 

Bizler anlaşılması mümkün olmayan bir düzen içinde yetiştik ve şimdi de aynı kaderi Türkiye’de yaşayan çocuklarımız yaşıyor.

 

Bütün ümitler yine üniversite sınavından geçiyor... 


Yarış atı gibi hazırlanan çocuklar, girdikleri sınavla meslek hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyor.

Doğru cevapladığın matematik, fen sorusuna göre geleceğini belirleyeceksin.

Kandan korkan yada iğne görünce bayılan kişi puanı yetti diye doktor olacak.

Hayvanlardan nefret eden bir nevi hekimlik diye veteriner olacak.


Sonra da işte o vijdansız üniversite sınavında yeterli soruya cevap verdi diye veteriner olup fog Badem’i döverek eğitmeye çalışacak...


Bunun cezası da 848 TL olacak.