Balyoz Davasına karşı mücadele edenler  ‘CD’lerdeki fontlar’ sazını almışlar ellerine bırakmıyorlar. Fontların sahibi Microsoft’un yaptığı açıklamalar da kendilerini tatmin etmiyor. Anlattıkları ile  kendilerine de izah edemiyorlar ama nede olsa herkes anlamıyor salla iki teknolojik terminoloji geç köprüyü bekle. Çok beklersiniz.

 

Hükümet CMK 250. Maddede değişiklik yapmak için çalışma yapıyor. Kimi hükümet yetkilileri ‘Özel Yetkili Mahkemeler’in hukuksuz olduğunu ve kaldırılacağını söylüyor. Bunları 2004’te kuran sizsiniz şimdi mi aklınıza geldi hukuksuzlukları? Nerden çıktı bu? Şimdiye kadar yapılan bütün yargılamaları ‘zan’ altında bırakan bu tavrın ‘hukuk’ sistemine verilebilecek en büyük darbe olduğunu umarım Başbakan görecektir.

 

Millet her türlü hukuksuzluğa savaş açtı. Bunun için Ak Parti’yi destekledi. Millet Ak Parti’nin kara kaşına hayran değil. Ak Parti’yi milletten neden, niçin, nasıl oy aldığını iyi tahlil edemiyorsa hala sonunu hazırlıyor demektir. CMK 250’de yapacakları ağır hatalar çok hızlı bir şekilde ibrenin kendilerinden kaymasını Türkiye’nin istikrarsızlaşmasına neden olacaktır.

 

Düşünsenize suç teşkil eden bantların yayınlanması ile basına çok ağır cezalar geliyormuş.

 

Düşünün şimdi birileri bir yerde darbe toplantısı yapıyor. Bu bantlar basına ulaşıyor ve basın bunu sümen altı etmek zorunda bırakılıyor.

 

Kim tarafından: bugünkü hükümet.

 

Son dört yılda çıkan onlarca bant medyada yayınlandı Ak Parti bunun medyada yayınlanmasının hukuksuz olduğuna nasıl oldu da şimdi kanaat getirdi? Bu bantlar olmsaydı davalar açılablecekmiydi. Bantlarda konuşanlar zaten bunları inkar da etmediler.

 

Bu durumda soralım: sahi ne oldu Ak Parti sana? Hayırdır? Rüzgar nerden esiyor?

 

Önceki dönemlerde de halkın oylarının çok süratli yer değiştirdiği görüldü, çok süprizler oldu. Oyları kemik zannedip bir maceraya girerlerse sadece Ak Parti değil Türkiye kaybeder.

 

Kemal Kılcdaroğlu hükümete öneriler getirmekten, beraber çalışmaktan bahsediyor. Erdoğan’ın bunlara hiç itirazı yok. Ölüruna bırakıyor. Bozguncu olmak istemediğinden sesini çıkartmıyor. Ama sundan eminim ki Kılıçdaroğlu çok önemli tekliflerle de gelse siyasetin doğası gereği Başbakan bunları sürüncemede bırakacaktır.

 

 

AK Parti geç kalıyor neden mi?

 

Başbakan kendisinden başka birilerinin gündem oluşturmasını hiç haz etmiyor.

 

Başbakan kendinen başka birilerinin çözümler üzerinde yol almasından rahatsızlık duyuyor.

 

Bazen çıkıyor evrensel değerlerden dem vurarak çözümler üzerinde çok güzel mesajlar veriyor. Ardından öyle gaflar yapıyor ki (Anadilde eğitim olmaz demesi gibi) söylediği herşeyi birden çöpe atmış gibi oluyor.

 

Ak Parti şu an elinde olan gücü tam kullanmıyor.

 

Hiç bir konuda vesayet problemine köklü çözüm sağlamış değil. Karizmanın getirdiği güç sadece ‘karizma’ olarak kalıyor. Kanunlarda gerekli düzenlemeler hala yapılmadı. Darbelere gerekçe yapılan TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi bile yerli yerinde duruyor. Bunu isteseler çok hızlı değiştirirler.Şu zamanda buna karşı çıkacak kim var? Yapmak istediler de CHP mi birşey dedi?

 

Türkiye ‘karizma’ krizine girmek üzere. Artık karizma flan istemiyoruz. Demokrasi istiyoruz. Bütün kurumları ile demokrasi! Herkesin kendine yer bulabileceği, kimsenin itilip kakılmayacağı, inançlarından, düşüncelerinden dolayı zarar görmeyeceği, ana dilinde eğitim alabileceği bir demorasi. Cuntacıların hiç bir yasal zemin bulamayacağı bir demokrasi istiyoruz.Kimsenin vesayet kuramayacağı bir demokrasi!

 

 

Birleşik Krallık Kraliçesi

 

Birleşik Krallık kraliçesinin 60. Yılı kutlanıyor. Türkiye’de bu kraliçe meselesi pek anlaşılan bir şey değil. Kıymetli basınımızın ‘batı’yı çok iyi bilen yorumcuları bu konuda pek ses vermiyorlar. Korkuyorlar. Şimdi doğruları yazsalar kendilerine ihanet, yalan yazsalar iplikleri hemen pazara çıkacak, çünkü medyanın konjonktoru eskisi gibi değil. En iyisimi biz susalım diyorlar.

 

Bilen(!) bir gazeteci de okurlarına şunu sormuş: Monarşi mi Demokrasi mi… Buyrun saf tutun; cenaze namazına.

Gördüğünüz gibi soru: ‘elma ile merdiven arasındaki farklar nelerdir’  gibi bir şey olmuş. Basının hali bu.

 

Ha birde Ingiltere Kraliçesi yazmiyorlar mi! Cehalet atbaşı...

 

 

Şunlar gerçek:

 

Türkiye’de ne padişah şevicileri nede şovucüleri bu eylemlerinde akl-ı selim bilmiyorlar, fanatizmin verdiği ağır cehalet ile hareket ediyorlar.

 

Kürtaj’a ‘evet’ diyenlerin çocunluğu Başbakana uyuzluk olsun modundalar. Kürtaja ‘hayır’ diyenlerin çoğunluğu da Başbakanı destekleme, kösteği bertaraf etme modundalar.

 

İstanbul Üniversitesinde BDP’lilerle Ülkücüler birbirine girmiş. Standart, klişeleşmiş senaryo… Ya tutarsa umudu.

 

 

Herkes birinden emin: Peki ne olacak bunun sonu?

 

- Zahid Akman Deniz Feneri davasından hala yargılanıyor, hakkında ciddi iddialar var ama Kanal 7’nin başına geldi. Dostları Akman’dan emin… Peki kamu vicdanı ne olacak?

 

- Meşhur Erzincan savcısı İlhan Cihaner’in de hakkında çok ciddi iddialar vardı. CHP kendisini aday göstererek meclise soktu. Yargılanmasının önüne geçti. Cihaner’den CHP emin… Peki kamu vicdanı ne olacak?