CHP Diyarbakır eski milletvekili ve CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer; Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan “demokratik paketi” yeterli bulmayarak paketin kapsayıcı olmadığını ifade ederken “Sayın Başbakanın Suriye’deki gelişmelere göre önünü görmeden Kürtler için hiçbir şey şimdilik yapmayacağından kaynaklanmış olabilir.”iddiasında bulundu.


90 yıldır militarizmin gölgesinde siyaset yapan CHP, CHP’li Değer’in bu açıklamasını okuduktan sonra nasıl bir tavır alır bilinmez ama bu açıklamanın BDP ve KCK’nin çok hoşuna gideceği kuşkusuzdur.


Değer, açıklanan Demokratikleşme Paketini olumlu bir adım olarak gördüklerini ancak beklentilere cevap vermediğini öne sürerek “bu demokrasi paketi de günlerdir bazı kesimin kendine göre beklentileri olduğundan ve umutla bekledikleri paketin açıklamasından sonra beklentileri karşılanmayınca yaşadıkları hüsran, Paketler umut dağıtmaktan çıkmalıdır.”dedi. Sovyetler Birliğinde Mihail Gorbaçov'un perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) adını verdiği reform çalışmalarını hatırlatan Değer “Yapılacak Reform ile sorunlarımıza kalıcı bir çözüme gidilmeliydi. (Tabi Gorbaçov’un reformu Sovyetler Birliğinin dağılması gibi değil)”diye belirtmektedir. Açıklamasında CHP’li Değer “Türkiye’de bölünme sorunu yoktur. Bölgede Kürtlerin %99’u Bölgenin bölünme gibi arzuları da yoktur. Kürtlerin savaş düşüncesi de yoktur. Kürtlerin ayaklanma gibi gizli ajandaları da yoktur. Kürtler; Bölünmeyle Ortadoğu’da kan gölüne dönen ülkelerdeki yaşamı gördüklerinden bölünmeyi değil de Türkiye ile birlikte Avrupalaşmak ve dünya’ya açılmak istiyorlar.


Kürtlerin hak ve taleplerini düşman veya Terörist talepler olarak değerlendirilmemesi gerekir. Kürtlerin hak ve talepleri Türkiye dağılıyor, parçalanıyor, bölünüyor gibi değerlendirmekte yanlıştır. Kürtlerin hak ve taleplerini meşru hak ve talepler olarak görülmesi gerekir. Kürtler bu taleplerini yüzyıllardır gündeme taşımaktadırlar. Bunu bazen ayaklanmalarla gündeme getirilmiştir. Ama genelde Türklere güvenerek iyi niyetli olarak hareket etmişlerdir. Bugün Büyük nüfusa sahip olan Kürtler; Dünyada tek devlet olarak devletleri olmayan halk ise Kürtlerdir.”diyor.


Ortadoğu’daki mezhep savaşlarına dikkat çeken Değer “Ortadoğu’daki mezhepsel çatışmaların içersine Türkiye’yi de dâhil edilmek istenmekte, Orta doğudaki akan kan ve kardeş savaşı gibi Türkiye’de kardeş savaşı yani Türk-Kürt kardeşlerinin savaşı gibi oyunlara da düşmememiz gerektiği gibi soğukkanlı olmalıyız ve bu konuda siyasilere de görevler düşmektedir.”diye uyarılarda bulunmaktadır.


Atatürk tarafından gerçekleştirilen ve “çağdaşlaşma” olarak değerlendiren, kılık kıyafet devrimini de övmeyi ihmal etmeyen Değer “Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında Türkiye’yi çağdaşlaşma da gerek Kılık kıyafet devrimi ve gerekse harf devrimi ile Atatürk’ün getirdiği moderninizim ile 76 milyondan tek bir insanımızı dışlamadan horlamadan ve geleceği hep birlikte inşa etmeliyiz.”demektedir. Tabi Sayın Değer adı devrim, soyadı zulüm ve baskı olan bu ani dayatmaların Türk milletinde yarattığı travma ve tahribatlarını görmezlikten gelerek, koca bir milletin bir günde harf devrimiyle cahil sınıfına sokulduğunu unutarak, devrim sırasında gösterilen direnç ve direnç sırasında yüz binlerce insanın hayatını kaybettiğini de hesaba katmamaktadır.


CHP’li Değer; pakette yer alan maddelerle ilgili de şunları söylemektedir. ”SEÇİM YASASI; Topu tamamen muhalefete atmaktır. Muhalefet ise Seçim Barajın Değiştirilmesine karşıdır.


Veya bu konuyu gelecek yıla kadar tartışmak, gelecek yıl ise yapılacak seçim barajındaki değişiklik ise 2015 yılında yapılacak seçimlerde uygulanmaz. Seçim barajının % 3 veya %5 olarak değiştirilmesi çözüm süreci için önemlidir.


Siyasi partilere yapılan hazine yardımı %3’e inmesi, Siyasi Partilerde Eş Başkanlık Sistemin getirilmesi, Köy isimlerinin değiştirilmesi, Farklı dillerde siyasi propagandanın yapılması, Türk harflerinin dışında kullanılan harfler için cezaların kaldırılması, Toplantı gösteri yürüyüşlerdeki sıkıntıların kaldırılması, Dini ibadetlerin engellenmemesi ve Nefret suçlarına verilen cezanın artırılması önemli gelişmelerdir.”diye belirtmektedir.


CHP Genel Merkezinde Mescit Yoktur! Yaptığı basın açıklamasında aslında CHP’nin İslam’a yaklaşımını da dile getiren Değer bakın ne diyor:


“(Dini ibadetlerin engellenmemesi konusunda bir örnek vereyim; CHP genel merkezde ben yönetici iken genel merkez binamızda mescit yoktu, bu nedenle mescit açılmasını gündeme getirmiştim.)”diye belirtiyor.


Anadilde Eğitimin önünün açılmasının önemli olduğunu belirten Değer; “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ve özel kişi veya kuruluşlara da görev düşmektedir. İlk 4 yıllık ana dilde eğitimin açılması için gerekli çalışmalara başlamalı ve müracaatlarını yapmalıdır.”diyor.


ALEVİLER için gerekli özenin gösterilmediğini, Nevşehir Üniversitesinin isminin Hacı Bektaşi Veli olarak değiştirilmesinin yeterli bir adım olmadığını ve Cem Evlerine statü tanınması gerektiğini belirten Değer; AZINLIKLARLA ilgili özgürlüklerde bir adım ilerleme olmadığını da eleştirmektedir.


Basın açıklamasının sonunda Değer şunları söylemektedir:


“Düşünce Özgürlüğünün önündeki engeller durmakta. Hukukun siyasalaşmasına dur denmedi, Hukuk uygulamalarında uzun süren tutuklamalar tıpkı mahkûmiyet infazı gibi.


Türk Caza Kanununda veya Terörle Mücadele kanununda değişiklik veya Terörle Mücadeledeki fikri suçların şiddete karışmammış olmasından kaynaklanan cezaların indirilmesi gibi beklenen KCK tutukluların tahliyelerini sağlayacak ve siyaset yapma olanaklarını sağlayacak düzenlemelerin yapılmamış olmasıdır.”diye noktalamaktadır açıklamasını.


Evet; düşünceler, fikirler çatışsın, herkes konuşsun ama silahlar hiç konuşmasın…