Referandum sonrası için 'Hayır' kesiminin başını çeken CHP'nin enteresan öngörüleri vardı. Felaket senaryoları desek daha doğru olur. Kampanya boyunca en fazla yaptıkları şey 'yalanı araçsallaştırmak' ve 'korkutmak' taktiği idi.

Burada saysam sonu gelmeyecek kadar yalan. Bu yalan ve korkutma taktiklerinden aklımda kalan bazıları şunlardı;

"Evet çıkarsa iç savaş çıkacak", "Muhtarlıklar kapatılacak", "Lokantalar kapatılacak", "Kendi çocuklarını askerlikten muaf tutmak için milletvekili yapacaklar", "Cumhurbaşkanı isterse bin 500 tane yardımcı atayacak", "Cumhurbaşkanı Meclis'i feshedecek", "Türkiye'yi eyaletlere bölecekler" vs…

***

Her seçimde olduğu gibi bu referandumdan da 'Hayır' çıkacağına kesin gözüyle baktıkları için bir de öngörüleri vardı; "AK Parti kendi içinde bölünecek, hepsi birbirilerine düşecekler" diye.

Referandumdan yüzde 51.5 'Evet' çıkınca hem yenilgiyi kamufle etmek hem de yalanlarını unutturmak için ilk günlerde yön değiştirmeye çalıştılar. 'Sokak çağrıları', 'Sine-i millete dönüş' ve mahkemelere koşturarak referandum sonuçlarını unutturmaya çalıştılar. Ama olmadı. 'Bölünecek' dedikleri AK Parti değil bizzat CHP çatırdamaya başladı.

***

CHP'de birçok hizip şimdiden 2019 seçimleri için çatışmaya başladı. Parti içi muhalefet, olağanüstü kongre ile delegasyonun kimliğini değiştirmek istiyor. Muhalifler olağanüstü seçimli kurultay isterken Kılıçdaroğlu kongrede ısrar ediyor. Çünkü var olan delege blokuyla kongreye gitmek Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığının devam etmesi anlamına geliyor.

Baykal'ın hala 'kendine çalışmasını', Fikri Sağlar'ın'solculuğu'nu, Muharrem İnce'nin 'Ne koparsam kardır' çıkışını filan kenarda tutalım. Kılıçdaroğlu için bence asıl 'tehlike', Selin Sayek Böke.

***

Selin Sayek Böke, kısa sürede yıldızı parlatılarak CHP merdivenlerini hızlı bir şekilde tırmandırılan bir isim. Böke için "Arkasında Avrupa Birliği, Doğan medya ve İstanbul sermayesi var" deniliyor.

Yani özetle Kılıçdaroğlu'nu getirenler, bugün de onu götürmek için düğmeye bastı.

16 Nisan referandumunun akabinde 'sine-i millet' çağrısı yapan Böke'nin, daha sonra Kılıçdaroğlu ile görüştüğü ve parti yönetiminden habersiz yaptığı bu çağrı yüzünden partideki görevlerinden istifa ettiği vurgulanıyor.

Daha ilginci ise Böke'nin kamuoyuna açıkladığı istifa metnindeki parti yönetimine yönelik ağır ifadelerin, stratejik olarak CHP Genel Başkanlığı için ön hazırlık olduğu söyleniyor. Böke'nin ayrıca istifa etmeden hemen önce ABD'nin Ankara Büyükelçisi ile görüştüğü de iddialar arasında.

Ahmet Kekeç'in dediği gibi, "Bundan sonra Aydın Doğan basınında bol bol "Selin Sayek Böke güzellemesi" okuyacaksınız…"

Bakalım, merakla bekliyoruz…


(Aktüel'den)