Cuma akşamı Kanal a'da, Moderatörlüğünü Mehmet Toprak'ın yaptığı A Politik programına Gazeteci Yazar Süleyman Özışık'la birlikte konuk oldum.

Programda gündeme ilişkin birçok konu başlığını yorumlayacaktık. Ama Dersim tartışmaları ve CHP'nin tavrı meselesine girince diğer konulara girme fırsatı kayboldu.

Ana muhalefet partisi olduğu halde CHP başlıklı her tartışma nedense sakız gibi uzuyor. Çünkü CHP'de malzeme çok. Ayrıca CHP'nin kendisi bile CHP ile uğraşıyor.

Kendi kendini yiyip bitiren bir parti topluma nasıl güven verecek? Kendi iç çatışmalarını halledemeyen, tarihiyle yüzleşemeyen, Dersim katliamından bahis açıldığında "Aman bunları geçmişte bırakalım" diyen bir CHP nasıl iktidar olacak?

Genel Başkanı bile Dersimli olan ve Dersim'den en çok oyu alan CHP'nin, Dersim katliamına bile bu kadar yabancılaşması, Alevilerin yanındaki sahiciliğini bile yok etmez mi?

CHP'deki ulusalcıların sesinin yükseldiği, Emine Ülker Tarhan'ın istifa edip yeni parti kurduğu, Baykal'ın liderlik için tekrar kolları sıvadığı bir dönemde CHP küfür-kıyamet Dersim gündeminde bocalıyor.

***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alevi kanaat önderlerine Muharrem iftarı vermesi ve Başbakan Davutoğlu'nun "Dersim çağdaş Kerbela'dır" sözleri üzerine gözler Dersim'in sorumlusu CHP'ye yöneldi.

Bu esnada CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, katıldığı bir TV programında Dersim katliamından dolayı parti olarak mağdurlardan özür dilediğini söyledi.
Vay sen misin bunu söyleyen?

CHP Manisa eski Milletvekili Şahin Mengü, Twitter hesabından Tanrıkulu'na "Şerefsiz" diye hakaret etti. Gazeteler Mengü'nün sözlerinden dolayı pişman olduğunu haberleştirirken önceki gün Beyaz TV'ye telefonla bağlanan Mengü, bu sözünden dolayı pişmanlık duymadığını, sözlerinin arkasında olduğunu belirtti.

***
CHP ile ilgili daha bir sürü tartışma konusu var. CHP mesela Alevi Açılımı ile ilgili bir rapor yayınlıyor hemen parti içinden buna itiraz geliyor. CHP'nin önce parti içindeki bu çok başlılığı bitirmesi gerekiyor.

İkincisi de 12 yıldır iktidarın her ama her yaptığına hakaret etmek, muhalefet olmak demek değildir. İyiye iyi, yanlışa yanlış dediğinde CHP'nin inandırıcılığı artabilir.

Bir de Kılıçdaroğlu'nun "Yeni CHP" diyerek yapmaya çalıştığı her şey parti içindeki ulusalcı Kemalistlerden çok büyük tepki görüyor.

Bu sorunu da biran önce çözmeleri, memleketin faydasına olan her şeyde ulusalcı refleksin tıkaç görevi görmesinin önüne geçmeliler.

Yok bu halde devam derlerse de, onların bileceği iş.

Böyle gelmiş böyle gider…

(Aktüel'den)