Tamam, kötülüklerin odağında bir örgüt Gülen Cemaati… Hepimiz öyle dedik. Artık biliyoruz, bundan sonra 7 Şubat, 17 Aralık, 25 Aralık  operasyonları diye bilinen darbe girişimleri ile anılacaklar. O da belli. Türkiye’ye verdikleri zararların on milyar dolarlarla ifade edilen faturası sürekli önlerine çıkacak. Uluslararası karanlık çevrelerle ilişkileri, devletin adli, mali, siyasi birimlerinin içinde yuvalanmış olmaları, emniyet içindeki hücreleriyle dinlemeler yapıp bir ihanet şebekesi gibi çalışmaları; hepsine tamam…

İyi de kardeşim hiç mi faydası olmadı cemaatin bu ülkeye? Bence büyük hizmetleri var.

Bu ülkenin insanlarına çok değerli armağanlar verdiler her şeyden önce.

Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın veda ettiği, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığının onaylandığı AK Parti kongresinin belirleyici eksenlerinden biri "paralel yapıyla mücadele" olunca bunları düşündüm ve cemaatin faydaları tek tek önüme düşmeye başladı.

Sıralıyorum, siz karar verin.

1-Örgütlenmenin ne kadar mühim olduğunu ispatladılar.
2-Uzun soluklu projeler yapıp hayata geçirmek için sabırla ve özveriyle çalışmanın önemini kavrattılar.
3-Geçmişimizle hesaplaşmak için bize bir fırsat sundular.
4-Şeffaflığın önemini ve gizli kapaklı yapılan çalışmalara şüpheyle bakmak gerektiğini anladık.
5-Devlet içinde adam kayırmacılığın liyakatin önüne geçmesinin ne kadar zarar verdiğini acı biçimde bir kez daha idrak ettik.
6-Toplumdan izole edilerek, “asker ya da cemaatçi” fark etmez, altın nesiller yetiştirmenin niye işe yaramadığını, bu neslin kökenlerini kolayca inkâr edip içinden geldikleri toplumlara yabancılaştıklarını, aynı sebeple siyasete bulaştıklarında da toplumu okuyamayıp başarısız olduklarını gördük.
7-Aramıza dost, kardeş diye giren örgütlü kesimlerin nasıl bir anda ihanet şebekesine dönüşebileceği acı da olsa öğrendik.
8-Derin bir uykudaydık, uyandık. Küresel güçlerin Türkiye üzerine plânları hepimize evvelden bir film hikâyesi gibi gelirken ilk kez cemaat sayesinde ete kemiğe büründü. Bu güçlerin, içimizdeki “dost elleri” ile her tür komployu yapabileceklerini anladık.
9-Cemaat sayesinde AK Parti gerçek gücünü anladı. Dolayısıyla cemaatin hiçbir ciddiye alınacak oy potansiyelinin bulunmadığını da.
10-Ama öte yandan seçimlerde ortaya çıkan oy oranlarıyla etkisiz kalsalar da insanlarda örgütlenmeyle büyük bir güç duygusu uyandırılabileceği belli oldu.
11-Vesayetten kurtulmamızın o kadar kolay olmadığını ve vesayetin kendisini başka kılıklarda yeniden ürettiğini cemaat örneğinde alenen gördük.
12-Bu kadar kötücül tarzda beddua edilebilmesinin ardından cemaatin başına gelenler, halkta “daha az beddua edeyim, yoksa bana geri döner” fikrinin yaygınlaşmasına yol açtı.
13- Nörotik konuşmalar yapan vaizlere güvenilmeyeceği bir kez daha ortaya çıktı.
14-İş adamlarının ve toplumda etkin insanların cemaatin yaydığı güç ve iktidar duygusunun etkisinde kalıp yıllarca haraç verdikten sonra, bugün bu etki ortadan kalkınca “Dünya meğer ne kadar güzelmiş” diyebilmelerini sağladı.
15-Din ve yardım amaçlı toplanan paraların bir resmî işleyiş içinde olmadığı takdirde nasıl istismar edileceği yeniden anlaşıldı.
17-Yolsuzluklar ve amaca ulaşmak için her yolun mubah sayılamayacağını bir kez daha öğrendik.
18-Siyasetle ilgisi olmadığını söyleyenlerin de aslında bir çeşit siyaset yaptığını ve üstelik bunu en haince yöntemlerle yürütebileceğini keşfettik.
19-Darbe davalarıyla bir dönemin vesayetiyle yüzleşme mümkün olabilecekken bu davaları sulandırıp, vicdanları rahatsız ederek anlamsız hale getirenlerin aslında kim olduklarını anladık.
20-Cemaatin ihlâslı, temiz kalpli tabanının cemaatten kopmaya başlamasıyla birlikte Yeni Türkiye için daha da umutlandık.

Evet, cemaatin ülkemize armağan ettiği bu türden hayat derslerine daha pek çok şey eklenebilir. Yani, bundan sonra kimse cemaati değerlendirirken onların bu faydalarını göz ardı etmesin diye yazdım bunları.

(Türkiye'den)