Dünyanın başka ülkelerinde, ABD de, Amerika ve Avrupa ülkelerinde, Avustralya’da terör nasıl, neden oluyor, kimler yaptırıyor? Bunları pek bilemiyorum. Ama Ortadoğu’da, Kafkasya’da, Afrika’da, Balkanlarda, Rumeli’de, yani özellikle Müslümanların ve Türk boylarının, Türk milleti fertlerinin yaşadıkları topraklarda terörün neden, niçin ve kimler tarafından yapıldığını üç aşağı beş yukarı, ilkokulu bitirmiş her insan biliyor. Terör emrini veren kravatlı, papyonlu, fraklı tipler;  beyzbol, golf, tenis, basketbol  oynadıkları sahalardan veya puro, viski, şampanya içtikleri en az 300 metrekarelik bürolarından veriyorlar katliam emirlerini. Terörist diye bazı harflerle tanımladığımız örgütler de emir aldıkları bu zalimlerin taşeronluklarını yapıyorlar. Çünkü elmas, petrol, doğalgaz, temiz su, bereketli toprak nerede varsa, bu zalimler bu topraklarda yaşayan ama bilinçleri yeterince gelişmemiş buraların sakinlerinden yaşadıkları bölgelerin kontrolünü almak istiyorlar. Bunun için bilinen coğrafyayı, bilinen ülke sınırlarını değiştirmek, kendi kafalarına göre, devletleri yıkmak, devletleri parçalamak ve kendilerine bağımlı, kendilerinin her konuda kullanabileceği devletler kurmak istiyorlar. Terör örgütleri aslında Hacivat, Karagöz gibi oyunculardır. Onlar aslında kukladırlar, gölge oyunlarının beyinsiz figüranlarıdırlar.

Ülkelerin başkentlerinde katliamlar yapılır. Yaptıranlar hiç utanıp sıkılmadan "başın sağ olsun, acınızı paylaşıyoruz!" mesajlarını diplomatik yollardan ve basın yolu ile ilgili ülkenin yöneticilerine iletirler.

Her şey elmas, altın, doğalgaz, uranyum, petrol madenlerini ele geçirmek içindir. Her şey imparatorluklarını dünyaya yayma yolunda, Anadolu, Marmara Denizi, Karadeniz, Akdeniz gibi stratejik özellikleri olan sahalar hakim olabilmek içindir. Her şey biraz daha lüks arabaya, biraz daha lüks yata, uçağa, helikoptere binmek içindir. Her şey karılarına, kızlarına, metreslerine biraz daha pahalı küpe, gerdanlık, kolye, bilezik, yüzük hediye edebilmek içindir. Her şey kendi çocuklarına sınırsız bir imparatorluk bırakabilmek içindir.

Şefkat, merhamet, sevgi duyguları tamamen körelmiştir. Dinleri, imanları, gelenekleri, kültürleri dolar veya yurodur/avrodur  veya sterlindir ya da altın kalıplarıdır. Veya petrol, doğalgaz rezervleridir. Ordularını , polislerini, gizli istihbarat kuvvetlerini ülkelerinin savunması için değil, halklarına muhafızlık etmeleri için kişisel emelleri, ikballeri için kullanırlar. Devlet yasalarına göre makamlarına teslim edilmiş olan yetkileri şımarıkça, kibir ve hırs dolu duygularla kullanırlar.

Vatanını, milletini sevmeyen, devletini kuran tarihi kişilere sevgi, hürmet, minnet hisleri duymayan kişiler beş para etmeyen sığ yaratıklardır. Çünkü böyleleri sayesinde bu kibirli ve şımarık tipler, böylelerinin etraflarında bulunan vatanperver, milliyetçi insanları çeşitli yöntemlerle yok ederek veya hayatlarından bezdirerek o ülkeyi daha kolay  ele geçirirler. Beş para etmeyen sığ yaratıklar çok ucuzdurlar. Biraz para, biraz mal, biraz vaat ile satın alınabilirler, kiralanabilirler.

Vatanını sevmek, milletini sevmek, devletini kuran tarihi kişiliklere hürmet, sevgi, minnet hisleri besleyerek Allah’a şükretmek; ırkçılık değil, sadece adam olmaktır, sadece insan olmaktır, sadece daha iyi Allah kulu olmaktır. Çünkü bu sevgi, hürmet, minnet hislerini yüreklerinde taşıyabilenler; gaflet, dalalet, hıyanet içinde bulunmaları mümkün olmaz. Dinci, mezhepçi, ırkçı saldırıları kolaylıkla püskürtürler ve saldırganları da yok ederler.

Kendi tarihleri ile, o şanlı tarihi yazanlarla yüzleşemeyeceklerini bildikleri halde, o tarihten ,kişisel emellerine  ve ikballerine zarar verdiği için o şanlı tarihten intikam, öç almak isteyen bedbaht, kibirli, şımarık, neydim ne olacağım demesini bilemeyen sığ tipler bir gün bunun bedelini çok ağır öderler.