Şöyle bir adresten yolum geçince heyecanlanıyorum; 46 Gordon Meydanı, Bloomsbury, Londra.

Burada ‘1929 Büyük Ekonomik Buhranı’nı açıklayamayan Klasik İktisat’a karşı bir alternatif getiren ünlü iktisatçı John Maynard Keynes’in uzun yıllar karısı ile yaşadığı ev vardır. Bu meydanda birkaç tur atıp Keynes’in uzun bir yaşam sürdüğü eve doğru bakma isteği sizlerde de uyanabilir diye ölene kadar oturduğu ev ve kendisine ait birkaç şeyi öldüğü gün yazmak istedim. Kim bilir!…belki bir gün beraber gezeriz. Ben para ve siz de anı toplarsınız.

Londra’nın Bloomsbury mahallesi, şehrin batı ucundadır ve 20. yüzyılın entellektüel ve sanat çekim merkezidir. Bohem bir yaşam tarzını benimseyen entellektüellerinin, yazar ve orta gelir grubu mensuplarının yaşadığı ve ‘Bloomsbury Group’ olarak isimlendirilen. Hatta bazıları için Cambridge eğitimli züppelerinin mekanıdır.

Bu arada mahallede sizi sürekli meşgul eden şahane binaların yanında mavi plaka yoğunluğu ise bu plakalara ilgisi olmayanın bile dikkatine çeker fazlalıktadır. Burada kim yaşamı, kim ölmüş, kime aitmiş türü soruların tesiri ile hoş bir yürüyüş gerçekleştirirsiniz.

‘Bloomsbury Topluluğu’nun kıymetli üyesi Keynes de bu mahallede kendisi gibi edebiyat, sanat, yazarlık alanlarında öne çıkmış bohem arkadaşlarıyla perşembe ve cuma akşamları buluşur; Virginia Woolf, Vanessa-Clive Bell, Duncan Grant, Lytton Strachey ve diğerleri ile…

Topluluk üyeleri artistik ve edebi becerilerine rağmen daha çok farklı yaşam tarzı benimsemeleri ve eşcinsel haklarını savunmaları ile tanınmıştır. Aslında onlar Viktoria Dönemi olarak adlandırılan ve burjuva adetleri ile sarmalanan yaşam tarzına karşı çıkarak kendi tarzlarını özgürleştirmişlerdir. Topluluğun modern İngiliz yaşam tarzı ve kültürünün oluşmasına önemli katkıları olduğu bilinir. Ayrıca, İngiliz resim sanatına soyut resmi kazandıran Bloomsbury Topluluğu üyeleridir. Zengin ailelerden gelen topluluk üyeleri yeni yetişen sanatçıları destekleyerek 20. yüzyıl İngiliz güzel sanatlarının gelişimine önemli etki ve katkı sağlamışlardır.

Keynes’in yaşadığı ve bugün mavi plaka ile ölümsüzleştirilen evi daha önce Virginia Woolf ve kız kardeşi tarafından kullanılmış, evin sahibi ve Woolf’un eniştesi eleştirmen Clive Bell ev için ‘Bloomsbury Topluluğu’nun ‘tarihi eseri’ betimlemesinde bulunur.

Heyecan verici değil mi?

Fen bilimleri eğitimi alanları bilmem ama sosyal bilimler okuyan herkesin okuduğu, bildiği, sınav sorusu olarak karşısına gelen Keynesyen İktisat’ın kurucusu işte! Daha ne olsun.

Keynes ekonomi dünyasında "klasik okul"a getirdiği eleştiri ve krizden çıkmak için verdiği formül ile tanınır; devletin ekonomiye müdahalesini savunur, durgunluk dönemlerinde müdahaleci paɾa ve maliye politikası uygulamak gerektiğini düşünür, ‘kamu harcamaları toplam talebin fonksiyonudur ve tüketim gelire bağlı olarak artar/azalır’ der. Tüm bu savlarını da 1936 yılında basılan ‘İstihdamın, Paɾanın ve Faizin Genel Teoɾisi’ isimli eserinde toplamıştır.

Babası da bir iktisatçıdır, ama iktisat eğitimi almamıştır. Cambridge Üniversitesi, King College bünyesinde matematik okur, girdiği sınavlarda ekonomi alanındaki başarısı diğer alanlardan daha zayıftır.

Maliye Bakanlığı temsilcisi olarak savaş sonrası Paris Barış Konferansı’na katılır, Merkez Bankası yöneticisi ve baron olur. Ancak bunlardan ziyade İkinci Dünya Savaşı sonrası şekillenen para politikaları ve çeşitli kurumları tesis etmek için toplanan Bretton Woods’un İngiltere temsilcisi olması önemlidir. Ülkenin planı onun adını taşır; ‘Keynes Plan’. Globalleşme karşıtlarına Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun Keynes buluşu ve bir süre de yöneticisi olduğunu hatırlatmak gerekir kanaatimce.

En son da ‘Uzun vadede hepimiz öleceğiz’ ve ‘ekonomiyi canlandırmak için adam tutun, para verin, kuyu açtırın ve sonra kuyuyu kapatmak için başka birini tutun, ekonomi canlanacaktır’ der. Kendisi işkolik olsa da çalışmanın amacı sonunda ‘yan gelip yatabilmektir’ diye de ekler. İnsanların kalbini ve aklını derinleştirmenin, düşünmenin, hissetmenin ve iyi yaşamanın önemine vurgu yapar. Otomasyon sayesinde robotların üretileceğini ve bazı işleri robotlar yapacağı için insanların daha az çalışarak kendi kişisel gelişimlerine ve zevklerine daha çok vakit ayırabilecekleri kehanetinde bulunur. Masaya-sandalyeye bağlı akademisyenlik uygulamasına bakılırsa Türkiye’de kehanetinin gerçekleşmediğini de düşünebilirsiniz ama yine de görüşleri hala kıymetlidir.

İktisat alanına katkıları sanata ve sanatçılara desteğini gölgeler adeta. Sanat eserlerinden oluşan kolleksiyonu daha sonra Cambridge Fitzwilliam Müzesi’ne bağışlanır. İkinci Dünya Savaşı sonrası operanın tekrar açılmasına ön ayak olur. Açıldığı gece kalp krizi geçirdiği düşünülürse verdiği uğraşın ve yaşadığı heyecanın boyutu anlaşılabilir diye düşünüyorum.

Doğum kontrol yöntemlerinin uygulanması ile kadınların sadece çocuk doğurmakla değil cemiyet işleriyle de uğraşmalarının yolunun açılmasına yardımcı olur.

Şair İsmet Özel’in ‘John Maynard Keynes'ten Nefretimin Yirmi Sebebi’ isimli şiiri neden yazdığını ise bilemedim?