Biz birbirimizi sevmiyoruz. Sen de ben de sadece kendimizi seviyoruz.

Birbirimizi korumuyor, çıkarlarımıza göre hareket ediyoruz.

Birbirimizi tanımak istemiyor, önyargılarımızla bakıyoruz.

Birbirimizi anlamak istemiyor, düşman olduğumuza inanıyoruz.

Birbirimize insanlık için yardım eli uzatmıyor, birbirimizi dışladığımızda gurur duyulacak bir şey yaptığımızı sanıyoruz.

Birbirimize sadece insan olarak bakamıyor, sonra çıkıp insani değerlerin sözde en büyük savunucuları olduğumuzu iddia ediyoruz.

Bütün bunlara rağmen ikimiz de sözde insanız.

Ömrümüz kısa, yolumuz uzun ama ömrümüz uzun yolumuz kısaymış gibi yaşıyoruz.

Sosyal medyada iki cümle yazıyor, belki vicdanımızı rahatlatıyoruz.

Gerçek yaşamımızda ise yazdıklarımızı boşa çıkaracak şekilde yaşıyoruz.

Gülüyor, eğleniyor, sıkıntılarımızdan kurtulmaya çalışıyoruz.

Zaten sıkıntılarımızı herkesten gizliyor, onun yerine güllük gülistanlık bir yaşam sergiliyoruz.

Her şeyi siyasetle bütünleştiriyor, siyasete göre yaşıyor, insana siyasetle yaklaşıyoruz.

Dil, din, ırk ayrımı yapmam diyoruz, bilmeden, etmeden, tanımadan yargılıyoruz.

Sonra çıkıp hepimiz kardeşiz diyoruz... Diyoruz da, hiç de kardeş gibi yaşamıyoruz.

Kutuplaşıyoruz,

Radikalleşiyoruz,

Bölünüyoruz,

Parçalanıyoruz,

Ve bizi bu duruma getiren nedenleri bildiğimiz halde, kendi yolumuzdan, hak yoldan, insanlık yolundan gitmeyip, bize gösterdikleri yollardan gidiyoruz.

Sana A yolunu gösteriyorlar, bana B, diğerine C yolunu ve biz o yollarda bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi ve en önemlisi de, insanlığımızı kaybediyoruz.

Yanılıyor muyum yoksa?