İkinci Elizabeth'in saltanatının 60. yıldönümü büyük törenlerle kutlanıyor ancak 400 yıl önce Birinci Elizabeth bu kadar şanslı olamamıştı.

İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth'in tahta çıkışının 60. yıldönümü sebebiyle Londra'da büyük törenler yapıldı. İngiltere'de krallık sembolik de olsa, Kraliçe İkinci Elizabeth bütün dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor. İngiltere'nin "Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluğu"nun temellerini atan ise Kraliçe Birinci Elizabeth'di. Türkiye'de Avrupa tarihini nadir bilen genç ve çalışkan tarihçilerimizden Fatih Gürcan'ın Birinci Elizabeth'le ilgili ilginç bir makalesi vardır.

İngiltere'ye nefes aldırdı

16. yüzyılda İngiltere, mezhep çekişmesinin had safhada olduğu bir yerdi. Tahta çıkan kral ve kraliçelerin tercihine göre devletin mezhebi de değişiyordu. Kraliçe Elizabeth, 1558'te Kraliçe Mary'nin ölmesi üzerine İngiltere tahtına geçti. Ablası Katolikliği ülkede tekrar hakim kılabilmek adına çok kan döktüğü için Kanlı Mary diye anılmıştı. Yeni kraliçe ise Protestan olmakla beraber, Katolikler'e de hayat hakkı tanıdı. Kraliçenin bu hoşgörülü tutumu halk içinde büyük takdir topladı ve Katolikler'in devlete bağlanmasında önemli rol oynadı. Bununla beraber devletin resmi dini tekrar Anglikanizm'e dönmüştü. Ancak kraliçe dış siyasetin de etkisiyle sonraki yıllarda Katolikler'e karşı sert bir siyaset izleyecekti.

Yenilmez armada

İngiltere Kraliçesi'nin hayatı Katoliklik'le ve bu inanca bağlı hükümdarlarla savaşmakla geçti. İngiltere'nin ezeli rakibi İskoçya'nın kraliçesi ile uzun süre mücadele etti. Sonunda Mary Stuart'ı İngiltere'ye sığınmaya mecbur edip, öldürttü.

İspanya, 16. yüzyılın en büyük Katolik devletiydi. İngiltere Kraliçesi Elizabeth, İspanya Kralı Felipe'nin kendisine karşı tutumu ve papanın fanatizmi yüzünden önce kendi ülkesindeki Katolikler'le 1570'te bütün köprüleri attı. Destek için Osmanlı hükümdarı Üçüncü Murad'a bir elçi gönderdi. Fransa ve Hollanda ile işbirliği yaptı.
Kraliçe Elizabeth 1585'te yürürlüğe koyduğu bir yasa ile Katolik rahiplere ve destekleyenlere ölüm cezasını getirdi. İspanya Kralı, kraliçenin Katolik dünyayı ve kendi sömürge imparatorluğunu tehdit ettiğini fark edince, 130 gemilik bir donanma ile İngiltere'yi istila etmek üzere harekete geçti. Felipe'nin donanması "Yenilmez Armada" diye anıldı. Ancak bu donanma fırtına ve İngiliz gemileri karşında tutunamayıp, sadece 76 gemi perişan bir halde 1588'de İspanya'ya geri dönebildi.

Başarısız yıllar

Kraliçenin iktidarının ilk yılları İngiltere'nin refah yıllarıydı. Kraliçenin kurduğu Doğu Hindistan Kumpanyası, İngiliz Sömürge İmparatorluğu'nun kurulması ve İngilizler'in dünya ticaretine hakim olması yönünde büyük bir adımdı.
Elizabeth'in ilk 30 yıllık saltanatı sırasında büyük başarılar elde edilmiş, kraliçe halkın gözünde efsaneleşmişti. Ancak kraliçenin iktidarının son 15 yılı aynı ölçüde parlak değildi. Bunda en büyük faktör özellikle hasatların çok kötü olmasından dolayı yaşanan kıtlıktı. 1590'ların ortasında binlerce insan açlıktan ölecekti. Halk getirilen ağır vergiler yüzünden kraliçeye "bunak bir cadı" olarak bakmaya başladı.

Kraliçenin ömrünün son seneleri yorgunluk ve yalnızlık içerisinde geçmiş, Elizabeth'in artık dayanacak kuvveti kalmamıştı. Kraliçe saltanatının 45. ömrünün ise 70. yılını idrak ettiği sırada hayata gözlerini yumdu. Kraliçe evlenmediği için çocuğu yoktu. 25 yıldır İskoçya'yı yöneten Mary Stuart'ın oğlu Altıncı James, Birinci James adıyla Londra'da tahta oturdu. Birinci James'in icraatı halkı daha kötü hale getirince Kraliçe Elizabeth mumla aranıp, eski itibarına kavuştu.

İdamda kızının tahta geçeceğini haykırdı

Kraliçe Elizabeth'in babası Sekizinci Henry, 1509'da 18 yaşında tahta çıktı. Kral tarihe, başarılarından çok boşadığı eşleri ve boşanma biçimleriyle geçti.

Henry, fazla hoşlanmadığı ilk eşi Katherine d'Aragon taht için erkek varis vermeyince yeniden evlenmeyi kafasına koydu. Anne Boleyn ideal adaydı. Ancak ortada Katolik nikâhı vardı. Boşanmak için papanın özel izni gerekiyordu. Kralın eşi Catherine d'Aragon ise Kutsal Roma-Cermen İmparatoru Şarlken'in teyzesiydi. Papa boşanma izni için Henry'i kendi mahkemesine çıkarmaya karar verince, ipler koptu. Oxford ve Cambridge üniversiteleri kralın evliliğini geçersiz saydı. Henry, resmi bir boşanma olmadan 25 Ocak 1533'te Anne Boleyn'le gizlice evlendi.

İngiltere Parlamentosu, kralı İngiltere Kilisesi'nin önderi, papayı da sadece Roma Piskoposu olarak kabul etti. İngilizler için papa, artık evrensel kilisenin başı değildi. Roma'ya gönderilen paraların gideceği yeni adres ise kralın hazinesiydi. Papazlar, krala bağlılık yemini edip, Katoliklik'ten vazgeçtiler.

Sekizinci Henry, Anne Boleyn'le evlenmek için her şeyi göze alarak Roma ile bozuşmuştu ancak yeni eşi de krala sadece Elizabeth isimli bir kız evlat vermiş, erkek çocuğu yine olmamıştı. Kralın yeniden evlenebilmesi için kraliçe kendi erkek kardeşi de dahil olmak üzere çeşitli erkeklerle zina yapmakla suçlandı. Sonuçta kraliçenin sadakatsizliği ve krala ihaneti ortaya çıktı. Londra Kalesi'ne hapsedilen kraliçe, Lordlar Mahkemesi tarafından yargılanıp, idam cezasına çarptırıldı. Anne Boleyn, cellat tarafından öldürülmeden önce "Kendisinin öleceğini ancak bir gün kızının İngiltere tahtına geçeceğini" haykırmıştı.

Kraliçenin rolü

Kraliçe Elizabeth, 1588'de İspanya donanmasına karşı kazanılan zaferle İngilizler'in kalplerine girmişti. "Tanrı Kraliçe'yi korusun" tabirinin doğmasında ve İngilizler'in gemileri için "bayanlara kullanılan She" kelimesinin kullanılmasında Elizabeth'in büyük payı vardı.

Elizabeth Çağı Tiyatrosu

Shakespeare'in yaşadığı bu dönemde sadece tiyatro büyük bir değişim geçirdi. Kraliçe döneminde tragedya ve komedyaya dayalı klasik tiyatro anlayışı kökünden sarsılmış yeni bir sanat anlayışı vücut bulmuştu. Bu yüzden döneme "Elizabeth Çağı Tiyatrosu" adı verilmişti.


(Bugün gazetesinden alınmıştır)