Ralli izlemeye ilk defa geldiğimi söylediğimde daha tanışmamızın üzerinden 5 dakika geçmişti ki Nehir büyük bir keyifle ralli sporunun tüm detaylarına kadar anlatmaya başlamıştı. Herşeyi bana anlatan Nehir en önemli detayı unutmuştu...

Hayatımda bırakın ralliyi, formula1’i, gösteri amaçlı bir motorcros akrobasisi bile izlememiş biriyim.  Fakat sözkonusu, kelimenin tam anlamıyla örnek bir sporcu olan arkadaşım Burcu Çetinkaya olunca durum değişti tabi.
 
Uluslararası alanda da ülkemiz adına birçok başarıya imza atan ralli pilotu Burcu Çetinkaya’yı bir yarışında izlemek istiyordum.
Burcu Çetinkaya Hitit rallisinde yarışmak için Kemer’de idi. Hadi sen de gel deyince  son dakika karar verip atladım uçağa. Giderken de ne işim var benim ralli izleme de diye bir yandan da kedime hayıflanıyordum.
 
Sabah Antalya’da İstanbul’un aksine güzel bir hava vardı. Antalya Havaalanının yeni halinin muazzam estetiği de bu güzel havayı iyice pekiştirmişti.
 
Burcu bu sırada Kemer dağlarında tozu dumana kattığı için bana rehberlik etmeye Burcu’nun yol arkadaşı ve asistanı Nehir geldi. Nehir aynı zamanda eski bir co-pilottu.
  
Ralli izlemeye ilk defa geldiğimi söylediğimde daha tanışmamızın üzerinden 5 dakika geçmişti ki Nehir büyük bir keyifle ralli sporunun tüm detaylarına kadar anlatmaya başlamıştı. O zaman bir kez daha kanaat getirdim ki spor gerçekten de bir sevda işi.
Benim bildiğim rallide arabalar bir yolda yarışır kim birinci olursa o kazanır idi. Fakat teknik detayları şaşkınlık içinde dinledikçe işin renginin öyle olmadığını anladım.
 
Nehir anlattıkça anlatıyor benim kafam da karıştıkça karışıyordu. O kadar çok teknik detay vardı ki.
 
Nehir ile yemeğimizi yedikten sonra Burcu ve diğer yarışmacıların yanına servis alanına  gittik.  Zira etap aralarında araçlar buraya çekliyor ve bakım yapılıyordu.
 
Bu arada ben yarış arabalarının özel bir düzenek ve tasarımdan oluştuğunu ilk defa orda öğrendim. Burcu yarıştığı arabasının içini gösterdiğinde çok şaşırmıştım. Bu arabalar çok pahalıymış ve sponsor desteği olmadan yarışabilmek adeta imkansızmış.
 
Bildiğimiz arabaların sadece dışı ile aynı. İçinde bamşbaşka bir mekanizma bambaşka bir dünya vardı. Yalnız 2 metre uzaktan bakabildim arabaya yanına yaklaşmak bile yasak. Hakemler izin vermiyormuş.
İlk etaplar bittikten sonra akşamyemeği için rallicilerin hepsi biraradaydı. Bir de ben. Sanki Türkçe değil de başka bir dil konuşuluyordu. Bu halime acıyan Burcu ve Nehir ha bire bana teknik destek vermekle meşgullerdi ama beyhude. Ben anlamıyordum çünkü.
 
Bir yandan da Burcu Çetinkaya ve co-pilotu Özden Yılmaz o gün yarıştıkları etapı yarış arabasının içine koydukları kameradan izleyip kritik yapıyordu.
 
 Akşam hepimiz çok yorulmuştuk ve yemekten sonra hemen uyuduk. Sabah 8 de yarışın diğer etapları başladı. Biz de yarışı izlemek için Toros dağlarına tırmandık.
 
Yarışlar normal yollardan değil patika yollarda yapılıyordu ve o yol trafiğe kapatılmıştı. Ama o yolla kesişen yollar vardı ve ancak o noktalarda yarış izlenebiliyordu.
 
O seyir zevki de topu topu her araba için en fazla 10 saniyelik bir görüntü idi. Ve ralli meraklıları saatlerce o görüntü için o köşede saatlerce bekliyordu. Ralli sporu ile ilgilenen herkes birbirini tanıyordu ve bana da “bu da kim” acaba diye garip bakışlar atıyordu.
 
Herşeyi bana anlatan Nehir en önemli detayı unutmuştu. “Arabalar geçerken dikkat et demeyi” Çünkü o keskin virajlarda 10 dk arayla geçen arabaların sadece ön tarafını görmek mümkündü. O süratle tozu dumana katan pilotlar hiçkimseye arka plakayı okuma şansı tanımıyordu.
 
Her yerim toztoprak içindeydi. Toza toprağa bulanan bir ben bir de hasbelkader orada olan etap güzergahındaki köylülerdi.
 
Yarışçılar diğer etaplara ulaşmak için normal yoldan yani trafik yolundan da ilerliyordu. Hatta bize korna çalıp “çekilin
kenara”diyen yarışçılar bile vardı. Biz de Burcu’yu desteklediğimiz için yarışacağı diğer etaba ondan önce ulaşmaya çalışıyorduk. Kafanız karıştı değil mi?
 
Nehir, “Burcu’yu yakalamamız gerekiyor diğer etabın köşesine gitmeliyiz” deyince içimden “yahu yarışçı ve altında yarış arabası olan birini nasıl geçeceğiz ki ” deyip gülüyordum.
 
Hiç yorulmadan bana ralli sporunu anlatan Nehir’e sordum dayanamayıp bu soruyu. Ona göre cevap çok basitti ama benim gibi ilk defa ralliyi izlemeye gelen biri için adeta büyük bir fizik problemiydi.
 
Anladım dedim ama hala anlayamamıştım. En sonunda Nehir’e çok açık bir soru sordum. Yahu bunlar patikada yarışıyor, normal yolda bizimle birlikte geliyor. Sonra bir daha patikaya sapıyor. Biz onlardan öndeyiz ralliyi şimdi biz mi kazanmış olduk yani? diye işin içinden çıkamayıp saçmalamaya başladım artık.
 
Ve nihayet araçlar bitiş yerine bir bir gelmeye başladı. Öyle hemen ilk bitiş alanına giren araç birinci oluyor sanıyorsanız benim gibi yanılıyorsunuz.
 
Halime gülen Nehir önce bir nefes al dedi. Ve 2 günden beri izlediğim tanık olduğum detayları tek tek anlatmaya başladı. Ve nihayet yarışmada “birinci nasıl olunur”u anladım. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi.
Etapları en kısa sürede kim geçtiyse o veriler toplanıyormuş ve totalde o süre de birinciyi belirliyormuş.
 
Ve 2 günlük bir aceminin ralli serüveni de sona ermişti. Ankara Otomobil Sporları Kulübü (ANOK) tarafından Antalya'nın Kemer ilçesinde gerçekleştirilen 38. Hitit Rallisi’nin sonucu açıklandı.
 
Ercan Kazaz-Emire Cantürk ikilisi birinci, Burak Çukurova-Ünal Tezel ikilisi ikinci, Burcu Çetinkaya-Özden Yılmaz ikilisi ise şampiyonada üçüncüliği kazandı.
 
Ve Türkiye tarihinde ilk defa Genel Klasmanda bir kadın pilot yani Burcu Çetinkaya ilk 3’e girmeyi başararak podyuma çıkmıştı.
Akşam Burcu, yarış sırasında arabanın içindeki kamerayı bilgisayarına aktarırken nasıl yarıştığını ve bir yarışta co-pilotun ne kadar önemli olduğunu şaşkınlık içinde izledim.
 
Burcu’nun vites atarken ellerini göremiyordum bile. O kadar hızlı hareket ediyordu ve virajları o kadar ustaca manevralarla dönüyordu ki bir kez daha  ona şapka çıkartıp saygı duydum.
 
Bu yazıyı ister haber ister izlenim isterseniz de bir acemi ralli izleyicisinin güncesi olarak kabul edin ve muhakkak siz siz olun hayatınızda bir kez olsun bir ralliyi canlı izleyin derim.