Bilincimiz, zihnimizin yüzde yedi’lik bir kısmını oluştururken, bilinçaltımız zihnimizin yüzde doksan üç’lük bir kısmını oluşturmaktadır. Bilinçaltımız, yaşantımız boyunca, iyi kötü demeden, birbiriyle ilintili anıları biriktirdiğimiz bir çöp deposu gibidir.

Bilinçaltı, bizim görmediklerinizi görür. Bilinçaltı, sakladığı bilgileri olur olmadık zamanda ortaya çıkarabilir. Saçma sapan şeylerden saçma sapan şeylerin bağlantısını kurabilen sihirli bir değnek gibidir.

Gördüğümüz rüyalar da, bilinçaltında biriktirdiğimiz (anı ve izlenimlerimizin) bir yansımasıdır.

Bilinçaltı ile, bilinçüstü arasındaki ince çizgi de irademiz, bir başka deyişle "bilirkişi" görevini üstlenmiş olan bir danışmanımızdır. Danışman, altığımız her türlü sosyal, kültürel etkilenimlerimizin, doğrultusunda verilecek olan kararları denetleyerek, raporunu bilince sunar. Doğru ve yanlışlarımızın denetlendiği bir giriş çıkış kapısı gibidir.  Bir nevi süzgeç görevi görür. Yargılarımız ve kararlarımızda etkilidir. Kararlarımızı verirken ya kalıp savaşma, ya da kaçıp uzaklaşma kararını alırız. Kaçıp uzaklaştıklarımız genellikle yaşanılan bir travma sonrası oluşmuş duygu ve düşüncelerimizdir. Bilinçaltına, direk olumsuz bir anı etiketiyle atılır, ya da unutup üstünü örtme kararı alınır. Savaşıp kazandıklarımız sonrası edindiklerimiz ise, olumlu etiketiyle yine bilinçaltında korumaya alınır. Günlük yaşamınızda,  tüm kararlarımızın dikkatle kontrol edilerek, anlık kararlar verdiğinizi düşünsek de, araştırmalar bize günlük kararlarımızın çoğunun aslında bilinçaltından geldiğini söylüyor. Her bir saniyede beyinlerimiz onbir milyondan fazla veri parçasını işliyor ve bilinçaltı burada devreye girip “destek kuvvet” görevin üstlenerek, bilirkişi süzgecinden geçirerek, hangi kararı, neden vermemiz konusunda karar vermemizi sağlıyor.

Bilinçaltında kalan, yaşanan travma sonrası bastırılmış tüm duygu ve düşünceleriniz; halının altında biriken çöpler gibidir. Üstünü ne kadar temizlerseniz temizleyin, gün gelecek, altında biriktirdiğiniz çöpler sizi rahatsız edecek, biriktirdikçe yürümeniz, oturmanız, kalkmanız zorlaşacaktır. Ve öyle bir gün gelecektir ki, artık, o halının üstünde hiçbir iş yapamayacak hale geleceksiniz; tıpkı bilinçaltınızda biriktirdiğiniz, üstünü örttüğünüz travma sonrası yaşadığınız kötü duygularınız gibi. Onları, profesyonel bir psikolog ile ortaya çıkarıp, onlarla yüzleşmediğiniz sürece de, rahatsızlığınız katlanarak büyüyecek ve dayanılmaz bir hal alarak sizi depresyon, panik atak ve diğer birçok değişik türdeki psikolojik rahatsızlıklara sürükleyecektir.

Bilinçdışınızda kalan, travma sonrası bastırdığınız ve sizi içten içe kemiren, rahatsız eden, bastırılmış duygularınızdan kurtulmanız için de, harmanlanmış, psikodinamik ve analitikal hipnoterapi teknikleri en uygun ve çözüme en yakın olan tekniklerin bileşenidir. Bunun için de, konusunda uzman bir psikolog ya da psikiyatrist'ten  hipnoterapi seansları almak gerekmektedir. Son yıllarda ortalıkta hızla çoğalan, salt hipnoterapi seansları uygulayan kişilerin sunacağı hizmet, sizde kalıcı bir iyileştirme sağlamayacaktır.

Bilinçaltınızın her türlü rahatsız edici çöplerinden kurtulduğu, mutlu sağlıklı ve huzur dolu günler geçirmeniz dileklerimle…

Sezer Ergör

Uzman Psikolog / Hipnoterapist

http://psychoteraphy.com/