CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün kendisini kaçıran PKK'lılardan "arkadaşlar" şeklinde bahsedince malumunuz kıyametler kopmuştu.

Danışıklı dövüş diyenler de oldu, PKK'lılardan bu adamın farkı ne diyenler de.

Sayın Kılıçdaroğlu ne dedi peki?

Ne diyecek; orta sahada top gezdirdi durdu.

Gelgelelim CHP çevrelerinde de "çatlak sesler" gitgide yükselmeye başlamıştı.

Mesela...

CHP Grup Başkanvekilliği de yapan CHP İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol öyle esti gürledi ki, olursa o kadar olur.

"Benim askerime kurşun sıkan şerefsizlere 'arkadaşlar' ifadesini kullanan bir milletvekili başta olmak üzere" dedi, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı dahil, yönetimi istifaya davet ediyoruz.."

Kılıçdaroğlu ne mi dedi?

Ne diyecek; hiiiç, dut yemiş bülbüle döndü.

Ne zaman ki eli kalem tutan kahir ekseriyet Hüseyin Aygün'ün vicdanlı kişiliğini, onurlu duruşunu öne çıkardı...

Ne zaman ki Hüseyin Aygün kendisini kaçıranlardan davacı olduğunu savcılığa bildirdi...

Ne zaman ki 48 saat sonra serbest bırakılmasının ardından Hüseyin Aygün'ün yaptığı açıklamanın sadece ve sadece nefret dilini benimsememesinin göstergesi olduğu, yoksa PKK şiddetine her daim karşı çıktığı, geçen seçim döneminde PKK şiddetinden ve BDP'nin bu şiddetin "işbirlikçisi" tavrından şekvacı olduğu kanaati kamuoyuna yerleşti...

Ve ne zamanki Hüseyin Aygün imaj olarak CHP'nin önüne geçti...

Kılıçdaroğlu dünkü Hürriyet'in manşetini çiçeklendirdi: "Arkasındayım"

Güya sahip çıkıyor, güya kurda kuşa yem yapmayacak..

Herkes Hüseyin Aygün'ün karşısındayken arazi ol, herkes yanındayken "arkasındayım" de, ne güzel iş yahu!

İmdi arkanıza yaslanın ve Kılıçdaroğlu'nun, Hüseyin Aygün'ün yaptığı mezkur açıklama hakkındaki şu ifadesinin keyfini çıkarın: "Bu anlatım parti ile alakalı değil. Parti ile alakalı bir duruş değil. Bu bir CHP söylemi de değil. Sanki CHP söylemi gibi anlatmak yanlış, söylem CHP söylemi değil. Ama bir yanlış da bulmuyorum (...) Milletvekilimizin arkasındayım. İnsani bir duruş ve anlatım gerçekleştirmiştir.."

Bunlar nasıl laflardır?!

Hayır yani, CHP milletvekili Aygün'ün "söylem" ve "duruşu" CHP "söylem" ve "duruşu" değilse, CHP Genel Başkanı neyin arkasında duruyor?

Söylemden ve duruştan maada bir "arkalamak" mı bu?

"Sanki CHP söylemi gibi anlatmak yanlış, söylem CHP söylemi değil. Ama bir yanlış da bulmuyorum" diyor ya soralım:

CHP Genel Başkanı olarak CHP söylem ve duruşunun neresindesin? Arkasında mı önünde mi, neresinde?

O değil de, Hüseyin Aygün Kılıçadroğlu görüşmesini çok merak ediyorum.

Hüseyin Aygün'e, "Ankara'ya gel, derhal görüşelim" çağrısı yaptığı medyaya yansımıştı ama hâlâ görüşebilmiş değiller.

Hüseyin Aygün'e soracak olursanız görüşme bayramdan sonraya kalmış.

Sahi acaba neyi görüşecekler?

Kılıçdaroğlu, "Arkandayım ama CHP söylem ve duruşlarından uzaklaşma" mı diyecek?!

Bugün Ramazan Bayramı arefesi, yarın bayram.

Kılıçdaroğlu dahil kimseyi üzmek istemem. Tam aksine, sevindirmek, bayram hediyesi vermek isterim.

Madem Hüseyin Aygün'ün arkasındayım diyor, ben de onun arkasındayım.

Hadi bakalım...

(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)