Bundan 3 yıl önce bir konferansta gazeteci Ünal Tanık'la karşılaştım. Uzun zamandır görüşmüyorduk. Biraz sohbet ettikten sonra yeni kurduğu Rotahaber'den bahsederek "Meryem bizde yazar mısın?" diye sorunca, "Gazeteciliği bıraktım. Bir daha da dönmeyi düşünmüyorum" dedim.

Ünal bey ısrar edince de "O zaman müstearla yazayım" dedim. Beş ay mahlasla yazdım. Yazılarımın belli bir okunma oranına ulaşmasının ardından bir kez daha gerçek isimle yazma teklifi gelince "Evet" dedim.


***

Böyle başladı yani yazarlık hikayem. Ve şimdiye kadar yazılarımda çok az isim geçti.

Sosyal medyada zaten polemiğin de hakaretin de kişiselleştirmenin de çivisi çıkmış durumda.

Dolayısıyla polemikler üzerinden gitmekten de, meseleleri kişiselleştirmekten de hep kaçındım. Daha çok olay ve fikirler üzerinden yazmaya gayret ettim.


***


Tamam herkes kendi kampında, karşındakine sürekli "atış" yapmak istiyor ama bunun totalde bize faydası ne? Yılların "okuru" olarak, kişilerle polemiğe girmenin okura hiçbir faydasının olmadığını iyi biliyordum.


***


Sevdiğim bir ağabeyimin de sözünü düstur edindim yazılarımda kendime hep.

Şöyle demişti; "Yazarların çoğu yazarlar için yazıyor. Halk için yazmak önemli. Okuyan herkesin anladığı gibi yazmak."

Beni yeni tanıyanlar, üç günde yerden bittiğimi zannediyor. AK Parti Hükümeti'nin icraatlarını dobra dobra beğendiğimi, Gezi sırasında "Başbakan'ı yedirmeyiz!" diye yazdığım için sivrildiğimi sanıyorlar.


***


Başbakan Erdoğan'ı, yeni değil her İstanbullu gibi İBB Başkanı olduğu günlerden bu yana severiz biz. Beni tanıyanlar 15 senedir dile getirdiklerimi, bugün yazıya döktüğümü biliyor.

Makam mevki para derdindesin diyorlar.

Son 4 yılın üçünü işsiz geçirmiş birinin makam derdi olur mu ya?

Sürekli, "Yalaka" deyip, hangi çıkar karşılığında kalem oynattığımı soranlara sadece "Allah var" diyorum.


***


Bir de kendisi başka bir siyasi lidere tapınırcasına yazanların bize "yalaka" demesi komik de değil acınası geliyor!

Bir de her yazımın altına, twitter'daki her yorumun dibine "Kaparsın artık bir danışmanlık" diye yazmayın lütfen. İstemeden zekanızı küçümsemek zorunda kalıyorum.

Zaten "Yalaka" kendini ele verir. Çünkü ilerde koparacağı dünyalığın aşkıyla yapar işini.

Samimi olanlar ise karşılıksız taraf olur, açıktan ve adaletsizce saldırılan haklı insana…

(Aktüel'den)