Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Biz 2012 yılında ABD dolarını yeneriz. Bu çok iddialı bir laf. Bunu bir kenara yazın” dedi.
Yetmedi... “Mayıs ayında enflasyon tek haneye düşecek yılsonunda yüzde 5 olacak” diyerek iddiasını sürdürdü. Başkanın konuşmalarını TV’den izleyen büyük bir işadamımızdan konuşmayı değerlendirmesini istedim. Kısaca “Başkan şimdiye kadar döviz dağıtıyordu... Şimdi ümit dağıtmaya başladı. Anadolu’da bir deyim vardır: “Umut fakirin ekmeğidir... Ye Memed... Ye... Derler...” şeklinde kısa bir değerleme yaptı. Başkanın konuşmasını izleyenlerin genel değerlemesi şöyle: “Başkan kendine güven gösterisi yaptı. Gereksiz biçimde ‘iddialı’ konuştu. Bir Merkez Bankası Başkanı’nın girmemesi gereken şekilde taahhütler altına girdi.”
Piyasayı yönlendirenlerin kendilerine güvenmeleri önemli, piyasaya güven vermeleri önemli ama... Bunun da bir ölçüsü olmalı.
Başkan diyor ki, “Şu an cari açığa ilişkin aldığımız tedbirlerin hepsi başarıya ulaştı. Şu anda dünyada bol miktarda kısa vadeli finansman imkânı var. Şu anda dünyadaki para, gidecek güvenli yer arıyor. Teker teker güvenli yerlerin sayısı azalıyor. Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Türkiye bu ortamda çok rahat dış finansman bulur. Kimse endişe etmesin.”

‘Elimizde yeterli araç var’

Başkan diyor ki,  “Çok kaynak gelecek ülkemize. Türkiye’ye finansman gelmeye devam edecek. Türk lirası değer kazanmaya devam edecek. Merkez Bankası 2012 yılında Türk lirasının değer kazanmasına izin verecek. Bu kendiliğinden olacaktır. Olmazsa Merkez Bankası bunu kademeli olarak yapar. Elimizde yeterli araç var. Dünyada araç zenginliği açısından bir numaralı banka Türkiye Merkez Bankası olabilir. Üstelik inanılmaz tecrübesi... Bunların hepsini biz defalarca yaşadık. Bunları daha az maliyetle yapabilecek durumdayız. Dünyada hiç olmayan araçlar bizde var. Biz 2012 yılında ABD dolarını yeneriz. Bu çok iddialı bir laf. Bunu bir kenara yazın. Şöyle bir ihtimal var. Gelecek sene şunu konuşabiliriz; ‘Türk lirası değerleniyor, bir şeyler yapın.’ Bizim elimiz de armut toplamıyor.”
Daha sonra da Başkan birazcık övündü: “Geçen hafta cuma piyasalara yapılan müdahalenin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sert müdahalesi olduğunu belirterek, “Müdahale etmeseydik dolar yılsonunda 1,94 TL olabilirdi. Güçlü mesaj vermek gerekiyordu. Bundan sonra yüklü miktarda döviz satmak gerektiğini düşünmüyorum, küçük küçük satışlar gelebilir” dedi.

Cari açık bol finansmandan

Başkan “Biz doğru teşhis, kati netice uzmanıyız” diyor ve anlatıyor: ‘’Biz Merkez Bankası olarak ‘cari açık, bol ve ucuz finansmandan kaynaklanıyor. Para kıtlığından değil, paranın bol olmasından kaynaklanıyor’ diyoruz. Bu şekilde bir teşhis farklı tedavi gerektirir. Biz aşırı kredi büyümesini yavaşlatmayı başardık. Kademeli olarak ve inanılmaz finansman gelecek Türkiye’ye ve çok rahat bir şekilde bu finansman sağlanmaya devam edecek. Avrupa’daki problemlere rağmen. Avrupa bankaları zor durumda kalsa bile dünyada başka bankalar var, fon kaynakları orada olduğu sürece,
Türkiye’ye finansman gelmeye devam edecek. O yüzden de TL değer kazanmaya devam edecek.’’
Yazının sorunda benim başkanın konuşmasını nasıl değerlendirdiğimi isteyen olabilir... Ben Başkan’ın konuşmasını dinledikten sonra rahatladım. “Demek ki bugüne kadarki göstergelere aldanarak çok kişi gibi ben de felaket tellallığı yapar hale gelmişim... Anlaşıldı ki endişeye mahal yokmuş. Ekonomide her şey başkanın kontrolü altında imiş. Etraf güllük gülistanlıkmış. Herhalde 3 vakte kalmaz dolar 1.55 TL’nin, enflasyon yüzde 5’in altına iner... Pazartesi mutlaka herkes elindeki, cebindeki doları, altını satar... Üç vakte kadar, dolardan daha değerli hale gelecek olan Türk lirasına geçer!..