Sevgili Okurlar,

Baharı karşıladığımız bu günlerde sizlerle yine birkaç izlenimimi paylaşmak istiyorum. Bahar, elbette ki doğanın yenilenmesi ile beraber bizlerin de enerjisel olarak yenilenmesi demek oluyor aynı zamanda!

Hayata pozitif bir bakış açısı ile yaklaştığımızda, hayatın bizlere getirdikleri için sükür edip, bize öğrettiklerini görebildiğimizde bizlerin ruhu da canlanıyor. Bu noktada her zaman olduğu gibi önemli bir nokta, anın içinde kalmak, zihnimizde düsüncelerle boğuşmak ya da sürekli düşünmek yerine, anın içinde, bulunduğumuz yerde olduğumuzu farkında olarak, anın keyfini çıkarabilmek!

Baharın canlandığı bu günlerde bizler de ruhumuzda temizlik yapalım! Her zaman üzerinde durduğum gibi, yargıdan uzak duralım, bir çocuk heyecanı ve sevinci ile hayata bakalım, cevremizdekilere, sahip olduklarımıza değer verelim, sükür edelim! Elimizden gelenin en iyisini yapıp, gerisini akışa, hayata bırakalım!

 

Hayatımızdan gereksiz bulduğumuz, bizleri olumsuz bir ruh haline çeken insan ve olayları çıkaralım.. Ancak bu ilişkilerden ve kişiler sayesinde görmemiz gerekeni görüp, kendi içimize bakıp, kendimizi daha şeffaf ve açık bir insan haline getirmeye çalışalım.

Işte bu düşünceler eşliğinde güzel bir bahara, doğanın canlanışına merhaba diyelim! Bu anlamda bir başka önerim de, bu dönemde doğa ile iç içe olmamız! Açik hava yürüyüşlerı yapmak, bol oksijen almak bizi kendimize getirir! Gün içinde evlerimizde veya ofislerimizde olarak kendi doğamızdan da uzaklaşıyoruz adeta! O yüzden gelin açık havada zaman gecirelim, her anın keyfine vararak, nefes alabildiğimiz için sükür edelim!

 

Bu anlamda size bir örnek daha vermek istiyorum. Gecen haftalar içinde seyrettiğim bir filmden bahsetmek istiyorum. Filmin konusundan oturu değil de, içinde geçen bir öge yi örnek vermek istiyorum.

 

Biyografi niteliginde bir film olan Yves Saint Laurentin hayatını anlatan filmi izlediğimde, kendisinin yaratıcılığının dorugunda iken stres ve endişeden uzaklaşmak için Fas in Marakes şehirinde büyük bir villa alarak oraya yerleştiğini öğreniyorum. Majorelle Bahceleri isimli bahcede, ünlü modacı, ruhunu dinlendirip, yaratıcı olmak için gereken renkliliği ve farklılığı bulabilmiş.

 

Filmi izlediğim hafta sonrasında Marakesh şehrini gezme fırsatı buluyorum. Ve de elbette izlediğim filmin etkisinde kalarak bu bölgeyi gezmek istiyorum.

 

Doğanın içinde olmak aynı zamanda bizi dengeler de.. Iste bu yüzden yaratıcı kişiler, sanatcılar, doğa ile iç içe olarak yüksek benliklerinden ya da, evrenin büyüsünden düşüncelerle beslenirler... Iste Yves Saint Laurent de aynı şekilde Fasın bu güzel şehrinde Marakesh de, kendi özüyle bağlantı kurmaya calışmış, yaratıcılığının doruklarına çıkarak arkasında özgün eseler bırakabılmıştır.. Istanbulda Lale Festivali kutlanıyor... Bugünlerde de burada olma sansı yakalıyorum.. Göztepe Parkındayım... Harıka bir parkın içinde, hem hoş bir müzik hem de harıkulade renkler içinde pek çok farklı lale cinsi.. Nasıl da kalabalık oluyor bu park, yaşlısı ile gençi ile... Herkeş mutlulukla bu güzelliğin içinde yine kendi özu ile yakınlaşıyor!! Sükür edip sevgiyi yaşamamıza sebep oluyor!

Sevgili okurlar, Londra, park sayısının en fazla olduğu şehirlerden biri! O yüzden gelin daha çok vakit geçirelim açık havada, parklarda, uzun yürüyüşlere giderek, derin nefesler alıp, kendi iç dengemize yönelelim! Dengede kalabılmek en önemli ruhsal mezıyetlerden! Hepimize denge ve doğa ile iç içe güzel bahar günleri diliyorum!!