Dünyanın farklı ülkelerinden insanlar, -ki bunların içinde çocuklarda var-, ölüm riskini dahi göz önüne alarak Avrupa ülkelerine iltica etmeye devam ediyorlar.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR’ne göre, 2016 yılından bu yana Avrupa ülkeleri sınırlarında en fazla 2023’te ölümler yaşanmış. Sınırları geçerken ya da yolda ölenlerin ve kaybolan mültecilerin resmi açıklamaya göre sayısı 3200 kişi.

Hatırlanacağı üzere, geçen yıl bu aylarda, deniz yoluyla Avrupa’ya gelmek isteyenleri taşıyan bir gemi İtalya sahillerinde parçalanmıştı. Gemide bulunan 35’i çocuk olmak üzere 80 kişi hayatını kaybetmişti. Geminin battığını gören İtalyan sınır güvenlik görevlileri müdahale etmemişlerdi. Batan balıkçı gemisinde Afganistan, Pakistan ve Somalililer bulunmaktaydı. Gemide 27 yaşında Pakistanlı futbolcu Shahida Raza da vardı.

Uzmanlara göre, işte bu yaşananlardan sonra Avrupa ülkelerindeki tel örgülü ve duvar olan sınır çitleri, 315 kilometreden 2048 kilometreye çıkartılmış ve Avrupa göç politikası daha sert bir hal almıştır. Avrupa ülkelerindeki bu ölümler, Avrupa vatandaşlarına milyar avroya tekabül etmektedir.

Kalkınma İş Birliği Kuruluşu Oxfam’ın, silah ticareti ve çatışma danışmanı Martin Butcher, insanların savaştan ve şiddetten ülkelerini terk etmelerinden, Avrupa Birliği’nin sorumlu olduğunu belirtiyor. Butcher şöyle diyor: “AB üye ülkeleri Orta Doğu’ya ve Kuzey Afrika’ya silah satmaya devam ediyorlar. Silah satışı, bölgelerde istikrarsızlığı, çatışmaları beraberinde getirmektedir. Sorumsuzca yapılan silah ticareti, insanların ülkelerini terk etmelerine ve bu grupların bir kısmının, Avrupa’yı güvenli bulup, buraya yönelmelerine sebep olmaktadır.”

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra göçmenlerin büyük bir bölümü (%60), kendi ülkelerinde kalırken ve sadece %12,4’nün Avrupa’ya geldiği bilinirken, Avrupa Birliği üye ülkelerinin sınırlarındaki mülteci ölümleri dikkat çekmektedir. Avrupa Birliği, göç ve mülteci politikasını yenilemeyi hedeflerken, yasa dışı göçmenlerle mücadele bütçesini yüzde 113 artırarak 6,2 milyar avroya çıkarmıştır. Bu meblağ gelecek yedi yılda 9,6 milyar avro olacaktır.

Avrupa Birliği’nin yeni göç ve mülteci politikası, daha fazla önlem alarak, Avrupa’ya düzensiz göçü engellemeyi amaçlamaktadır. Bu politika, Oxfom danışmanı Martin Bucher’e göre, Avrupa ülkelerinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya silah ticaretinin devam edeceğini göstermektedir. Silah satışı, o ülkelerde kargaşanın, güvensizliğin ve belirsizliğin devam etmesi demektir. Bu durumda, insanlar, imkânı olsun veya olmasın, bir yol bularak ülkelerini terk edeceklerdir.

Bir başka uzman Hein de Haas’a göre, karar vericilerin göç politikaları çalışmıyor, fayda vermiyor, sorun çözmüyor. “Göçmenleri davet ediyor, teşvik ediyor. İnsan kaçakçılığını körüklüyor. Diğer taraftan, Avrupa’nın yoksul kesimini ümitlendirip, çözüm yerine yeni sorunlar oluşturuyor. Bunun açıkça ifade edilmesi gerekiyor” diyor De Haas.

Dünya üzerinde önemli bir güç ve aktör olan Avrupa Birliği, Martin Butcher’e göre, tarihten ders almalı, dünya çapında çatışmaların derin sebeplerini ortaya koymalıdır. Butcher, “İnsanlar yoksulluktan, eşitsizlikten ve güvensizlikten, bulundukları yerleri terk etmeyi seçerler” yorumunu yaparak, Avrupa Birliği’ni sorumluluk almaya davet etmektedir.

Avrupa ülkelerinin sınırlarında ve yakınlarında gerçekleşen mülteci ölümleri, Avrupa’ya milyarlara mal oluyor. Sınır çitlerinin uzunluğunu artırarak mülteci sorunu çözülemez. Bir çok uzmanın da belirttiği gibi, Avrupa Birliği’nin mevcut göç ve mülteciler politikaları, sorun çözücü olmayıp, sorunu erteleyicidir. Avrupa Birliği, düzensiz göçmen ve mülteci sorunu için milyar avrolar ayıracağına, göç veren ülkelerdeki istikrarsızlığın giderilmesi üzerinde çalışmalar yapmalıdır. Bir taraftan, ‘daha az mülteci istiyoruz, vasıfsız göçmen istemiyoruz’ diyeceksiniz, diğer taraftan, işinize geldiği için kalifiyeli göçmen alacaksınız. Bu bir çifte standarttır. Bu gidişle, önümüzdeki yıllarda da Avrupa ülkelerinin sınırlarında mülteci ölümleri görülmeye devam edecektir.

Veyis Güngör
13 Mart 2024