Hayır, ben Selanikli ya da Manastırlı değilim... Atatürk Malatyalıymış...

Zübeyde Hanım küçüklüğünde, muhtemelen ailevi bir anlaşmazlık sonucu, Malatya’nın Akçadağ ilçesinden Selanik’e gönderilmiş, orada büyümüş ve Ali Rıza Efendi’yle evlendirilmiş.

İddia, genç araştırmacı Fatih Bayhan’a ait...

Konuyu, önümüzdeki günlerde, “kitap”bütünü halinde kamuoyuna sunacak...

İddiaya geçmeden önce, Fatih

Bayhan’la ilgili bir çift söz söylemek istiyorum.

Kendisini tanımam ama yazdığı iki kitabı okudum.

Bir de, Fikriye Hanım’ın yeğeni M. Sadık Öke’yle yaptığı bir “nehir söyleşi” var.

Ki, mutlaka okunmalı. Resmi tarihin gizlediği ya da atladığı birçok hususu Öke anlatıyor ve şaşırtıcı bilgiler veriyor: Atatürk’ün aşkları, Fikriye Hanım’ın sır ölümü, Latife Hanım unsuru, Çankaya’nın konukları, aile içi dedikoduları otuz iki tekmili birden bu kitapta...

Fatih Bayhan, titiz bir araştırmacının yapması gereken şeyi yapmış, ulaştığı bütün bilgileri ve anı kırıntılarını “verili bilgilerle” karşılaştırarak, Öke’nin ağzından nefis bir biyografi çıkarmış...

Haybeden bir araştırmacı değil yani...

Dolayısıyla, Mustafa Kemal’in esasında Malatyalı olduğu iddiasını okuyunca, “Mutlaka bir bildiği vardır ve sağlam kaynaklara ulaşmıştır” diye düşündüm.

Öyle midir gerçekten?

Kitap çıkınca öğreneceğiz.

Fakat, yine de oturmayan, muallakta kalan bir şeyler var sanki.

Bugün, Mustafa Kemal’in Manastırlı olduğu ve “akrabalıklarına” ilişkin yığınla bilgi var elimizde.

Ilgaz Zorlu bir vakitler, Atatürk’ün Sabetaycı, yani dönme olduğunu kanıtlamaya uğraşıyordu. Hatta, “Akrabam olur, aha da belgeler ve fotoğraflar” diyordu.

Kendi dönmeliğini göğsünü gere gere söyleyen Yalçın Küçük bu tezi desteklemiş miydi, hatırlamıyorum...

Kaya gibi adam Soner Yalçın’a sormak lazım.

Köken ve soy sop araştırmaya meraklı titiz araştırmacı Soner Yalçın, Sabetay Sevi’den neredeyse bir asır önce doğmuş Aziz Mahmut Hüdai’yi Sabetaycı ilan etmişti.

Güveniyorsanız soralım.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Seyyid” ve “Nasrettin Hoca’nın torunu” olduğunu kanıtlamıştı... Atatürk’e de bir soy haritası çıkaracaktır illa ki.

 

Ilgaz Zorlu ve Yalçın Küçük’ün tezini geçerli sayarsak, Fatih Bayhan’ın iddiası havada kalıyor.

Bir de, bizzat Atatürk’ün Falih Rıfkı’ya anlattıkları var...

Hani “Çankaya” kitabında geçen ünlü bahis... Atatürk, Ali Rıza Efendi’nin resmini görünce, Falih Rıfkı’ya döner ve “Bu resim bizim pedere ait değil...” der.

Bir iddiaya göre, Ali Rıza Efendi’nin bilinen bir görüntüsü yoktur.

Sonradan bir resim imal edilmiştir ve “Ali Rıza Efendi budur” denmiştir.

Fotoğraf sanatının o yıllarda pek yaygın olmadığı düşünülürse, Falih Rıfkı’nın anlattıkları doğruluk kazanıyor. Hem, tekzip de edilmedi bu bilgi.

Bir iddiaya göre de, Atatürk, Ali Rıza Efendi’nin üvey oğludur. Yani, Zübeyde Hanım’ın ilk evliliğinden doğmuştur.

Bütün rivayetlerin ve iddiaların merkezinde Selanik var...

Herhangi bir göçten, taşınmadan ya da transferden söz edilmiyor.

Malatya bahsi ise hiç geçmiyor.

Dolayısıyla, “Atatürk Malatyalıdır” iddiası, hoş ve boş bir iddiadan ibarettir...

Fakat ne olursa olsun, bir Malatyalı olarak heyecanlandım.

Bir seçim yapmam istense ve “Hangisinin hemşerin olmasını arzularsın?” dense, İnönü’yü değil, hiç tereddütsüz Atatürk’ü işaret ederdim.

Çünkü Bizi yıllarca “İsmet İnönü hemşerinizdir, öz be öz Malatyalıdır” diye kandırdılar ve Malatya’yı CHP’nin oy deposu haline getirdiler.

Bereket, Turgut Özal gibi gerçek bir Malatyalı çıktı da, bizi tarihsel bir hatadan döndürdü.


(Star gazetesinden alınmıştır)