Birol Güven’in ‘Çocuklar Duymasın’ dizisindeki çaycı Hüseyin karakterini çok severim. Kahveci Yakup, espri yapmaya kalktığında, yüksek sesle ‘Espri yapma, çay yap’ demesine hastayım.

7 Ocak 2018 seçimlerinde halkın iradesi bir Ulusal Birlik Partisi - Halkın Partisi Hükümeti’ni kurmayı emretmişti.

Ancak Kudret Özersay ve arkadaşlarının Hüseyin Özgürgün’ü harcama hırsı ve yemini, bu iradenin tecellisine engel olmuştu.

Hatta iradenin bu şekilde ortaya çıktığı Türkiye tarafından da o günlerde görülmüş ve bu şekilde bir hükümet kurulması konusunda telkinlerde bulunulmuş, Özersay bu telkinleri ve tavsiyeleri reddetmişti.

Peki ne oldu?

Dörtlü bir hükümet kuruldu. Türkiye bir lira para vermedi, Serdar Denktaş’ın Maliye Bakanı olarak resmen sihirbaz gibi davranıp sürekli şapkadan tavşan çıkarmasına rağmen ülke bir durağanlık dönemine girdi. Yatırım durdu; döviz krizi, işleri dayanılmaz hale getirdi.

Tatar’ın UBP Kurultayı’nı kazanması ve Başbakan olma arzusu ve Bellapais’te tasarlanan ortak Cumhurbaşkanlığı adaylığı projesi, 7 Ocak iradesinin geç de olsa tecellisine olanak tanıdı.

Doğru sonuç ama yanlış dürtü ve motivasyonla.

7 Ocak 2018 iradesi halen daha meclistedir. Yeni bir Genel Seçim yapılana kadar da o irade ordadır.

O nedenle Halkın Partisi, UBP’ye güvenmem, UBP’yi sevmem, hükümete girersem partime ne olur düşüncelerini bir tarafa bırakmak zorunda. 9 Milletvekili ile Meclis’te bulunuyorsa, Meclis’in beşte birini işgal eden parti konumundaysa, kendi dar parti çıkarlarını düşünme hakkı yoktur.

Artistlik yapmasın, hükümet kursun.

Ulusal Birlik Partisi’ne gelince.

Bir önceki hükümeti kurduğu zaman ile bugün arasında ne değişti.

İrade halen 7 Ocak 2018 iradesidir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ersin Tatar’ın aldığı oy üzerinden hesap yapıyorsa ve Halkın Partisi ile pazarlığı ona göre yapıyorsa yanlış yapıyor.

O artistliğin dik alası olur.

‘Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Özersay yüzde 5 aldı o nedenle bakanlık sayısı azalmalı’ diyen bir zihniyet ile müzakere masasında oturuyorsa UBP, yanlış yapıyor ve meclise yansıyan halkın iradesine ihanet ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, yaşananlardan bağımsız olarak, Genel seçimlerden farklı olduğunu biliyor olmalarına karşın böyle davranmaları yakışık almıyor doğrusu.

Niyet hükümet kurmak değil de artistlik yapmaksa, o zaman artistliğinizi yaptınız, Cuma’yı beklemeden görevi iade edin. Ya da artistliği bırakın ve hükümet kurun.

Ülkenin hükümetsiz olduğu ve acilen yönetilmeye ihtiyacı olduğu gerçeğini artık görün.

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki sonuca saygı duyulmasını bekliyorsanız, siz asıl 7 Ocak iradesini esas alın ve saygı duyun. Meclisin bugünkü şekli o irade ile şekilllenmiş durumda çünkü. 

Bir başka ifadeyle;

Artistlik yapmayın hükümet kurun.

(Kıbrıs Postası'ndan)