ZUHAL DEMİRCİ

ANKARA

Almanya'da Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü üyelerince öldürülen Türklerin ailelerinin avukatlarından Mehmet Daimagüler, "Müvekkillerimin asıl beklentisi sanıkların ne kadar ceza alacağı değil, bu örgütün neden onların babasını, kardeşlerini ya da oğlunu öldürdüğü, Alman polisinin neden onları korumadığı ve Alman polisinin neden yıllarca kurban yakınlarını suçladığını öğrenmek. Müvekkillerim için bu soruların cevap bulması çok önemli fakat maalesef bu soruların cevabı hala yok." dedi. 

Avukat Daimagüler, Almanya'da 2000-2007 yıllarında 8'i Türk, 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bombalı saldırılarda bulunmakla suçlanan NSU terör örgütü davası sürecini, kurban yakınlarının beklentilerini ve ülkedeki siyasilerin konuya ilişkin tutumunu değerlendirdi.

NSU davasına ilişkin sürecin 2013 yılından bu yana devam ettiğini ve gelecek aylarda davanın sonuçlanacağını umduğunu belirten Daimagüler, mahkeme tarafından yargılanan 5 sanığın dava sonunda ceza alacağına olan inancını dile getirdi. 

Daimagüler, "Müvekkillerimin asıl beklentisi, sanıkların ne kadar ceza alacağı değil bu örgütün neden onların babasını, kardeşlerini ya da oğlunu öldürdüğü, Alman polisinin neden onları korumadığı ve Alman polisinin neden yıllarca kurban yakınlarını suçladığını öğrenmek. Müvekkillerim için bu soruların cevap bulması çok önemli fakat maalesef bu soruların cevabı hala yok." diye konuştu.

- "İstihbarat tarafından yüzlerce dosya yok edildi"

NSU tarafından 2001'de öldürülen Süleyman Taşköprü'nün kardeşi Osman Taşköprü, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 2012'de kendilerini Berlin'e davet ettiğini belirterek, "Aynı masada oturduk. Bize 'Olayı tamamen aydınlatmak istiyoruz.' dedi. O zamanlar bana verdiği bu söz tutulmadı. Halen de aynı şekilde sözünü yerine getirmedi." ifadelerini kullanmıştı. 

Merkel'in olayların aydınlatılması yönünde kurbanların ailelerine verdiği söze ilişkin konuşan Daimagüler, "Merkel, devletin bu olayları araştıracağı sözünü verdi. Biz verdiği söze inandık fakat daha sonra istihbarat tarafından yüzlerce dosyalar yok edildi." değerlendirmesinde bulundu. 

Daimagüler, Almanya gibi geniş teknolojik imkanlarıyla kriminal olayların aydınlatılmasında yüzde 90'a yakın başarı sağlayan bir ülkenin bu olayları çözememesinin "enteresan" olduğuna işaret etti.

- "Dosyayı AİHM'ye götüreceğiz"

Dava sonuçlandıktan sonra da verdikleri mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Daimagüler, "Dava bittikten sonra biz bu dosyayı kapatmayacağız. Devam edeceğiz. Dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götüreceğiz çünkü kurbanların aileleri bizden bunu bekliyor." dedi.

Daimagüler, hukuk devletine inandığını ve hukuk devletinin 'Biz bir hata yaptık fakat bunun tekrarlanmasını istemiyoruz' diyebilmeyi gerektirdiğini belirterek, bu davanın peşini bırakmayacaklarını vurguladı.  

Bazı Alman milletvekili, gazeteci ve derneklerin dava süreci boyunca kendilerine destek olduğunu dile getiren Daimagüler, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Duruşmaya gelip takip edenler var. Mahkeme salonu genciyle ve yaşlısıyla her zaman dolu oluyor fakat maalesef pek Türk göremiyoruz. Çok az Türk gelip takip ediyor. O yüzden çok üzgünüm. Bence Türklerin orada bulunması çok önemli. Duruşmayı izlemek ve bize destek vermek için bazı genç Almanlar Hamburg'dan 500-600 kilometre geliyor fakat bütün gün yandaki Türk kahvesinde oturan, kahve içip okey oynayan erkekleri duruşmada göremiyoruz. Biz Alman tarafından saygı görmek istiyorsak önce kendimize saygı göstereceğiz. Biz bu davanın sahiplenilmesini istiyoruz çünkü bu dava hepimiz için önemli."

NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi Beate Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapan 4 kişi yargılanıyor

- Davanın geçmişi

Almanya'da, 2000-2007 döneminde 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı yapmak ve 15 banka soygunu gerçekleştirmekle suçlanan NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı.

NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettiği öne sürülmüştü.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde Mayıs 2013'ten bu yana görülen davada NSU terör örgütü üyesi olmakla yargılanan Beate Zschaepe, örgüt üyelerinin son kullandıkları hücre evini ateşe verdikten birkaç gün sonra polise teslim olmuştu.

Davada, NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapan 4 kişi yargılanıyor.

Yaklaşık 4 yıldır süredir devam eden davada 815 tanık ve 42 bilirkişi dinlendi.