Hıristiyan Demokrat Parti CDU, 24 Eylül’de yapılacak  Almanya Federal Parlamento seçimleri için genel başkanı ve başbakan Angela Merkel fotoğraflı Türkçe yayın yapan gazetelere reklam verdi. Reklam dilinin kullanılmadığı, orjinal metnin tercümesinden ibaret olan reklam, Öztürk dahil 10 ayrı gazetede yer aldı.

Mahalli gazetelerin tercih edildiği reklamı Kanal Avrupa’da Ateş Çemberi programını hazırlayıp sunan gazeteci yazar Muhsin Ceylan yorumladı...

İşte Muhsin Ceylan’ın sorularımıza verdiği cevaplar:

Bu zamana kadar genel başkan fotoğrafı ile Türkçe olarak hiç CDU ilanı gördünüz mü?

Böyle bir seçim reklamı, tartışmasız yeni yerlileri haline geldiğimiz Almanya’ya 56 yıllık göç sürecimizde Şansölye adına bence geç kalınmış olsa da güzel bir ilk! Politikalarının kahir ekseriyetine katılmadığım CDU’nun ülke gerçeklerine dönüşünün adımlarından biridir diye okuyorum, bu reklamı.

Oy kaygısıyla verilmiş reklam değil

İlanı nasıl yorumluyorsunuz, niye bu seçimde böyle bir reklam verildiğini düşünüyorsunuz?

Reklama çeşitli açılardan bakmak mümkün. Sosyopsikolojik ve sosyopolitik bir okuma yaptığımızda, Şansölye Merkel ve partisi CDU’nun, Türk asıllı seçmen olsun veya olmasın Almanya’ya da ait bizlere, ‘Sizlerin de farkındayız’’ demek istediğini düşünüyorum. Bilhassa son zamanlardaki Türkiye-Almanya ilişkilerinde yaşanan gerginlikten de öte kırılmalar ve adeta karşılıklı açıklamalar savaşında(!) önemli bir adımdır, biz Almanya Türklerine yönelik. Bu reklamın, herhangi bir oy kaygısıyla verildiği kanaatinde değilim. 24 Eylül Pazar günü yapılacak seçim sonuçlarında Türk asıllı seçmenlerin oylarının iktidarı belirleyeceği güçte olduğu değerlendirmesi yapacak kadar gerçeklerden uzak değilim. Biraz matematik bilenler, ortadaki rakamlara baktığında bunu görecektir. Başbakanlığa aday CDU ve SPD’nin oylarındaki makas, olağan üstü bir gelişme yaşanmazsa kapatılamayacak kadar büyük. Bunu dışındaki değerlendirmeler, hamasetten başka birşey değildir.

Anadolu asıllı insanlar bu ülkenin yeni yerlileri

Reklamda verilen mesajdan ne anlamalıyız? Okuyanı sıkmayacak, 3-5 satır ile cevabınızı bekliyorum.

Politikanın söylediklerine değil, uygulamalarına bakmak gibi kötü bir alışkanlığa sahip biri olarak, reklam; Şansölye Merkel’in bilhassa son zamanlarda kendi muhafazakar partisinden gelen ciddi tepkilere rağmen, biz ülkenin yeni yerlileri olan Anadolu asıllı insanlar için yaptığı açıklamalarıyla müsbet manada örtüşüyor. Altını tekrar çiziyorum: Bu oy kaygısıyla verilmiş bir reklam olmaktan ziyade, ülkedeki herkesle beraber ortak bir gelecek için stratejik bir adımdır. Bu reklamı her zaman yaptığımız gibi, ne büyütmeye ne de değersizleştirmeye gerek yoktur. Bir de bu olayı görünce aklıma Otto von Bismarck’ın; ’’En büyük yalanlar, seçimlerden önce, savaş esnasında ve avdan sonra söylenir’’ vecizesi geldi. Ölçümüzün, barış ve huzur içinde birlikte yaşamamıza yönelik söylemlerden ziyade eylemler, uygulamalar olması gerektiğini düşünenlerdenim nacizane…

İŞTE ANGELA MERKEL'İN BOZUK TÜRKÇEYLE OY İSTEYEN İLANI:

(Kaynak: ozturk.de)