Ergenekon, Balyoz, Askeri casusluk ve fuhuş çetesi, amirallere suikast gibi isimler verilen davaların hepsi çöktü. Hepsinin kumpas, entrika, tuzak, hile, komplo  olduğu anlaşıldı.

Buradan çıkartılması gereken dersler var. Şaşılacak noktalar var. Araştırılması, incelenmesi, hesap sorulması gereken noktalar var.

Bunları kendi dilimce ifade edip sizlerle paylaşacağım.

1-Nasıl ki son terörist öldürülene veya teslim alınana kadar terörle mücadeleye devam edilecek diyoruz, bu dış bağlantılı, yalancı gizli tanıklı, uydurma ve sahte delilli davaları Türk silahlı Kuvvetlerinin ve bazı vatanseverlerin başına kirli çorap gibi ören savcı, avukat, gazeteci, polis, emniyet müdürü, şeyh, şıh, tarikat reisi ,cemaat hocası her kim varsa, hepsinden mutlaka hesap sorulmalıdır ve adaletin keskin kılıcı ile kendilerine gereken bedel ödetilmedir.

2-Türk Milletinin bütün fertleri ciddi anlamda düşünmelidirler ve kendilerine şu soruyu sormalıdırlar. Bu dava başladığında merada otlayan koyunlar, istasyondan geçen trenler seyredilir gibi seyredildi hatta seyretmekle yetinmeyip ‘’ beni neden kimse tutuklamıyor? Demek ki bunlar bir halt yediler!’’ laflarını da söyleyenler oldu. Neden? Bu bir sosyolojik büyü müydü? Akıl donması mıydı?

3-Bu davaları kurgulayan vatan hainlerinin asıl maksatları neydi? Kime, neye hizmet ediyorlardı? Satılmışlar mıydı? Kiralanmışlar mıydı?

4-Güçlü veya zayıf her devletin bir ordusu vardır. Ama Türk ordusunu diğer devletlerin ordusundan ayıran bazı gerçekler vardır. Bu gerçekleri bu millet niye unuttu? O gerçekler şudur ki, her ülkedeki ordu, o ülkedeki devletin veya hükümetin ordusudur. Ama Türk Ordusu hükümetin veya devletin yürürlüğe koyduğu yasaları uygular, seçilmiş hükümetin kendilerine verdiği görevleri yapar ,ama aslen Türk Milletinin ordusudur ve milletine asla ihanet içinde olmaz. Ordunun ve milletin el ele olduğu tek ülke Türkiye’dir.

5-Bir savcı, bir hakim, bir polis, bir komiser, bir emniyet müdürü nasıl olur da üniformasına, cübbesine, yeminine  ihanet eder ve devletten ,kanunlardan değil de bir cemaatten veya kendisini satın alan, kiralayan dış devletlerden emir alır ve önce sinsice, sonra da alenen o emirleri uygular?

6-Ne kadar manevi tazminat davası ödenirse ödensin, bu rezil, bu kahrolası davalar ile Türk Silahlı kuvvetlerinde ,Türk yargısında, Türk Emniyet Teşkilatında ,Türk Siyasetinde açılan yaraları iyileştirmek çok uzun yıllar mümkün olmayacaktır.

7-Bu oyunları kurgulayan, bu oyunlarda rol alan baş rol veya figüran oyuncusu her kim hain varsa, bugün ülke içinde veya ülke dışında ellerini, kollarını sallayarak özgürce dolaşmalarına izin verilecekse eğer, bu Türk adaletine ikinci bir ihanet olur.

8-Bu kalleşçe tuzakların arkasında herhangi bir yabancı ülkenin siyasi otoritesinin veya istihbarat teşkilatının desteği varsa eğer;  o ülke ile tüm askeri, ekonomik, kültürel işbirliklerine son verilmelidir. Bu pis davaya hizmet eden o ülkedeki tüm Türk Milleti, Türk Devleti düşmanlarının adalet önünde hesap verilmesi sağlanana kadar bu ülkelere turist bile gitmemelidir.

Bu hayasızca davalara kurban edilip beraat ettiğini göremeden kalp krizinden, kanserden, intihardan ölen hangi asker varsa, işte onların anıları askeri gemilerde, askeri karargahlarda, askeri alaylarda yaşatılmalıdır.

Hepsinin gıyabında özür dilenmelidir. Aynı şekilde bu davadaki süreçte kurban edilen gazeteci, akademisyen, polis varsa eğer; Onların anılarına da kendi kurumlarınca sahip çıkılmalıdır.


www.tarazastana.com