İlahiyat profesörü, akademisyen Ali Köse’nin yeni kitabı “Dinin Geleceği”, Nobel Akademik Yayıncılık tarafından yayımlandı. Köse’nin kitabı, toplam 342 sayfadan oluşuyor.

Prof. Köse’nin ‘Dinin Geleceği’ eserinden satır başları:

 “2010’lardan sonra dini inanç ve pratikler için yeni bir evre başladı. Dünya görüşlerinin, yaşam biçimlerinin hızla değiştiği küresel bir ortam oluştu. Dünya yeni bir kültüre, yeni bir nesle uyandı. Görünen o ki, her geçen gün daha az insan inanıyor, ibadethanelere daha az insan gidiyor. Veriler hayatın her alanında öyle ya da böyle bir dönüşüm olduğunu gösteriyor. Siyasetten, hukuka, evlilikten sanata, eğitimden müziğe kadar sosyo-kültürel anlamda hayat dinin etkisinden sıyrılıyor. Bunun adı sekülerleşme, hatta daha ötesi. Polonya’daki çiftçi Jakub da Çin’deki yapay bebek üreten bilim insanı Jiankui da bu gidişattan nasibini alıyor. Artık bilim ve teknolojinin yörüngesine giren bir dünyanın ortasında kalmış bir din var. Gidişatın sadece dini değil modernitenin bizzat yarattığı ideolojileri bile örselediği bir zaman var. Dinin baş düşman ilan ettiği evrimi bile sollayan bir devirdeyiz artık. “İnsanoğlunu doğal seleksiyonun Rus ruletine terk edemeyiz!” diyen, “yarın elbet bizimdir!” naraları atan transhümanistler var. “Olsun varsın, transhumanizm de izmlerden bir izm, onlar da bir şey söylüyor, biz de bir şey söylüyoruz” diyerek görmezlikten gelinemeyecek bir durum var ortada. Çünkü transhümanizmin arkasında hayatın anahtarlarını elinde tutan bilim ve teknoloji var. Bu gücün sahipleri teknolojinin inançlara galip geleceğine ve gelecek nesillerin kendilerini “hayali tanrılar”dan daha güçlü hissedeceklerine inanıyor.

Kitap, işte bu hızlı ve etkili değişimin dine olan tesirini dün, bugün, yarın ekseninde inceliyor. Kitabın başlığı bu nedenle DİNİN GELECEĞİ. Dünyanın genel gidişatını ele almakla birlikte veriler, gözlemler ve araştırmalar, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin daha üst düzeyde yaşandığı Batı ülkelerinden hareket ediyor. Bunun nedeni belli: Batı’nın yaşadığını dünyanın geri kalanı zaman farkıyla yaşıyor. Peki Batı’da neler oluyor? Buna tek bir veri ile cevap vermek mümkün: Son yıllara kadar Amerika dindarlık skalasında üst sıralarda yer alırdı. Bu veri sekülerleşme tezinin bir istisnasıydı. Ama 21. Yüzyılla birlikte Amerika dindarlıkta 32. sıraya düştü. 1990’da “dinim yok” diyenler %5’ti, 2023’te %30 (Gençlerde oran daha da yüksek). “Dinim yok” diyenler 2009-2019 arasında 30 milyon artmış. “Din çok önemlidir” diyenler 1998’de %69’du, 2023’te %39. Görünen o ki özellikle gelişmiş ülkelerde halkın çoğunun seküler hedefleri kanıksadığı “din sonrası” bir toplum var. Her şeyi kapsadığı iddiasında olan eski tarz dinler/ideolojiler artık birer ideal olmaktan çıkıyor. İnanç krallığına dönmek isteyenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Geleneksel dini yapılarla özel ya da kamusal alanın idare edilebileceği yönündeki kanaatler her geçen gün zayıflıyor.

İnsan edimlerinin tüm kurguları, tüm icatları din dışı alandan geliyor. Din bu yeniliklere olsa olsa şeklen eklemlenebiliyor. Resim din dışının üretimi, din ancak eline verilen resmi boyayabiliyor… Din eğer bugüne kadar güçlü, dirençli olmayı başardıysa bunu kültüre nüfuz etme, kültürel semboller, söylemler oluşturma kabiliyetine borçludur. Ama artık dinin elinde bu güç yok gibi. Geleneksel dini söylem nüfuz kaybı yaşıyor. Sosyo-kültürel desteği olmayan, sembollerini diri tutamayan dinlerin varlıklarını devam ettirme kabiliyeti azalıyor. 21. Yüzyılda dinlerin geleceğini belirleyecek temel nokta kültürü ne kadar etkiledikleriyle, geleneksel sembolleri ne kadar canlı tutabildikleriyle doğru orantılı olacak. “Gelenek sadece külleri savurmak değil, ateşi canlı tutmaktır.” Ateşi canlı tutmak da öyle görünüyor ki zamanın ruhunu yakalayabilmekle, dinin tarihsel formlarını yenide yaşatabilmenin yollarını bulmakla mümkün. Aksi takdirde din, post-tarihsel bir görüntü sergileyen 21. Yüzyıla yabancılaşma ve marjinalleşme kaderini yaşamaktan kurtulamayacak.”

PROF. DR. ALİ KÖSE

Prof. Dr. Ali Köse, 1981’de Antalya İmam-Hatip Lisesi’nden, 1985’te Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans (1988), Londra Üniversitesi King’s College’de doktora (1994) eğitimini tamamladı. 1998’de doçent, 2004’te profesör oldu. Halen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesidir. Din Psikolojisi ve Din Sosyolojisi alanlarında araştırmaları bulunan Köse’nin eserleri şunlardır: Conversion to Islam, Neden İslâm’ı Seçiyorlar, Freud ve Din, Deprem ve Din, Milenyum Tarikatları, Sekülerizm Sorgulanıyor, Laik Ama Kutsal, Avrupa Birliği Ülkelerinde Din Devlet İlişkisi, Avrupa ve İslâm, Türbeler: Popüler Dindarlığın Durakları, Enteller Aleykümselâm Der mi?, Kutsalın Dönüşü.