Ben bu makaleye yazmaya başlarken televizyonda Kemal Sunal’ın “Yüz Numaralı Adam” filmini izliyordum. Filmde “zaten bu zamanda en çok kim ben sizin dostunuzum derse en büyük kazığı o atıyor” sözü yüreğimi burktu. Çünkü tüm hayatım bu sözün doğruluğunun yüreğime ok gibi saplandığı gerçeğin sızısıyla geçti, halen geçiyor.

            Sırf haber ve yazılarımdan ötürü hayatımda hiç yaşamadığım baskı ve iftiralarla karşılaştım, engellendim, psikolojik baskılara maruz kaldım. Ekmek ve hürriyet arasında hapsedilmek istendim.  

Zamanı gelince bunu ülke ve dünya kamuoyuyla hiç şüphesiz ki paylaşacağım. Neysem bu konu daha çok su kaldırır biz asıl konumuza dönelim.

Kürt siyasetinin dizayn edildiği illerin başında gelen Diyarbakır’da genel seçim harareti bütün sıcaklığıyla devam ediyor. Sanırım adaylık yarışında en büyük mücadele Diyarbakır’da yaşanacaktır. Özellikle HDP’nin kendi ismiyle seçime katılma kararı, “barajı aşmaz” düşüncesiyle milletvekili olmak isteyenlerin iştahını fazlasıyla kabarmıştır.

Bu iştahtan ötürüdür ki, Ak Parti’de şimdiye kadar görülmeyecek şekilde aday adaylığı müracaatı oldu. Bu konuyla ilgili Ak Parti Diyarbakır eski il başkanı Av. Halit Advan, CHP cenahından da CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır eski milletvekili Mesut Değer’le telefonda sohbet ettim. İkisini de yaklaşık 20 yıldır tanır, sever, sayarım. Değer’in CHP, Advan’ın Ak Parti üzerinde fazlasıyla hukuku ve emeği olan şahsiyetlerdir.

Hani “benim adım Cemil, gaza gelmem” diye bir söz var ya, adım Cüneyt olduğu için 2 kez gaza geldim ve bende 2007 ve 2011 seçimlerinde aday adayı oldum Ak Parti’den. Hiç unutmam adaylık sırasında kontörüm yoktu ve çok yakın bir dostuma çağrı atmıştım.

Arkadaşım “ulan Cüneyt milletvekili aday adayı oldun hala bana çağrı mı atıyorsun?” diye takılmıştı. Aklıma gelince gülmekten kırılıyorum.

İşte adaylık aşamasında Halit Advan’ın temayül yoklamasında canhışrane ne kadar da mücadele ettiğini, alnından ter aktığını ve gerçekten de partisine ne kadar da yürekten bağlı olduğunu gördüm. Oturduğum yerden Advan’a seslendim “yahu başkan azıcık dinlen, zaten delegeler oy kullanıyor, bir nefes al” dediğimde “yahu abi ne yapayım, istiyorum ki, tüm aday adaylarına eşit şekilde yaklaşılsın, kimseye haksızlık olmasın, kimsenin vebalı bana gelmesin” demişti.

Biraz deli ve çatlak olduğum içinde ona ‘iyi o zaman sevgili başkan, ayağı yanmış kedi gibi dolanmaya devam et’ demiştim.

MHP eski il başkanı Abdullah Erzakçı’nın bağımsız aday olduğunu söyleyen Değer, CHP’nin durumuyla ilgili fazla yorum yapmak istemediğini gördüm.

 

Kimlerin CHP’de aday olabileceğiyle ilgili tahmin yürüten Değer, Şah İsmail Bedirhanoğlu, Mehmet Kaya, Faruk İpekyüz, Mehmet Şerif Doğrul ve Vahit Yiğit’in aday olabileceğini söyledi. Değer’in söylediği bu şahısların bana göre şansları var, çünkü söz konusu isimlerin CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve CHP Genel Merkeziyle hukuklarının iyi olduğunu biliyorum.

Değer, Ak Parti’ye 208 ve HDP’ye de yaklaşık 78 başvurunun olduğunu söyledi.

Diğer taraftan eski devlet bakanı Salih Sümer, CHP Diyarbakır eski milletvekili Muhsin Koçyiğit ve Haşim Özkoyuncu’nun da aday olacakları söyleniyor. Diyarbakır’da HÜDA-Par’ın göz ardı edilmeyeceğini ve bağımsız girmeleri halinde bir milletvekili çıkarabileceğini belirten Değer, HÜDA-Par’ın Batman ve Van’da da güçlü olduğunu söyledi.

Bana göre de HÜDA-Par eğer bağımsız aday gösterirse Diyarbakır’da en az bir milletvekili çıkarır.

Muhafazakar bir gelenekten gelen, RP’den Ak Parti dönemine kadar daha çok sağ partilerde politika yapan Ak Parti eski il başkanı Advan, Ak Parti’de politika yapmak istemesinin temel amacı, toplumsal barışın sağlanması, yürüyen barış sürecinin devam etmesi ve artık silahların ülke gündeminden çıkarılması olduğunu belirterek, daha barış süreci başlamadan bu sorunun sadece devletle değil bağımsız insanların devreye girmesiyle ilgili çok kez rapor hazırladığını söyledi.

Hükümet ve muhalefet arasında sert tartışmaya ve gerginliklere neden olan İç Güvenlik Paketiyle ilgili hukukçu Advan, “ben bu paketin bir konjoktürel bir gereklilik olduğun inanıyorum. Biz 2006’da yaşanan olayları yaşadık. En son 6-7 Ekim olaylarını da yaşadık. Öyle inanıyorum ki, toplumsal barış sağlandığında bu tür paketlere de gerek kalmayacak.”dedi.

PKK’nin silah bırakması, Kandil’in ayak diretmemesi gerektiğini ifade eden Halit Advan, HDP ve İmralı’nin çok istemesine rağmen Kandil’in silah bırakmak istemediğini söyledi.

Aday adayların rekor düzeyinde başvuruyla ilgili de Advan’ın görüşünün Mesut Değer’le aynı olduğunu gördüm. O da HDP’nin barajı aşmama ihtimali ve partiye giderek teveccühün artması nedeniyle rekor bir düzeye ulaştığını, şuan da 208 başvuru var, bu sayının bir önceki seçimde 122 olduğunu hatırlattı.

Kendi döneminde Ak Parti’nin Diyarbakır’daki üye sayısının 70 binden 115 bine çıkardığını belirten Advan, AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun başarılı bir politikacı olduğunu, Erdoğan’ın gitmesiyle oy oranlarının düşmeyeceğini ve Ak Parti’nin her zamanki gibi daha güçlü bir şekilde sandıklarda kendini göstereceğini söyledi.

Ben parti farkı gözetmeksizin seçim yarışmasına katılacak olan tüm adaylara başarılar dilerim.

Bu dileğimle beraber, insan hürriyetinin, hür ve bağımsız düşünmenin, düşünmeden dolayı gazeteci, yazar, akademisyen ve aydınların hırpalanmadığı, zindana tıkılmadığı, işten attırılmadığı ve zulmün olmadığı bir ülke de hayal ediyor ve diliyorum.