Avrupa Birliği'ni kandırmak Kıbrıslı Rumların yüzleri kızarmadan her zaman yaptıkları bir iş. Bunu adeta bir görev addetmişler ve başları her sıkıştıkça da uyguluyorlar.

 

En güzel örneği de mali yapıları ve yıllık bütçeleri konusunda AB’yi yıllarca kağıt üstünde çarpıtılmış sayı ve hayali bütçelerle kandırmayı başarmaları. AB’yi yıllarca kandırdıkları ve hayali bütçelerle sömürdükleri, süreç sonunda ekonomik olarak duvara toslayıp, iflas etmelerinden sonra ortaya çıktı.

 

Ama atalarımızın "huylu huyundan vazgeçmez" ve "alışmış kudurmuştan beterdir" sözleri de hiçte boşuna söylenmemiş.

 

KKTC'nin Avrupa Birliğine üye olmamasından ve Rumların da "Protokol 10" içeriğince Kıbrıs adasını tek başlarına temsil ettikleri uygun görüldüğünden, AB komisyonları ve Bakanları toplantılara tek başlarına katılmakta ve işlerine geldiğinde de yaşadıkları tüm olumsuzlukları da Kıbrıslı Türklerin ve KKTC'nin sırtına yüklemekteler.

 

Toplantıya katılan AB üyesi ülkelerin temsilcileri de, ya nezaketen ya da aymazlıklarından, Rumların Kıbrıslı Türkleri suçlayan ifade veya sunumlarının doğruluğunu hiç araştırmadan, soruşturmadan kabul etmekte ve Rumların istekleri doğrultusunda kararlar almakta.

 

Avrupa Birliğinin, Kıbrıslı Türkler veya da KKTC hakkında herhangi bir konuda tek yanlı olarak Rumların beyanlarını dikkate alarak kararlar vermeleri, gerçekte protesto edilmesi gereken ve insan haklarına uymayan bir uygulamadır.      

 

Avrupa Birliği bu çirkin uygulamasına derhal son vermelidir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu bir devlettir. Demokratik yollardan, insan haklarına saygılı bir şekilde yönetime getirdiği bir hükümeti ve bu hükümeti oluşturan Bakanlıklara, dairelere, müdürlüklere, birimlere ve benzeri alt kuruluşlara sahiptir.  

 

Geçen hafta içinde AB Tarım Bakanları Konseyi toplantısında, Rum Tarım, Doğal Kaynaklar ve Çevre Bakanı Nikos Kuyalis'in tek taraflı beyanı ve sunduğu evraklarla Kıbrıs'ın Rum kesiminde bir müddettir tavuk çiftliklerinde görünen "yalancı veba" hastalığının, Rum veteriner Dairesinin ihmalkârlığından kaynaklanmadığını beyan etmesi ve hastalığın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden geçerek bulaştığını ve yayıldığını iddia etmesi kabul edilebilir bir davranış değildir.

 

Hükümetimizin ve Tarım Bakanlığımızın,  Rum Tarım, Doğal Kaynaklar ve Çevre Bakanı Nikos Kuyalis'in geçen hafta gerçekleştirilen AB Tarım Bakanları Konseyi toplantısında sunduğu bu yalan beyan ve iddiayı reddetmesi ve Rum Bakanı protesto ederek yalan söylediğini AB Tarım Bakanları Konseyine bildirmesi gerekmektedir.

 

Bu tür olaylarda Avrupa Birliğinin genel uygulaması, tazminat olarak ilgili üye ülkedeki üreticilerin salgın hastalık nedeni ile uğradığı zarar ziyan ile hükümetin hasta hayvanları itlaf etmek için yaptığı harcamaların yüzde yirmi beşini ödeyerek zararın karşılanmasına destek olmak şeklindedir.  

 

Ama belli ki Rum Bakan Kuyalis'in sahte ve yalan beyanını hiç araştırma yapmadan yutan AB Tarım Bakanları Konseyi, yalancı veba hastalığının Rum tarafından yayılmasında KKTC'yi ve Kıbrıslı Türkleri suçlu bularak Rum hükümetine yüzde 25 olağan tazminat yerine, yüzde 75 olağanüstü tazminat ödemeye karar vermiş.

 

KKTC Tarım Bakanlığının ve Veteriner Dairesinin yaptığı yayınlardan, söz konusu bu hastalığın Rum tarafında görülmesinden uzun bir müddet sonra KKTC'de görüldüğü açık ve net olarak bellidir.

 

Rumların AB Komisyon ve Bakanlar Kurulu toplantılarında bu tür KKTC'yi suçlayan yalan beyanlarına son vermek ve önüne set çekmek için, Hükümetimizin AB Komisyonu Başkanı, KKTC Tarım Bakanımızın da AB Tarım Bakanları, KKTC Başbakanlık Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi'nin de Avrupa Komisyonu düzeyinde derhal girişim yapması ve ellerindeki bu hastalıkla ilgili tüm resmi belgeleri gönderip, Rum Tarım Bakanının ve AB'nin Tarım Bakanları Konseyi'nin doğrudan veya manasal olarak KKTC'yi suçlayan bu tazminat kararını protesto etmeleri gerekmektedir.

 

Halkımız, bu yalan beyana ve tazminat kararına hiç tepki göstermeyen Siber hükümetinden bu girişimi beklemektedir.