Birinci ve İkinci Dünya savaşları genelde ticari nedenlerle başlamış, sonra da içerik değiştirmişti. Bugün de dünyada aynı gerekçelerle savaşlar yürütüldüğünü söylemek olası. Açıklayalım;

ABD’nin ticaret açığı yıllık 800 milyar Dolar boyutunda ve ABD Başkanı Trump, özel sektörden gelmesi nedeni ile ticari gerçekleri çok daha iyi görebilme deneyimine ve yeteneğine sahip. ABD ekonomisinin şu anda kâğıttan bir kaplan olduğunun farkında ve 1947 yılında bütün dünyaya zorla kabul ettirilen Dolar hegemonyasının da bir gün aniden çökeceğinin bilincinde. Şu anda karşılıksız basılan ve dünyada BM’ye üye tüm devletlerin Merkez Bankalarında ticaret, alım ve satım amaçlı stoklanan Dolarların, bir gün piyasaya düşeceği ve ekonomistlerin dili ile “çöp” olacağını biliyor ve şimdiden tedbir almaya ve ABD ekonomisini gerçek ve geçerli temeller üzerine oturtmaya çalışıyor.

Trump’ın seçim döneminde verdiği sözler de var. Bunlardan bir tanesi, yerli üretimi teşvikti.  Seçildikten sonra bu sözlerini gerçekleştirebilmek için de, iç dinamikleri hareket geçirmek, yerli hammadde üretimini arttırmak, istihdamı çoğaltmak, yurt dışındaki ABD sermayeli fabrikaları kapatmak ve ithalatı kısıtlamak uygulamasına gitmeyi tercih etti. Tabi ki bu tedbirlerin anti tedbirlerini de bu uygulamalara maruz kalacak devletlerin uygulayacağını da biliyor. Bunun adına da kısa ve öz olarak “Ticaret Savaşları” da denilebilir.

Başkan Trump çelik ürünlerine yüzde 25, alüminyum ürünlerine de yüzde 10 ilave gümrük koymak niyetinde ve işe çelikle başladı ancak yıllık 35 milyon ton çelik üreten AB’nin en iyi ve en sağlam müşterisi yıllık 5 milyonluk ithalatı ile ABD olması nedeni ile, Trump’ın iç piyasayı korumak için çelik ithalatına kota koyması ve vergilerini yüzde 10’a çıkarması AB’yi çok olumsuz etkileyecek. 

ABD, AB ekonomisinde büyük yer tutan otomotiv endüstrisinin, özellikle de Alman otomobil ve araba parçalarının en büyük pazarı. Başkan Trump, AB’den ithal edilecek araçlara yüzde 35 vergi konulması düşüncesinde. ABD'nin Avrupa’dan yapılacak otomobil ve oto yedek parça ithalatına yüzde 25 vergi koyması durumunda bile Alman otomotiv sanayisi büyük darbe alacak.  Alman otomobil üreticilerinin ABD'de 36 bin 500 çalışanı bulunmakta. Alman otomobil parçaları endüstrisinde ise 80 bin kişi çalışmakta.

Sıkıntı tam da burada başlıyor. Alman hükümetinin, AB'nin söz konusu yeni vergilerin konmaması yönündeki çalışmalarında başarılı olamaması halinde, gümrük vergilerinden muafiyet sağlamak için karşı tedbirler almak yoluna gideceği kesin. Zaten bu yönde açıklamaları da var, “tehditlere kulak asmıyoruz ve sonuna kadar direneceğiz” diyorlar. AB, ABD’de üretilen araçlara yüzde 10 daha vergi koymak hazırlığında. 

Bu savaşa Çin de katıldı ve ABD menşeli araçlara Çarşamba günü itibarı ile ilave vergi koydu. 

Belli ki savaş baltaları gömülü olduğu yerden çıkarılmış.

İnşallah bu masum görünümlü ticari savaş, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında olduğu gibi, sıcak çatışmalara dönüşmez.