Yaptıklarının bedelini fazlasıyla ödedi. 11 Ağustos onun doğum günü. 68 yaşına Ankara Sincan F Tipi'nde hapiste girecek.

Sarp Kuray 68 kuşağının önde gelen isimlerinden. Uzun yıllar hapis yattı. Değişik gerekçelerle yargılandı. Bizim kuşağın bilinen bütün çilelerini çekti. Yaptıklarının bedelini fazlasıyla ödedi.

11 Ağustos onun doğum günü. 68 yaşına Ankara Sincan F Tipi’nde hapiste girecek. Cezaevindeki genç arkadaşları onun için bir doğum günü hazırlamışlar. İçeriden bir de fotoğrafını yollamışlar... 40 yıllık dostum olan bu 68’li devrimcinin 68. doğum gününü kaygıyla kutlarken bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.

Kuray, son olarak, ‘terör örgütü yöneticiliği’nden, 30 yıl önceki eylemlerdeki rolü iddiasıyla, 16 yıllık bir yargılamanın sonunda mahkûm edildi. 4 Şubat 2009’dan beri içeride. Hukuka uygun olmayan bu durum sürerse 2016’ya kadar yatması gerekecek.
Cinayetten hüküm giyen ülkücüler bırakılırken o hâlâ içeride. 12 Eylül döneminin tüm suçlarını üstlenmişçesine hapis yatıyor. Hiçbir kanun değişikliği, ne hikmettir, ona yaramıyor.

Geçenlerde AİHM onun yargılanmasıyla ilgili bir karar verdi. Kararın özü, Sarp Kuray’ın adil yargılanmadığı yönünde. Mahkeme Türkiye’nin de altında imzası bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yargılama sırasında defalarca ihlal edildiğine hükmetti.
AİHM’nin gerekçesi şöyle özetlenebilir: “Delillerin takdir yetkisi tabii ki mahkemenindir. Ancak delilleri incelerken mahkeme sözleşmeye uygun davranmak ve insan haklarının temel ilkelerine uymak zorundadır.”
Kuray’ın avukatı Görkem Gürcan’la konuştum. Önümüzdeki günlerde bir dilekçeyle infazın durdurulmasını ve yargılamanın yenilenmesini yani Sarp’ın tahliyesini isteyeceklerini belirtti.

Avukatı durumu şöyle değerlendiriyor: “AİHM, kararında, delillerin toplanmasındaki usullerin evrensel nitelikteki insan hakları ölçütlerine aykırı olduğu ve makul yargılanma süresinin (16 yıl) kesin olarak aşıldığı gerekçeleri ile sözleşmenin ihlal edildiğine hükmetti.”

Gürcan’a göre, AİHM kararında göze çarpan noktalar şunlar: “Sanık ifadelerinin işkence altında alındığı iddiasının doğru olup olmadığı araştırılmamış, bu delile dayanarak hüküm kurulmuştur. Sarp Kuray’ın yöneticisi olduğu iddia edilen örgütün üyeleri olan sanıkların birçoğu beraat etmiş veya tutuksuz yargılanmaya başlanmıştır. AİHM’nin kararıyla birlikte aslında bir kez daha göz önüne konulan gerçek şudur ki tek kişilik örgüt olmaz! Hele ki üyeleri olarak yargılanan sanıkların, beraat ettiği ya da her nasıl olduğu hükümetçe açıklanamaz şekilde yurtdışına çıktığı bir örgüt olmaz!”

Gürcan şöyle devam ediyor: “Değerli dostum ve müvekkilim Sarp Kuray, AİHM’nin kararını okuduktan sonra oğlum 4 yaşındaki Ege’ye gönderdiği mektupta ‘Ben bahriyeliyim, çıkınca sana denizleri ve gemileri anlatacağım’ demişti. Şimdi sıra Türkiye’deki yargıda; ya bu AİHM kararını bu sistemin hatalarını düzeltmek için son bir şans olarak değerlendirip insan haklarına saygılı bir yeniden yargılama yapacaklar ve Sarp Kuray, denizleri anlatabilecek... Ya da halihazırda defalarca iflas etmiş bu tek kişilik örgüt fiyaskosunun altına bir kez daha imza atarak; kendisinden sonra gelen kuşaklara yargı reformu adı altında Bahçelievler katliamının hükümlülerini tahliye ederken Sarp Kuray’ı nasıl 68 yaşında cezaevinde tuttuklarını izah etmenin bir yolunu bulacaklar...”

Mahkemelerin harekete geçmelerini bekliyoruz. Ülkücü katilleri tahliye ederken “Üzgünüz ama ne yapalım, yasanın gereğini yapıyoruz” demişlerdi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilk imzacılarından birisi Türkiye. Bu sözleşme, anayasa gereği, iç hükümlerden daha öncelikli. Hâkimlerin ‘yasa duyarlılığı’ bu dosya açısından özellikle acil ve gerekli. Mahkemelerin bir an önce dosyayı açarak yeniden yargılamaya başlamaları ve Kuray’ı serbest bırakmaları gerekiyor.

(Radikal gazetesinden alınmıştır)