Meğerse Hocaefendi de darbe severmiş... 28 Şubat 1997 darbesini destekleyen Hocaefendi, "asker yanlış da yapsa sevap alır" demiş!

Öyle ya, asker "diğer" tarikatları temizleyecek ki kendi örgütü sahne alsın...

Kılıçdaroğlu azıcık farklıdır, o önce ayaklanma istiyor. Halkı sokağa çağırıyor, "direnme hakkı doğar" diyor. CHP medyasının amigoları "aman Kemal Bey lafına dikkat et" diye uyarınca ağız değiştirdi, "ben pasif direnişi kastetmiştim" diye kıvırdı.

"Sizi ben bile kurtaramam" diyemiyor şimdilik, dese herkes bir tarafıyla gülecek.
Sol da darbe istiyor. Kendisi de ezilecek, kim vurduya gidecek hep olduğu gibi, ama zarar yok, istiyor.
Kimileri de Genelkurmay Başkanı'na "Rüştü Erdelhun muamelesi" yapıp hakaretler yağdırarak "emir-komuta zinciri dışında bir cunta çıkar mı" umutları içindeler... Egoları davul gibi şişik birtakım sosyalist mütefekkirler de bir 27 Mayıs beklentisi içine girdiler.

Oysa memlekette darbe ortamı falan yok.

Ekonomi batmış değil, darlık yok. Tam tersine bazı sektörlerin, özellikle inşaat sektörünün "hızla büyüdüğünü" AKP'ye düşmanlık güden İstanbul sermayesinin kalemşorları bile kabul ediyorlar, etmek zorunda kalıyorlar.
Darbe için önce "gerginlik ortamı" şart.

Oysa ortada gerginlik yok. Üç ay sonra genel seçim var, herkes oyunu kime vereceğine çoktan karar vermiş sakin sakin bekliyor. Bir belirsizlik ortamı da yok, seçimin kazananı da kaybedeni de şimdiden belli. (İyi ya işte, zaten kaybedeni belli olduğu için darbe istiyorlar.)

Yeni bir 27 Mayıs istiyorsanız, önce yeni bir 28 Nisan yaratacaksınız.

İki yıl önce Taksim'de denediler. Erdoğan'ı devirmek isteyen Alman gizli servisi de kendi desteğindeki "silahlı sol kıtalarıyla" buna çanak tuttu, olmadı. (Yasa dışı örgütlerin dibini kazıyın, mutlaka Alman göreceksiniz.)

Şimdi salak bir "sağ-sol çatışması" yaratarak gene bir yere varır mıyız diye bakıyorlar... Sağ ile solun çatışması için de hiçbir neden yok. Aynı ortak hedefte, AKP düşmanlığında birleşmiyorlar mı, niçin çatışsınlar? Ortada bir sosyalist devrim hazırlığı mı var ki ülkücüler buna karşı çıksınlar?

Ama İzmir'de ülkücü bir çocuk öldürüldü. Bunun üzerine Ankara'da silahlı çatışma çıktı. Bir kız, bir solcuyu ayağından vurmuş.
Yok, henüz mesele "sabah sağcı bir eylemde kullanılan tabancanın öğleden sonra solcu bir eylemde kullanılması" aşamasına gelmiş değil tabii... Bunun için Amerikan gizli servisinin de devreye girmesi gerekir!
Ama Türk gizli servisi "hiç oralarda değil" bu sefer, darbe isteyenler bunu da hesaplıyorlar mı?

Yani siz cunta kurdunuz da Hakan Fidan duymadı mı? Her zaman bir Fuat Doğu'yu nereden bulacaksınız, sesini çıkarmasın?
CHP Genel Sekreteri de bazı gazetelere el koyacakmış.

Astronotlar hangi gezegene gideceklerini tartışıyorlarmış, kimisi Mars'tan kimisi Venüs'ten sözediyor... Karadenizli astronot "biz güneşe gideceğiz" demiş... "Olamaz, çok sıcaktır" demişler.

"Biz," demiş, "akşam serinliğinde gideceğiz!"
Sen sabah serinliğinde gel Gürsel, ama öyle dört buçukta da damlama, önce çayımızı içelim. Mesai saatinde gel.

(Sabah'tan)