Kıbrıslı Rumlar; 1974 Barış Harekâtı’ndan daha kötü bir süreç yaşıyor...
   Neden daha kötü?..
   Çünkü; 1974 sonrasında dünyanın birçok ülkesinden maddi ve manevi büyük destek bulmuşlardı...
   İskan sorunlarının çözümünden tutun, ticaret ve turizmin yeniden düzene girmesi konularında Arap sermayesini bile adaya çekme başarısı göstermişlerdi...
   Ayrıca o dönemde Yunanistan’da mali kriz yoktu...
   Bugün ise hem Yunanistan ağır kriz yaşıyor, hem de Kıbrıslı Rumlar...
   Ortak bir devlet çatısı altında birleşmek; güzel bir adada barış ve dostluk içinde yaşamak istediğimiz Kıbrıslı Rumların açlık ve sefalete sürüklenmesini asla istemeyiz...
   Geçmişte büyük acılar yaşadığımız halde; kötü bir duruma düşmelerinden sevinç duymayız...
   Bizim istediğimiz her iki toplumun da bu topraklar üzerinde huzur ve mutluluk içinde yaşamasıdır...
   Akdeniz’de ‘İkinci İsviçre’nin yaratılması, refah düzeyinin artması, hiç kimsenin güvenlik endişesi duymaması en büyük dileğimizdir...
   Bunu başarabilmek için de geçmişin yanlışlarını iyice tahlil etmek gerekir...
   Herkes kendi kendine “acaba biz ne yaptık, neden yaptık?” sorusunu yöneltmelidir...
   Yazımın başlığında önemli bir mesaj vardır...
   Çünkü 23 yıl önce benzer bir felaketin başlangıcını bizler yaşamıştık...
   ‘Asil Nadir’i Yok Etme Masası’ Başkanı Yorgo Yakovu ve arkadaşları 1990 yılını unutmuş olamaz...
   Asil Nadir; dünya çapında ün yapan Polly Peck Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı idi...
   Dünyanın ünlü markaları Sansui ve Del Monte’yi satın almanın yanı sıra, Türkiye’de ilk renkli televizyon ve video üretimini gerçekleştiren Vestel’i kurmuştu...
    Kıbrıs’ın ilk 5 yıldızlı otellerini faaliyete geçirmiş, narenciye ve patates üretiminde inanılmaz gelişmeler sağlamış, üretici, nakliyeci başta olmak üzere binlerce kişi refah içinde yaşamaya başlamıştı...
   Kamu hizmetinde çalışanlar bile istifa ederek, Asil Nadir’in şirketlerinde görev alıyordu...
   Kuzeydeki bu gelişme, güneydeki yönetimi oldukça rahatsız etmişti...
   Neden?..
  Çünkü tarih boyunca Kıbrıslı Türklere yukarıdan bakma ve küçümseme alışkanlıkları vardı...
   Yanni mutlaka ağa olacaktı...
   Ali ise Yanni’nin yanında uşak...
   Asil Nadir bu alışkanlığı tersine çevirecek adımlar attıkça, insan haklarını ayaklar altına alarak inanılmaz komplo teorilerini uygulamaya koymuşlardı...
   Sonunda başarılı olunca, hem Asil Nadir’i ve Polly Peck’in 20 binden fazla hissedarını, hem de Kıbrıslı Türkleri büyük bir sıkıntıya soktular...
   Binlerce insan işsiz kaldı...
   Asil Nadir’in yarattığı Narenciye Konsantre ve paketleme tesisleri, karton kutu fabrikası eriyip çürüdü...
   “Asil Nadir’i Yok Etme Masası’nın Başkanı Yorgo Yakovu, bu yapılanları bir bir İngiliz İstihbarat mensubuna itiraf etti...
   O kadar insafsız, o kadar düşmanca saldırı sonucunda evet; Asil Nadir zora girdi...
   Kıbrıslı Türkler işsiz kalarak yeniden fakirleştirildi...
   Asil Nadir halen asılsız iddiaların kurbanı olarak Londra’nın Belmarsh Cezaevi’nde bulunuyor...
   Umutlarını yitirmeden özgürlüğe kavuşacağı günlerin ve ondan sonraki dönemin hesabını yapıyor...
   Kıbrıslı Rumlar; işte bizlere 23 yıl önce yaşatılanların bir benzerini yaşıyor bugün...
   Onlar adına üzgünüz...
   Ve bu sıkıntılı günlerin en kısa sürede atlatılmasını, iki toplumu yeniden yakınlaştıracak gelişmelerin hız kazanmasını ve güzel adamıza özlenen barışın bir an önce gelmesini diliyoruz...
   İnsanlar; kötü düşünceleri bir kenara bırakırsa bu başarılabilir...
   Şu sözü hiç kimse hayatta unutmamalı:
   Daima iyi ol ki; kötülükler senden uzak dursun...

(Kıbrıs'tan)